Bugün de söze şöyle başlayayım dedim içimden: “Kimin askerlik resmi yoktur?”

 Bugün de söze şöyle başlayayım dedim içimden: “Kimin askerlik resmi yoktur?”
 Amacım, çarpıcı bir başlıkla sizi şaşırtmak değil ama nedense böyle başlayarak hem yeni bir bakış açısı hem de oldukça farklı bakış açıları getirebileceğimi düşündüm.
 Aklınıza ilk gelen kuşkusuz “Kadınların.”dır ama bir de kafamda gezinenlere bakın:
 Henüz askerlik çağına gelmemişler” veya “resim çektiremeden ölmüş askerler”…
 Örneğin Türkiye, Amerika, İsrail gibi ülkeler dışında oldukları için kadınları askere almayan ülkelerdeki kadınlar…
 Konuya hangi açıdan ve hangi ölçütlerle baktığınıza bağlı tabii. Bir de resim çektirmeyi sevmeyenler var ki onlardan söz etmedik daha. Peki ya “Çekilen resim, kişinin  ruhunu emiyor.” diye resim çektirmeyenleri nereye koyacağız bu tabloda? Diyelim onlar özel bir ressama resimlerini yaptırıyorlarsa yani bildiğimiz görüntü tekniğinin dışında kalıyorlarsa?
 Konuyu çok zorladığımı ve sizi köşeye sıkıştırdığımı sanmayın ama ya sürekli savaşın içinde oldukları için resim çektirme fırsatı yakalayamayanları hangi kategoride ele alabiliriz.
 Şimdi de “Hep sıra dışı örnekler yaratmağa çalışıyorsun!” diyenlere ne kulp takacaksınız bakalım? Akıl düşünmek için varsa bu da geçerli bir neden değil mi sizce? Belki de tartışmamız bittikten sonra bile aklınıza değişik nedenler gelmeyecek mi sizin?
Diyelim askere gitti, askerlik yaptı ama ordunun ya da devletin bu işe ayıracak parası yoktu. Kısaca değişik nedenlerden kaynaklanan bir fotoğrafsız askerlerden oluşan ülke yok mudur diyorsunuz açık açık?
 Bir ülke düşünün ki askerlerinin fotoğraflarını çekmiş ama resimlerin tümünün yandığını sonradan fark etmiş.   
 Bir başka durum da şu olamaz mı örneğin? Ordu, askerlerinin hepsinin resmini çekmiş ama muayeneye alındıkları gün çekmiş sadece. Askerlik resmi olduğunu nasıl kanıtlayacaksınız yarı çıplak adayların resimlerini?
Bu konuda ortaya konacak o kadar çok geçerli neden vardır ki saymakla bitmez. Ancak sizin dinleme sabrınızı ve hoşgörü sınırınızı zorlamak da istemem yeni varsayımlar ileri sürerek.
Gördünüz mü ne kadar haklıyım bu konuda.
Bu arada hâlâ sakinseniz ve bu cümleye kadar dengeniz bozulmadıysa sizi içtenlikle kutlarım ey okur. Bir yazara bu kadar bağlanılır da bu kadar mı inanılır! Sevgiler.