Topluma Destek Derneği (TDD) tarafından sosyal medyada düzenlenen online söyleşiye geçtiğimiz hafta AKUT Arama Kurtarma Derneği Çanakkale Ekibi Lideri Burç Naşit Ongan katıldı. Birinci dereceden deprem bölgesinde bulunan Çanakkale için, AKUT tarafından yapılan hazırlıkları ve çalışmaları anlatan Ongan, deprem ile ilgili yapılması gerekenleri anlattı.
 
TDD tarafından gerçekleştirilen programda ‘Depreme karşı hazırlıklı mıyız?’ konusu, AKUT Çanakkale Ekibi Lideri Burç Naşit Ongan ile konuşuldu.
 
2008 yılından beri AKUT üyesi olan Ongan, Çanakkale’de AKUT ekibinin 2010 yılında kurulduğunu söyleyerek, “Bizim önemli bir tarihçemiz var. Bu tarihçeyi, hem seminerlerimizde hem de yeni gönüllü kaydı sırasında çok açık bir şekilde AKUT’u tanıtmaya çalışıyoruz çünkü bu bizim için önemli. Kendimizi doğru ifade etmek istiyoruz. AKUT’un resmi kuruluşu 95-96’lı yılları. O yıllardan beri kendini geliştirerek, çeşitli eğitimler alarak, Türkiye çapındaki operasyonel bölgelerini arttırarak, bu bölgelerdeki gönüllülerini ve operasyon yapma yeterliliği sağlayacak gönüllü adayları bünyesine alarak ve eğiterek, gelişmeye devam ediyor. Biz aslında uzun soluklu bir yoldan geliyoruz. Çanakkale’de 10 yıldan beri faaliyet gösteriyoruz. Son dönemde yaklaşık 45 kişilik bir gönüllü ekibimiz var. AKUT’un da Türkiye çapında 3 bine yakın aktif gönüllü potansiyeli var. Her gönüllü AKUT’ta operasyona çıkacak ve dolayışla riske girebilecek işler yapacak anlamına gelmiyor. Bu yüzden 250-300 kadar operasyon için eğitilmiş arkadaşlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Geri kalan arkadaşlarımız AKUT’un diğer faaliyetlerindeki alanlarında çalışıyor” dedi.
 
BİRÇOK FARKLI FAALİYETLE İLGİLENİYOR
AKUT’un birçok farklı kolda faaliyette bulunduğunu söyleyen Ongan, “Deprem bilinçlendirme seminerleri veriyoruz. Afete hazır bir toplum oluşturmak, afete hazır bir toplumu desteklemek adına üstümüze bu konuda çok önemli bir yükün düştüğünü düşünüyoruz ve depreme hazırlık faaliyetleri yapmak adına toplumu depreme karşı bilinçlendirmek için çeşitli seminerler düzenliyoruz. Çanakkale’de şimdiye kadar 12 bin kişiye ulaştık. AKUT genel merkezin çok daha ciddi sayılara ulaşmış durumda. Aynı zamanda AKUT olarak sadece afetlerle alakalı değil, gençlerimizin doğayla barışık ve çevreyle alakalı bireyler olması için de çeşitli kamplar düzenleniyor” diye anlattı.
 
“ÇANAKKALE AFETE HAZIRLIKLI DİYEMEYİZ”
Ongan, olası bir deprem anında Çanakkale’nin belli koşullarda hazır olduğu noktalar olduğunu ama Çanakkale’de yerleşimin doğru yapılmadığı müddetçe asla afete hazır olamayacağına dikkatleri çekerek, “Binlerce yıllık bir dere yatağının üstüne kurulmuş bir şehir Çanakkale. Sarıçay geçiyor şehrimizin ortasından ve binlerce yılın getirdiği alüvyon zemini üzerine yerleşim yapılmış. Buraya yapılan yerleşim, modern inşaat teknikleri kullanılarak bu zemin yapısına uygun şekilde yapılaşmaya girilmediği müddetçe risk çok büyük. İzmir’de de benzer bir zeminin üzerine kurulu olan binalar zarar gördü. Burada sağlam gibi görünen birçok binanın hasar görmesi mümkün Çanakkale’de. Son zamanlarda bunu çok sık söyler oldum; biz depremin sonrasına hiç hazır değiliz. Belki dünyanın önder ülkelerden bir tanesi olduk, AKUT’un zamanında yapmış olduğu çalışmalar ve daha sonra AFAD’ın da bu konuda ciddi anlamda geliştirmesi. Bu anlamda deprem sonrasına hazırlıklıyız; enkaza nasıl müdahale edilir, afet sonrası nasıl bir organizasyon yapılması gerekir gibi. Ancak ne yazık ki güzel bir hazırlık değil bu çünkü hazırlığı öncesinde yapmamız lazım aslında. Binalarımızı güçlendirmemiz lazım, gerçekten sosyal ve toplumsal olarak ne yazık ki Çanakkale afete hazırlıklı diyemeyiz” şeklinde belirtti.
 
