Çanakkale’nin önemli bir yerinde olan Hamidiye Tabyaları 2018 yılında restore edilip açılmasının ardından vatandaşlar tarafından ilgi odağı olmaya devam ediyor. Vatandaşlar, tabyaların restore edilmesinin ardından çeşitli sebeplerle bölgeyi kullanıyor. Eski halinin çok vahim olduğunu belirten ziyaretçiler, şu anda tarihi ruhu burada hissedebildiklerini dile getiriyorlar.
 
 Bulunduğu çevrede yeşillik ve etkinlik alanları ile taçlandırılmasının ardından özellikle yaz aylarında yoğun ziyaretçi çeken Hamidiye Tabyaları açıldığı günden bu yana ilgi görüyor. Boğaz’ı savunması amacıyla Sultan II. Abdulhamit tarafından yaptırılan ve Çanakkale Savaşı’nda büyük hasar alarak kullanılamaz hale gelen tabyalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 40 milyon TL ödenek ayırarak ‘Anadolu Hamidiye Tabyası ve Gelibolu Minia Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenlemesi’ projesi ile hayata döndürüldü.
 
Tabya bölgesinin içerisinde müze binası, spor alanları ve etkinlik alanları gibi yer alması da vatandaşların bölgeye ziyaretini cazip hale getiriyor. 105 dönümlük alanda bulunan Hamidiye Tabyası’nda yapılan çalışmalar sonrasında vatandaşların ilgisi her sene daha çok artıyor.
 
“YENİDEN GURURLANIYORUM”
Emekli Genel Müdürü Tuğrul Bozkurt, tabya ile ilgili görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi: “Bundan 12 yıl önce Çanakkale’ye geldim ve tabyaların karşısına yerleştiğimde büyük bir hayal kırıklığına uğradım.  O güzelim tarihi yapı, bizim gençliğimizde etrafında dolaştığımız, gurur duyduğumuz tabya çok berbat bir durumdaydı.  Sosyal ilişkiler bakımından çok çirkin ilişkilerin yaşandığı o tarihi tabyaları hatırlayınca hala ‘tarihimiz nasıl bu halde olur’ diyorum. Ancak şimdi restore edilmiş hali ile görünce yeniden gururlanıyorum ve içimden ağlamak geliyor.”
 
“ALAN BAŞKANLIĞINA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Tabyanın bulunduğu bölgede ikamet ettiğini söyleyen Sevim Ser Naldöken, “Eski halini çok iyi biliyorum.  Daha önce çok bakımsız kalmış bir alandı ve gezilmesi mümkün değildi. Ama şimdiki halinden dolayı Alan Başkanlığına çok teşekkür ediyorum.  Çok güzel yürüyüş alanları, müze alanları ve en önemlisi güvenilir ve huzurlu bir ortam olması, güvenliğin olması bizi çok mutlu ediyor” şeklinde konuştu.
 
“ESKİDEN TARİHİ BİR ALAN GÖRÜNTÜSÜ YOKTU”
Moda Tasarımcısı Kübra Naldöken ise, “Geçerken görüyordum. İçinde çöpler vardı.  İçine girilmeyecek bir haldeydi. Eskiden tarihi bir alan görüntüsü yoktu. Bu da bizi üzüyordu” dedi.
 
“TARİHİ ANLAYABİLMEK İÇİN ÇOK UYGUN BİR YER”
Minyatür Sanatçısı Hilal Başak İnce de savaşları, tarihi anlayabilmek için çok uygun bir yer olduğunu söyleyerek, “Topları, eski kalanları gördüğünüzde o ruhu tekrar hissedebiliyorsunuz ve burası sosyal aktiviteler için de çok uygun bir yer” şeklinde belirtti.
 
“PROFESYONEL SPORCULARLA SPORUMUZU YAPIYORUZ”
Spor Antrenörü Emir Öncü ise şunları söyledi: “Burada profesyonel sporcularla, halkla birebir sporumuzu yapıyoruz. Kuvvet antrenmanları ya da koşumuzu yapıyoruz. Bizim için kıymetli bir yer. Bizim işimizi çok görüyor, hem de merkezi bir yerde. Herkesin kolayca gelebileceği bir noktada.”
 
Gülçin AKIN