Bugün seçimleri yazacaktım ama gördüm ki sonuçtan kimse memnun değil 28 Mayısta yazarım artık.

Bugün seçimleri yazacaktım ama gördüm ki sonuçtan kimse memnun değil 28 Mayısta yazarım artık.
Dünya üzerindeki fakir ülkelerin % 99’unu Müslüman ülkeler oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre de dünya petrol ihtiyacının da % 75 i de bu Müslüman ülkelerden karşılanmakta.
Dr. İlhami Pektaş’ın da belirttiği gibi İslam coğrafyasında insanların % 86’sının yıllık geliri 2000 doların altında. % 76’sının geliri 1000 doların altında, % 67’sinin geliri ise 500 doların altındadır. Ayrıca Kafkasya ve Orta Asya ülkeleri de doğal gaz ve petrol açısından bir hayli zengindir. Kazakistan’ın tespit edilmiş petrol rezervi 17. 6 milyar varildir. Doğal gaz kapasitesinin ise 58-83 trilyon m3 arasında olacağı tahmin edilmektedir. Türkmenistan’ın doğalgaz yataklarındaki rezerv miktarı ise 98-155 trilyon m3 arasındadır ve bu ülke dünyanın en büyük dördüncü doğal gaz üreticisidir. Ancak bu yer altı kaynaklarının kaymağını ya ABD, ya Rusya, ya Çin ya da İngiltere, Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkeleri yemektedir. Örneğin Özbekistan ve Kırgızistan altın üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden olmasına rağmen insanlarının hayat standartları ise neredeyse dünyanın en gerisindedir.
İslam ülkeleri fakirdir, çünkü o çok sevdikleri, peşinden koştukları emperyalist batılı ülkeler Müslüman ülkelerin tüm zenginliklerini kökünden sömürmektedir.
İslam ülkeleri fakirdir çünkü o çok övdükleri Avrupalı emperyalist ülkeler dinimizin içine fitneyi, fesadı sokmakta ve bunu çok iyi başarmaktadırlar. Bugün İslam dünyası çok başlıdır. Dünyanın pek çok yerinde meydana gelen Müslüman mezhep kavgaları, emperyalistlerin Müslümanlara attığı planlı ve örgütlü haçlı seferi kazıkların bir sonucudur. Tarihteki meşhur haçlı seferleri günümüzde de Müslüman ülkelerin üzerine adeta dalga dalga akmaktadır. Müslümanlar bugün ülkelerini kavuran kavimcilik, ırkçılık, mezhepçilik gibi oyunları ile içten içe dinden ve zenginliklerinden uzaklaştırılmaktadırlar.
Neredeyse her gün İslam ülkelerinden gelen kanlı haberlerle vicdanlarımız dağlanıyor. Son olarak IŞID örgütünün Irak’ı kana bulaması ve yakın bir zamanda Irak’ın 3 ‘e bölüneceği ve Suriye’nin 4’e bölüneceği planları Orta Doğu’yu bilinmez bir çıkmaza soktu. Bir yandan sömürgeciliğin bıraktığı problemli sonuçlar öbür yanda işgalci politikalar. Asya tarafındaki neredeyse bütün İslam ülkeleri yıllarca İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya’nın işgalci güçleri tarafından işgale uğradı, esir alındı, zulme maruz kaldı ve tüm kaynaklarına el konuldu, sömürüldü ve halen de sömürülmektedir. Bugün halen başta Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Myanmar, Somali, Mali, Kuzey Nijer, Moritanya ve Çad olmak üzere pek çok ülkenin askeri ya da kendi askerleri ve kışkırtılmış topluluklar bu bölgelerde halka zulmetmeye devam ediyor. Başta ABD olmak üzere bu bölgelerde önce iç savaşların planlanıp uygulamaya konulması daha sonra barış götürme bahanesiyle milyonlarca insan katledilmiş, esir edilerek zulme uğratılmışlardır.
Türkiye’ye bakacak olursak, her 10 yılda bir darbe, terör, PKK saldırıları, Ermeni saldırıları, mezhep kışkırtmaları, Ergenekon ve paralel yapılanması gibi dış ve iç odaklı emperyalist güçlerin kurgularıyla gelişmesi engellenmeye çalışılmış ve çoğunda gelişmesi engellenmiştir.
Müslüman ülkeler bu fitne, fesat, mezhep kışkırtmaları ile kendilerine kurulan bu tuzakları görmedikçe, Eğitime önem verip cahillikten kurtulmadıkça, Müslümanlığı gerçek anlamda doğru anlayıp uygulamadıkça, birlik ve beraberlik içinde olmadıkça bu iç çatışmalar devam edecek. Emperyalist güçler, Müslümanların elindeki tüm doğal kaynakları çıkarılan bu kasıtlı kargaşa ortamlarında sonlandırıncaya kadar sömürmeye devam edecek, Müslümanların gelişmesine asla izin vermeyeceklerdir.