Çanakkale'nin Olimpiyatlar’a giden ilk milli atleti olan Oğuz Uyar, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın sona ermesinin ardından kente geri döndü. Antrenmanlarına hız kesmeden devam eden Uyar, bekledikleri başarıyı elde edememiş olmalarına rağmen hedefinin her geçen gün büyüdüğünü belirterek, "Hala daha da istiyoruz, o madalya Çanakkale'ye gelene kadar asla da pes etmeyeceğiz" sözleriyle 2024 Olimpiyatları'na aday olduğunu söyledi.

Fenerbahçe Spor Kulübü'nde milli atlet olarak kariyerini sürdüren 19 yaşındaki Oğuz Uyar, Çanakkale'nin Olimpiyatlar’a gönderdiği ilk sporcu olma unvanını taşıyor. 4x100 Erkekler Bayrak Takımı'nda milli sporcu olan Uyar, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'na katılarak, Türkiye'yi temsil etmeye hak kazanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen yarışı 39 saniyede bitiren Türk Milli Takımı, en iyi derecelerine imza atmasına rağmen yarışta sonuncu oldu. 3 senedir profesyonel olarak atletizm ile uğraşan Uyar, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Atletizm Antrenörü Vijdan Berberoğlu ile çok iyi bir takım olduklarını ve süreç boyunca Türk halkının desteğini arkasında hissettiğini aktardı. Genç sporcu, Çanakkale Şehitleri'nin gücünden destek aldığının altını çizerek, Olimpiyat madalyasını Çanakkale'ye getirene kadar pes etmeyeceklerini söyledi.
 
Spora her çocuk gibi mahallede futbol oynayarak başladığını söyleyen Uyar, “Ardından Çanakkalespor’da ve Barbarosspor’da bir süre lisanslı futbol oynadım. Ortaokulda bir hocam keşfetti beni ve Vijdan hocam ile tanıştırdı. Atletizm yapabileceğimi, bu konuda yetenekli olduğunu söylemişti. 1 sene boyunca yüksek atlama yapmak için gelip gittim… Ardından biraz mola verdim. Lise takımıyla da stadyuma gelip gidiyorduk. Ancak sporla pek ilgilenmiyordum çünkü çalışarak para kazanmak daha cazip geliyordu. Elektrikçide çalıştım, düğünlere fotoğraf çekmeye gittim. Vijdan hoca beni ikna etti ve sahip çıktı. Arkadaşım Emre Derya da hep yanımda durdu, teşvik ettiler beni yani…  Sonra başladık. İlk yarışımda milli takıma girdim. Sürekli bir hedef koyarak, ‘bunu geçeceğim, bu madalyayı alacağım’ gibi ilerledik ve biz hedeflerimizi koydukça başarılar da gelmeye başladı. Çalıştıkça Türkiye rekorları kırmaya başladım. Resmiyette 5 tane Türkiye rekorum var. Bir sporcunun en büyük hedefi tabii ki Olimpiyatlar, orası güneş… Biz her zaman güneşi hedefliyoruz ki, Ay’a daha rahat varabilelim. Olimpiyat öncesinde Avrupa Şampiyonaları, Dünya Şampiyonları gibi yarışlara da katıldık. Bu sene Dünya Şampiyonası’na katıldık. Olimpiyat kotası almak için sadece 4x100 takımından, Dünya Bayrak Yarışları’na katıldık, orada kota alamadık. Ama sonrasında Erzurum’da biz, o kotayı aldık. Bizim asıl hedefimiz Avrupa Şampiyonası’ydı aslında ama Olimpiyat çıkınca ona yöneldik ve sonunda gidebildik” dedi.
 
