“Dur bakayım!”

GÖRÜNMEZ KAZA
                                                                                                                                            
“Dur bakayım!”
“…”
“Geçmiş olsun arkadaşım, ne oldu?”
“Sa olasın.”
“Tamam da… ‘Geçmiş olsun.’ diyorum, sende tık yok, hayırdır?”
“Hayrı şeri bırak, bi şey yok.”
“Ne olup bittiğini anlatmayacak mısın?”
“Gel şurda hem çay içelim hem de laflarız, epeydir görüşemiyoruz ya!”
“Tamam da, elin…”
“Ya bırak elimi kolumu. Ge şuraya oturalım hele!”
“Nereye?”
“Her zamanki yere. Akbank, Ziraat, İş Bankası kavşaandaki yere. Ben zaten kahvaltı da etmedim. Birer simit yeriz, de mi?”
”Ne oldu da?”
“Uzatma canım. Anlatıcam.”
“Anlatacağım demek kolay, bir de anlatsan!”
“Anlatıcam dedim ya, ananın karnında nası durdun sen dokuz ay?”
“On günü de var.”
“Hep diyosun ya bana her telefon edişinde.”
“Ne diyormuşum?”
“Kalk gel, yeter evde kukumav kuşu gibi oturup kaldıın. Çık şu dört duvar arasından da gel iki lafın belini kıralım diye…”
“Kır artık neyi kırıyorsan, yeter ki anlat.”
“Taam taam!”
“Daha iki lafı bile doğru söylemiyorsun ama lastik gibi uzattıkça da uzatıyorsun.”
“Kısa kes, meges diyosun yani. Lafımı kesme de anlatayım.”
“Üf, hadi!”
“Hava soğumaya başladı, biliyosun.”
“Eee?”
“Epeydir üstüme bi şey almam gerekiyor evde otururkene.”
“Eee?”
“Yetmezmiş gibi yağmur, fırtına derken kapıyı açıp kapadıkça rüzgâr…”
“Eee, lafı nereye getireceksen getir de şu eziyet bitsin!”
“Anlatıyoz ya, patladın mı bilader!”
“Ya sabır, hadi hadi!”
“Epeydir  hava soğumadı diye duş almıyodum ama…”
“Ee?”
“Gene melemee başladın bakıyom!”
“Hadi bitir şu lafını da!”
“Yani gözümü karartıp girdim hamama!”
“Hamama mı, hamam mı kaldı Çanakkale’de!
“Olma mı, var ama evdekini demeğe çalıştım. Girdim banyoya yani…”
“…”
“Açtım kombiyi iyice. Zaten havada soğumuş.”
“…”
“Sora da geceler iyice soğuk olmaa başladı bikaç gündür.”
“Sadede gel!”
“Kızma yavu, bitiyo! Sadede gelemedim ama doğalgazı okumaa geldiler dün…”
“Tabi gelecekler. Ne var ki bunda?”
“Ne varı var mı? Sayacı okuyup makbuzu uzattı ya delikanlı…”
“Eee?”
“Ne e’si… İşte o makbuzu tutar tutmaz yandı işte bu elim! Bundan sonra da doğalgazı kullanırsam!”