İnsanın bazen sırtının kaşınacağı gelir ama kaşıyamazsın. Sağdan uzatırsın başparmağını veya soldan ama ulaşamazsın o deli gibi kaşınan noktaya.

İnsanın bazen sırtının kaşınacağı gelir ama kaşıyamazsın. Sağdan uzatırsın başparmağını veya soldan ama ulaşamazsın o deli gibi kaşınan noktaya. Zaten diğer parmakların yeteneksizliği tutar o noktaya ulaşmada. Bu kez yine başparmakla aşağıdan denersin gene ulaşılamaz yerdedir kaşıntı. Son çare, kalan dört parmakla, enseye destekle üstten saldırırsın, nafile! Gel de sinir olma!
İşte ne yapsa çaresiz kalan bir insanoğlunun aklına parlak bir fikir geldiğinde bu olanaksızlığın da sonu gelivermiştir: Kaşınma çubuğu hem de intikam alırcasına el biçiminde! El mi yaman, bey mi yaman! Başparmağı bile olan minicik bir el. Tahtadan veya plastikten yapılmış bu aygıt çözüvermiştir bu sorunu. İnsanoğlu kim bilir neleri denemiştir daha önce benim gibi. Sinek vurucu plastiğin veya çekeceğin ince uzun sapını örneğin…
Çekecek deyince onun da güzel bir buluş olduğu aklıma geldi. Daha önceleri aklıma gelen kapı kolu da öyle değil miydi?
Düşünüversek neler neler gelir aklımıza!
Yıllar yıllar öncesinde de takma dişler fırçalanıp temizlenerek, artık miadını doldurmuş, kullanılmayan bir bardağa konurdu gece yatılırken. Sabah da yeniden durlanıp takılırdı. Ama sonraları neyi düşündü insanoğlu? Yapıverdi plastikten takma diş koyma kutucuğunu, oh, sorun çözüldü.
Atalarımız ateş yakmak için nasıl ağaç çubuğu hızlı ve sürekli çevirerek amacına ulaştıysa ayağına bir şeyler batıp kesilerek yaralanmasın diye de ayaklarına bir kap bulmayı akıl etmişler biliyorsunuz.
Takas yönteminin de zorlukları olmuştur tabii. Tavuğunuz varsa yumurtasını verip buğday almanız gerekmiştir, pirinciniz vardır ama değiştirme yöntemiyle yağ da alabilirsiniz komşunuzdan. Eldeki çeşitlerle sınırlı ve çaresiz kalmamak için neyi bulmuştur insan? Tabii ki para kolaylaştırmıştır her şeyi. Sonra da biliyorsunuz banka ya da kredi kartlarını. Sonuçta “Paran kadar konuş!”a gelip dayansa bile iş pratikleşmiştir.
Bu yazıyı okurken neler neler gelmiştir kim bilir aklınıza ki saymakla bitmez. Nasıl insanoğlu önce taşı yonttu, sonrası hızla gelişti. Mızrak yaptı, ok yaptı, bıçak yaptı ama varlıkları hemen vuramıyor ya da öldüremiyordu. Tuttu, bu kez silahı buldu. Barışçıl bir düşünce yapınız buna hemen karşı çıktı belki ama sonuçta sizi tehdit eden bir düşman varsa kesici aletlerin yetersizliği ve mesafe zorluğu da çıkınca, tuttu ateşli silahı keşfetti.
Sözü uzatmayalım. İster yararlı ister zararlı olsun, ne akıl etti ve yeni ne yaptıysa hepsi ihtiyaçtan!