“BEN ÇANAKKALE’DEN ÇIKTIM, ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ’NİN KANINI TAŞIYORUM”
“Olimpiyat’ta olmak çok güzeldi” diyen Uyar, “Çünkü idol olarak gördüğün insanlarla orada yarışabilmek hatta yan yana oturabilmek dahi çok güzel bir duygu… Televizyondan izleyip gıpta ile baktığımız insanların yanında koşmak, onlara rakip olduğunu hissetmek harika bir şey, kesinlikle daha profesyonel hissettiriyor insana… Tabii ki hedeflerim gün geçtikçe daha da yükseliyor, Olimpiyat onlardan biriydi ve ona gidebildim. Şimdi ben oraya gidip heyecanımı attım üzerimden, yaşım henüz 19; 2024, 2028,2032 hepsine adayım… Çanakkale’den Olimpiyatlara katılan ilk kişiyim ve bu çok gurur verici… Açılışı ben yaptım diyebilirim. Rol model olarak bakıyorlar genelde, küçük çocuklar özenerek bakıyorlar, aileler ulaşarak çocuğumuzu nasıl spora yönlendirebiliriz şeklinde sorular soruyorlar… Şöyle yapabiliriz, böyle yapabiliriz diyorum... Küçük çocuklar sürekli sorular soruyorlar, ‘senin gibi olmak istiyoruz’ diyorlar. Ben çok mutlu oluyorum bunları gördükçe ve üzerine koyarak daha fazla şey yapmak istiyorum. Olimpiyat’a gittik, evet bir başarı alamadık belki ama o Olimpiyata gitmek de çok zor. Bunu hak ediyorsan zaten, o düzeyde bir sporcusundur demektir. Aslında kota almak daha zor… Şimdi yarışlarda şöyledir, seçme-yarı final-final yaparlar… Seçme normal geçer; yarı final, çok sağlam geçer; finale kalmak önemlidir. İşte bu da, finale kalmak gibi bir şey... Olimpiyata gidersen eğer, orada ne olacağı belli olmaz. Ben şuna inanıyorum bizim çok büyük bir milliyetçilik, vatan duygumuz var. Türk Bayrağı kimsede yok, bu duygu kimsede yok ve bizim vatanımız için yapamayacağımız hiçbir şey yok. Biz, işte bu duygularla çıkıyoruz oraya. Türk Milleti arkamızda diyoruz. ‘Ben Çanakkale’den çıktım, Çanakkale Şehitleri’nin kanını taşıyorum’ diyorum. Bu şekilde kendimi motive ederek, iyi hissedebiliyorum bu da yarışlarımın olumlu sonuçlanmasına yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
 
“O MADALYA ÇANAKKALE’YE GELECEK”
Olimpiyatlara katılmak için hak elde ettikten sonra bazı bürokratları ziyaret ettiklerini belirten Uyar, “Bizi çok desteklediler, o noktaya kadar sıfırdık. Hiçbir şekilde desteğimiz yoktu, kendi ellerimizle geldik. Ağırlık salonumuz yoktu, soğuktu ve antrenmanlarımızı dışarıda yapardık. O zamanlar çok zorlandık ama yine de pes etmedik. Bir hedefimiz vardı ve kesinlikle çok istiyorduk. Hala daha da istiyoruz, asla da pes etmeyeceğiz, o madalya gelene kadar. O madalya, Çanakkale’ye gelecek. Bazı insanlara verdiğimiz sözler de oldu… Yaş olarak da henüz ufağım, takımdaki herkes benden en az 5-6 yaş büyük… Ben henüz 3 yıldır spor yapıyorum, onların spor yaşları da benden büyük… Bu yüzden erken olduğunu ve ileride yapabileceklerimizin sınırı olmadığını düşünüyoruz” diye belirtti.
 
OLİMPİYAT SÜRECİ
Olimpiyat maratonuna girilmesinin ardından öncelikle Olimpiyat Köyü’ne götürüldüğünü söyleyen Uyar, “20 gün kadar kaldım orada… Her gün antrenmanımızı yapıyorduk. Tüm Olimpiyat sporcularının kaldığı, 11 bin kişilik bir köydü orası… Çok güzel bir yer çünkü oradaki herkes sporcuydu. Herkes oraya mücadele için gelmiş. En tepedeki insanlarla birlikte kalıyorsun. Tokyo çok güzel bir şehir, Olimpiyat için çok güzel düzenlemeler yapmışlardı. Oradaki bana birisi ‘Çanakkale mi, Tokyo mu?’ diye sormuştu, ‘Çanakkale’ demiştim. Memleketimin toprağı gibi olmuyor hiçbir yer. 3-4 aydır Olimpiyat için yurtdışında kamplardayım. Yani 4 ay boyunca Çanakkale’ye gelemedim. Her hafta yarış vardı, baskılar stresler… Çanakkale’ye gelerek bütün sinirimi stresimi attım, çok iyi oldu” şeklinde konuştu.
 
