1915 yılında bugün Çanakkale'de, Binbaşı Ahmet Bey komutasındaki Muâvenet-i Milliye muhribi, Golyath zırhlısını torpilleyerek batırdı.

HMS Goliath, Kraliyet Donanmasına bağlı Canopus sınıfı bir ön-dretnottur. 23 Mart 1898 tarihinde denize indirildi. 1900 yılında donanmada göreve başladı ve 1905 yılına kadar Uzak Doğu'da hizmet etti. Gemi 13.160 ton ağırlığında idi, uzunluğu 120, genişliği 23 ve yüksekliği de 7,6 metre idi. Çanakkale Savaşı'nda, 12 Mayıs 1915 tarihinde Muavenet-i Milliye tarafından torpillenerek batırıldı.

Muavenet-i Milliye (Osmanlıca: ?????? ????, "milli yardımlaşma"), Osmanlı Donanmasında 1910-1923 yılları arasında hizmet etmiş bir torpido botudur. Çanakkale Savaşı esnasında 12 Mayıs 1915'i 13 Mayıs'a bağlayan gece Kraliyet Donanması ön dretnotu HMS Goliath'ı gerçekleştirilmiş bir operasyon sonucunda batırmasıyla bilinmektedir.

İsmini, donanmanın güçlendirilmesi için kamuoyundan finans sağlanması amacıyla İstanbullu 28 iş adamının öncülüğünde kurulmuş ve faaliyetlerini kısa sürede bütün yurda yaymış "Donanma-i Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti"nden (günümüz Türkçesiyle: "Osmanlı Donanması Milli Yardımlaşma Derneği", kısa adı "Donanma Cemiyeti") almıştır. Muavenet-i Milliye bu cemiyet tarafından satın alınmış ilk gemidir.

Türk Deniz Kuvvetleri'nin Muavenet-i Milliye den sonra gelen üç gemisine bu ilkinin şerefine Muavenet ismi verilmiştir.
1910'da Almanya'dan satın alınan Muavenet-i Milliye'nin gemi komutanlığını 1912'den itibaren kıdemli yüzbaşı Ahmed Saffet (Ohkay) yürütmüştür. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girişinin ilk aylarında Karadeniz operasyonlarından görevlendirilen Muavenet-i Milliye, Çanakkale Savaşı'nın başlamasıyla bu cepheye yönlendirilmiştir.

Goliath'ın batırılması
Çanakkale Savaşı deniz harekâtlarının kara ve deniz savaşları haline geldiği Çanakkale Savaşı ikinci aşamasında, 6-8 Mayıs 1915 arasında yapılan İkinci Kirte Muharebesi'nin de Türk zaferi ile sona ermesi ve Müttefik güçlerin geri püskürtülmesi ile Morto Koyunda büyük baskı altında kalan Fransız birliklerine destek amacı ile HMS Goliath ve HMS Cornwallis ön-dretnotları, beş muhrip takviyesinde, koyda konuşlandırılmıştı. Bunun üzerine bu filoya karşı bir harekât düzenlenmesine karar verildi.

12 Mayıs 1915 günü torpido uzmanı Alman yüzbaşı Rudolph Firle ve iki astı Morto Koyu'nda bir keşif gerçekleştirdiler ve akşam saatlerine doğru Muavenet-i Milliye'ye binerek geminin torpido timine katıldılar. Geceyarısına doğru demir alan Muavenet-i Milliye karanlıkta sessizce seyrederek destroyerleri aşmayı başardı. Bu esnada destroyerlerden sadece birkaç yüz metre mesafeden geçmiş ve bunlar tarafından fark edilmemeyi başarmıştır. İki savaş gemisinden Goliath üzerine yaklaştığı esnada düşman gemisinin gözetçileri anlık bir tereddütle "parola" sormalarını fırsat bilmiş ve mümkün olan en yakın mesafeden üç isabetli torpido ateşlemiştir[3]. Torpidolar Goliath'ın zırhını delerek gemi içinde büyük bir patlama yaratmıştır. Goliath birkaç dakika içinde alabora olmuş ve batmıştır. 700 kişilik mürettebatından kaptanı da dahil 570 personel ölmüşlerdir. Çanakkale önündeki müttefik filosunun komutanı sonradan not defterine "düşman madalyayı hak etti", sözlerini yazacaktır.

Goliath'ın batırılışı İngiliz deniz kuvvetlerinin en üst komuta kademesinde bomba etkisi yaratmıştır. Bir gün sonra (14 Mayıs) haberin Londra'ya ulaştığı anda sürmekte olan kabine toplantısı yarıda kesilmiş, 15 Mayıs 1915 günü İngiliz deniz kuvvetleri komutanı (First Sea Lord) Amiral Fisher, komuta kademesinde yaşanan şiddetli tartışmalar sonrasında istifa etmiştir. Bu istifayı iki gün sonra (17 Mayıs) Bahriye Nazırı (First Lord of the Admiralty) Winston Churchill'in istifası izlemiştir. Britanya'nın en modern savaş gemilerinden HMS Queen Elizabeth Çanakkale cephesinden çekilmiş, kısa bir süre sonra (25 Mayıs) Triumph savaş gemisinin Kabatepe açıklarında ve Majestic savaş gemisinin Seddülbahir açıklarında Alman denizaltısı U21 tarafından batırılmasıyla da cephedeki müttefik deniz gücü daha da zayıflamıştır. Deniz gücünün zayıflaması müttefik kara birliklerinin yararlandığı desteği azaltarak kara operasyonlarının akıbetini temelden etkilemiştir.

Gemi kaptanı kıdemli yüzbaşı Ahmed Saffet ve yaklaşık 90 kişilik mürettebat İstanbul'a dönüşlerinde kahramanlar olarak karşılanmışlar, geminin Boğaz'a girişinde şerefine iki kıyıdaki bütün ışıklar yakılmıştır. Madalyalar ve nişanlarla ödüllendirilmişlerdir.