Düşünüyorum da hayat ne kadar kısa.

Düşünüyorum da hayat ne kadar kısa.
Bir nefeslik aslında.
Ama o nefesi alıp vermek ne de çok kıymetli.
İnsan bir saniye zor dayanıyor.
Aklım hep enkaz altında kalanlarda.
Hayatı ne de çok boşa harcamışız.
Düşünsenize bir gün akşam oluyor.
Ailenle evde toplanıyorsun. 
Herkes işten geliyor. Yemek yapıp, sofra kuruyorsun.
Yemeğini yiyip, oturuyorsun, Sonra uyuyorsun.
Sabah olacak işe gideceksin ama sabah olmuyor.
Gecenin en derin uykusunda deprem oluyor.
Kimisi uyanıyor, kimisi uyanmadan gidiyor.
Enkazda üzerlerine tonlarca hafriyat dökülmüş gibi bina çöküyor.
Ne olduğunu anlamıyorsun. Düşünmesi bile ne kadar kötü değil mi?
Ama gerçekten yaşanıyor ve enkazın altında mucizelerde yaşandı.
Tabi özellikle bebekler.
Sevinsek mi üzülsek mi bilemedim.
Anne diye ağlayacak kimliğini bilmiyorsun.
Kim kimin çocuğu, kim kimin ailesi bilinmiyor, enkazdan çıkarıldığı için.
Bundan daha acısı var mı acaba?
Kefen bile nasip olmayan binlerce insan var.
Hayatta her şey nasip. Bunu bir kez daha anladık.
Kurtarıcı ekiplerde sağ olsun.
Hiç geceleri gündüzleri yok hayat kurtarmak için, iyi ki varlar.
Onlarda olmasa ne yaparız.
Kötü insanlar da çok, onlara hiçbir şey demiyorum.
Fırsatçıları Allah'a havale ediyorum.
Unutmayın; ağlayanın malı, gülene kalmaz.