“AİLEM AKADEMİK KARİYERİMİ DAHA ÇOK ÖNEMSİYORDU”
Uyar, “Benim ailem akademik başarımı daha çok önemsiyordu, çok istiyorlardı. Ben spora başladığımda ilk başta desteklemediler, çok kavga ettik. Tabii şimdi öyle değil, çok destekliyorlar. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde BESYO okumaya karar verdim, bu sene başlıyorum. Üniversite ile de birkaç projemiz var. Üniversiyat yarışları oluyor, Dünya Şampiyonası… İnşallah Çanakkale’mizi, Türkiye’mizi ve üniversitemizi temsil edeceğim” ifadelerini kullandı.
 
“TÜRK ASKERİ GİBİ HİSSEDİYORUZ”
Haftanın 6 günü en az 3 saat antrenman yaptığını söyleyen genç sporcu, “Bir sonraki sezon Oregon’a gideceğim, Amerika Şampiyonası var. İnşallah orada hedeflerimiz var. Basamak basamak ilerliyoruz çünkü kimse birden 10’a fırlayamıyor. Hocamla birbirimize güveniyoruz, çok iyi bir takımız. Takım arkadaşlarım da aynı zaman da bana güveniyor, çok destek oluyorlar. Ailem, Çanakkale ve Türkiye halkı, Federasyonumuz… Herkes arkamızda olduğunu hissettiriyor. Savaşa gider gibi, Türk askeri gibi hissediyoruz. O gücü, insanları, Çanakkale Şehitleri’nin gücünü kanımda hissedebiliyorum” diyerek önümüzdeki sezon için planlarından bahsetti.
 
JİMNASTİK, SPORA BAŞLAMAK İÇİN EN İYİ DAL
Uyar, izinden gidecek olanlar için, spora başlamanın bir yaşı olmadığının altını çizerek, “Ben bunu spora geç başlamış bir insan olarak söylüyorum. Spora her zaman küçük yaşta başlamak bir avantajdır. Bazı şeyler ne yazık ki belirli bir yaşa kadar öğreniliyor. Yani yaşı yoktur ama erken başlamak avantajlıdır. Küçük çocuklarını başlatmak isteyenlere de hep aynı şeyi söylüyorum: Jimnastik. Zaten bizim ülkemizde, jimnastik, atletizm ve yüzme ana sporlar, olmazsa olmazımız… Tabii futbol da var ama futbol zaten çok ilgi görüyor. Ama bu dört branş başlanması gereken dallardan biri. Ben yine de soranlara jimnastik diyorum. İlk önce bütün kas gruplarının çalışması gerekiyor. Jimnastik ve atletizm bunu sağlıyor. Biz o dallardan futbola da sporcu veriyoruz, yüzmeye giden de oluyor. Atletizm sadece atletizm de değil. 100-200 metre, engelli, uzun atlama… O kadar çok alanı var ki… Bize gelen insanları asla yeteneksiz diye bırakmıyoruz, mutlaka bir dala yönlendiriyoruz” dedi.
 
“MAALESEF FUTBOL KADAR İLGİ GÖRMÜYORUZ”
Çanakkale’de aslında çok sporcu var olduğunu ancak maddi ve manevi olarak gerekli desteği göremediklerini söyleyen Uyar, ”Benim dışımda da Milli Takım’da olan arkadaşlarım var. Emre, Mehtap, Nihan, Furkan var… Aslında buradaki ilk Milli sporcular da biz değiliz, bizden önce vardı. Demek ki, insanların tanıması için daha büyük şeylerin yapılması gerekiyormuş. Maalesef futbol kadar ilgi görmüyoruz. Çanakkale’de maddi ve manevi açıdan yeteri kadar ilgi göremiyoruz ama kendi çabalarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin bayrağını en yukarıya çekmeye çalışıyoruz. Sonuna kadar savaşıyoruz” ifadeleriyle mücadeleye devam ettiklerini belirtti.
 
Sevi Gözay UĞURLU