Bu böyle yaşamak mı azizim, El yesin, sen yutkun karşısında, El yesin, el içsin lıkır lıkır, Sen kuru fasulye kaşıkla sabah akşam.

Bu böyle yaşamak mı azizim,
El yesin, sen yutkun karşısında,
El yesin, el içsin lıkır lıkır,
Sen kuru fasulye kaşıkla sabah akşam.
El sıkmasın kendini,
El saysın paraları şıkır şıkır,
Sen dayan spor totoya,
Ver millî piyangoya.
El maaş alsın aybaşında tıkır tıkır,
Sense evden geleceği beklersin,
Cep, ayın her günü tamtakır kurubakır.
El karbonat içer yemek üstüne hapur hupur,
Sense doymamışsındır, su içersin.
O yemek üstüne sade kahve içer,
Sense ertesi günü düşünür vazgeçersin.
Elin canı sıkılır, her yanı kıpır kıpır,
Sinemalarda, barlarda, tiyatrolarda,
Sense garip, sense mahzun, sense iyimser,
Afiş seyreder de şükredersin haline kapılarda.
Şikayetin de olmaz;
Birader, seninki de laf mı?
Züğürde hayal sorulmaz.
Elin sevgilisi var, karısı, karısı,
Her akşam şapur şupur,
Sana pencere seyretmek de yeter.
El öpüşür karşında, sen yutkunursun,
Yerde ararsın hayatı,
Yatar, gökte bulursun.
El bakmaz gözünün yaşına, zıpır mı zıpır,
Geçerler de karşına alay ederler,
Bu böyle yaşamak mı azizim,
Bizimkine eziyet derler.