“AFET ÖNCESİ DE BİLİNÇLENMEMİZİ SAĞLAYACAK ALANLARDAN BİRİ OLUR”
Çanakkale’de AKUT’a gönüllülük kapsamında eksiklik çektiklerini vurgulayan Çanakkale Ekibi Lideri Burç Naşit Ongan, “Afetler gerçekleşince birden bire gönüllü başvurusu alıyoruz. Bu suni bir ilgi oluyor. Afet ve etkileri unutulduktan sonra bu etki kayboluyor. Çanakkale’nin avantajımız var bu bazen dezavantaj da oluyor. Burada iyi bir üniversitemiz var, geniş potansiyel sağlıyor. Ama üniversite öğrencilerini yetiştiriyoruz, tam operasyon alanında ya da diğer alanlarda hazır hale geldikleri noktada bu arkadaşlarımız mezun oluyorlar ve her şeye yeni baştan başlamak zorunda kalıyoruz. Bu anlamda Çanakkale’deki gençlerden yeterince ilgi görmediğimizi görüyoruz. Afetler konusunda herkesin bir ucundan tutabileceğini düşünüyorum. Ne kadar çok katılım ne kadar çok desteklenen bir yapı haline gelirsek o kadar güçlü oluruz. Afet sonrası kadar afet öncesi de bilinçlenmemizi sağlayacak alanlardan biri olur. Çanakkale’nin ve gençlerin ilgisinden çok da şikayetçi değilim, bu nüfusa oranla fena da değiliz. Başka dertlerimiz var bizim. Çanakkale tarımsal bir yapıya sahip olduğu için endüstriyel firmalar çok az. Bu endüstriyel firmalar da belirli yatırımları kendi çaplarında kontrol ettikleri için bizim gibi derneklere pek faydaları dokunmuyor. Bizim bu noktada eksiğimiz var. Operasyondaki diğer AKUT ekibi ile karşılaştırıldığı zaman Çanakkale’den hiç destek görmüyoruz diyebiliriz. Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan Bey çok destek oluyor bize açıkçası ama onun dışında kimse bize destek olmuyor. Bu bizim için çok büyük kayıp çünkü teknoloji çok ilerledi ve bir enkazdan birini çıkarabilmek için o teknolojiye ihtiyacımız var. Sismik dinlemeye yapan aletler, sesli dinleme yapmamızı sağlayan aletler var, bunlar inanılmaz pahalı malzemeler. Bizim bunları edinme şansımız yok. AKUT’un merkezinde bu aletler ver, zor da olsa ciddi paralar toplanarak bu aletler alındı. Ancak böyle pahalı malzemeler olduğu zaman Türkiye’deki ekiplere dağıtmak mümkün değil” dedi.
 
“AKUT OLARAK GERÇEKTEN HAZIRLIKLIYDIK”
Geçtiğimiz haftalarda İzmir’de gerçekleşen depreme değinen Ongan, “Biz AKUT olarak gerçekten hazırlıklıydık. Biz yaklaşık 1-2 yıldan beri yoğun bir şekilde İstanbul depremine hazırlanıyoruz. Oraya nasıl müdahale ederiz, nasıl ulaşırız diye çalışıyoruz. Biz bu hazırlık içerisinde İzmir merkezde de bir afet yaşanma riskini konuşuyorduk. Bu sebeple biz oldukça hızlı reaksiyon gösterdik. Biz Çanakkale’den biraz gecikmeli hareket etmek zorunda kaldık. Çanakkale’den çevreden çok destek göremediğimiz için operasyon merkezi oluşturamadık. Bu yüzden operasyonel malzemelerin araca yüklenmesi ve İzmir’e hareket etmemiz ciddi bir vakit kaybı yaşadık. Orada ilginç olarak şundan bahsedebiliriz; çalıştığımız enkazda Elif’in çıkartıldığını gördük. Bu bahsedebileceğim en kıymetli an çünkü küçük bir çocuğun kurtarılması çok önemliydi. Gerçekten Türkiye’nin bütün arama kurtarma derneklerinin ve AFAD’ın, UMKE’nin ciddi anlamda hazırlıklı olduğunu gördük.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN