20. Milli Eğitim Şurası'nda "okul öncesi eğitimde çocuklara din eğitimi verilmesi" bir çok kesim tarafından tepkiyle karşılandı. Öneri kararı alınmasına bir tepki gösteren de, Atatürkçü Düşünce Derneği GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın oldu. Akyalçın; ‘’Pedagoji bilimine aykırı, çağ ve akıl dışı bir karardır.’’ diyerek karar hakkında; ‘’Böyle bir kararın uygulanması okul öncesi eğitim çağındaki çocuklarımızın ruh ve akıl sağlıkları için ciddi bir tehdit olacaktır.’’ dedi.
 
20. Milli Eğitim Şurası'nda "okul öncesi eğitimde çocuklara din eğitimi verilmesi" yönünde karar alınmasına birçok dernek ve eğitimciden eleştiri geldi. Tepki ve leştirileri sıralayanlar arasına Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği adına, Atatürkçü Düşünce Derneği GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın’dan geldi. Akyalçın yaptığı yazılı açıklamada; ‘’Adında hâlâ milli ve eğitim sözcüklerini barındıran, katılımcıları değiştirilmiş, yöntem ve gelenekleri tarumar edilmiş, tamamen mevcut iktidar anlayışının yandaşlarından oluşturulmuş bir grup “eğitimci” ile toplanan 20. Milli Eğitim Şurası’nda oy çokluğu ile “okul öncesi eğitiminde, çocuklara din eğitimi verilmesi” öneri kararı alındığını basından öğrendik. Bu öneri kararı “çocuğun üstün yararı” ilkesine ve pedagoji bilimine aykırı, çağ ve akıl dışı bir karardır. Böyle bir kararın uygulanması okul öncesi eğitim çağındaki çocuklarımızın ruh ve akıl sağlıkları için ciddi bir tehdit olacaktır.’’ dedi.
 
Açıklamada dindar ve kindar bir nesil yetiştirme çabalarının eğitimde felakete dönüştüğünün altı çizilerek; ‘’Eğitimin bilimsellikten uzaklaştırılıp dinselleştirilmesi, ilköğretimde 4+4+4 sitemi ile yaratılan olumsuzluklar, 8 kez değişen Milli Eğitim Bakanlarının her birinin yapboz denemeleri, okullarda din ve ahlâk bilgisi derslerinin bazı tarikat ve cemaatlerle verilmesi, Bakanlığın kimi şaibeli ve Laik Cumhuriyet karşıtı vakıflarla imzaladığı protokoller, hukuken tartışmalı zorunlu din dersi uygulaması ve nihayet dindar ve kindar nesiller yetiştirme çabalarının eğitimde nasıl bir felakete yol açtığı ortada iken, bir de Milli Eğitim Şuralarının tarihsel ve bilimsel önem ve değerine uymayan bu çağ dışı kararın alınabilmiş olması gerçekten esef vericidir. Atatürkçü Düşünce Derneği; bu kararı kabul etmemekte, büyük Atatürk’ün gösterdiği “Muasır medeniyet seviyesini aşma” hedefine ancak Laik, Bilimsel, Çağdaş ve Ücretsiz Eğitim ile ulaşılabileceği gerçeğini Milli Eğitim Bakanlığına hatırlatmayı görev saymakta ve bu öneri kararının asla uygulanmayacağını duymayı beklemektedir.’’ ifadeleri yer aldı.
 
İbrahim Akın KAZANCI