ÇOMÜ Üniversite Hastanesi Toplantı salonunda gerçekleşen 14 Mart Tıp Bayramı kutlamasına Rektör Sedat Murat başta olmak üzere Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Fatma Kaynaş, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, İl Milli Eğitim Müdürü Ferhat Yılmaz, Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi Başhekimi Ufuk Tali, siyasi parti temsilcileri, öğretim görevlileri ve birçok tıp öğrencisi katıldı.
 
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, ÇOMÜ Uzmanlık Öğrencisi Tuğba Bedir’in konuşması ile devam etti. Bedir, uzmanlık eğitimini Eskişehir’de devam ettirmesinin ardından, tekrar ÇOMÜ’ye dönmesinin nedenlerini açıkladığı konuşmasında, “Eğitim hayatıma ÇOMÜ ailenin bir parçası olarak devam ettiğim için çok mutluyum. Bunun için kıymetli hocalarıma, beraber çalıştığım arkadaşlarıma ve personellere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
 
“GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI”
Ardından ÇOMÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tamer Demir konuşmalarını yapmak üzere kürsüye geldi ve konuşmasına korona virüsü ile ilgili açıklamalar ile başladı. Demir, “Mücadele edilecek ve bir şekilde kotarılacak. Tüm dünyanın problemi tabi ki ülkemizin de problemi. Organizasyonun yapılması ile ilgili tereddütleri şu nedenle yok sayabildik; alınan kararlar tedbir niteliğindedir. Bugün itibari ile gerek üniversitemizde gerekse Milli Eğitim’de tedrisat devam etmektedir. Özellikle sizleri düşünerek gerekli tedbirler de alındı. Dip bucak dezenfeksiyon yapıldı. İçiniz rahat olabilsin diye söylemek istedim” dedi.
 
“GELİŞİME VE YENİLENMEYE ÖRNEK OLAN BİR KURUMDUR”
Daha sonra konuşmasında 14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihinden bahseden Demir, “12.yılını geride bırakan ÇOMÜ Tıp fakültemiz 43 anabilim dalında hizmet veren, 135 öğretim üyesi, 187 araştırma görevlisi olmak üzere 932 öğrencisine tıp eğitimi veren bir fakültedir. 900 bin sağlık çalışanı ordusuna her yıl 90 kişilik hekim katkısı kurumumuzdan sağlanmaktadır. Nicel katkıdan öte ileri teknolojileri kullanabilen, disiplinli çalışma ve araştırma anlayışına sahip, içinde yaşadığımız toplumun sağlığını önemseyen, girişimci, önyargısız, yenilikçi yeni beyaz melekler yetiştirmek ana hedefimizdir. Çanakkale ve bölgesinde fakültemiz, tıp eğitimi, akademik faaliyetler ve sağlık hizmetleri açısından, çağdaş yöntemlerle bu gereksinimlere cevap vermeyi ilke edinmiş, eğitimi önceleyen gelişime ve yenilenmeye örnek olan bir kurumdur. Amacımız, yeni bir başlangıçtır, kurumsal kimliğin yüceltilmesidir. Bilimsel çıtamızı yükseltmektir. Mensubiyetinden onur duyulan bir kurum oluşturmaktır. Daha iyi hekimler, daha iyi insanlar yetiştirmek bilimsel düşünceyi hakim kılmaktır. Bu kutlu yolda beyaz meleklere kanat olan saygıdeğer bilim meşalesi öğretim üyesi arkadaşlarımı gayretleri, sabırları ve özverileri nedeniyle, tüm yüreğimle kutluyorum. Hayatı kolaylaştırmak, refahı arttırmak, daha yaşanılabilir bir hayatı meydana getirmek birçok sektörün görevidir. İnsana hizmet, hakka hizmettir” şeklinde konuştu.
 
“İLERLEMENİN, GELİŞMENİN, İLMİN ÜST SINIRI YOKTUR”
“Çok değerli sağlık çalışanları, sizler en kıymetlinin emanetçisisiniz. Zoru kolay eden, olmazı olduran sizlersiniz” diyen Demir, “Göreviniz, görevlerin en kutsalıdır bilesiniz. Teslimiyetten önceki durak sizsiniz. Sağlıklı, mutlu bireylerden oluşan toplum sizlerin eseridir. Hastanın derdini dert etmek, şifasında şifa bulmak ulvi bir sanattır. Sanatını layıkıyla icra edenlere selam olsun. Hayatımızın değerini ölçebilmenin yolu, başkalarının hayatına değer vermekten geçer. Sağlık çalışanları bu iç görüyü en derinden hisseden ve yaşayandır. Değerlere değerini hissettirmek, gerek toplumun gerekse otoritenin görevidir. Değerlere kıymet verenleri huzurlarınızda kutluyorum. Yurttaşlarını tedavi edilebilir nedenlerle kaybetmek, ülkemiz için kabul edilemez bir durumdur. Her geçen gün dünya sağlık ölçütleri seviyesine gelmek için yoğun bir çaba sarf edilmektedir. Bebek ölüm hızı dünyada 30.7 iken ülkemizde 9.7 haline gelebilmiştir. Kaba ölüm hızı 90’lı yıllarda ülkemizde 7.1 iken günümüzde 5.3’e düşmüştür. İlerlemenin, gelişmenin, ilmin üst sınırı yoktur. Yakın geçmişe baktığımızda dahi görülebilen iyileşmeler, tüm sağlık çalışanlarının ortak başarısıdır. Bu başarı ancak tebrik, şükrana şamil olmalıdır. Dünya tıp bilimine katkı, öğretim üyeleri nezdinde sağlanmakta, uluslararası kongrelerde ve tıp literatürüne katkıları da hep yeni başarılara imzayı beraberinde getirmektedir. Nihayetinde Nobel Tıp Ödülü Prof. Dr. Aziz Sancar, İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olan bir tıp bilim adamına verilmiştir. Türk bilim adamları her platformda tüm dünyaya biz de varız haykırmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
“ŞİDDET SEVERLER KANUN ÖNÜNDE CEZALANDIRILMALI”
Demir, “Üniversitemiz için de araştırma üniversitesi olmak vizyonu gereği, Tıp fakültesi öğretim üyeleri, uluslararası alana yönelik çalışmalarını arttırarak devam ettirmektedir. 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle, senede bir gün bir hafta ancak gündemde minnet duyguları yer alan sağlık çalışanları, ne yazık ki yılın diğer zamanlarında nahoş gündemlere konu olmaktadır. Son 7 yılda 91.355 sağlık çalışanı şiddet mağdurudur. Her gün ortalama 40 sağlık çalışanı şiddet görmektedir. Bu garabet, mutlaka sosyolojik araştırmalara konu olmalıdır. Şiddet severler kanun önünde cezalandırılmalı, cezalar ciddi ve önleyicilik arz edilebilir olmalıdır. Her şeyden önemlisi, toplum nezdinde kaybedilmiş olan meslek itibarının iadesi elzemdir. Her geçen zaman, toplum ile sağlık çalışanlarının arasına girmektedir. Toplumdan soyutlanmış, itibarı zedeli, saygınlığı azalmış bir portrenin kimseye faydası yoktur. Toplumsal uzlaşma, barışma, kaynaşma en önemli temennimizdir. Sağlık çalışanlarımızın iş yükü ve stresi, her geçen zaman daha da artmaktadır. Bu çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlığını bozmaktadır. Son yıllarda sağlık çalışanları ile ilgili intihar vakaların büyük bir bölümü, ortamın sorunları ile ilgilidir. Bu nedenle, istihdamda öncelikli alan olması daha anlamlı olacaktır. Ast, üst ilişkisinin olduğu tüm mesleklerde olduğu gibi, sağlık çalışanları ile ilgili mobing uygulamaları, genel motivasyonu olumsuz etkilemekte, performansı azaltmakta, mutsuz ve umutsuz bireyler oluşturmaktadır. O nedenle kurumsal iş dinamiklerin, denetlenmesi uygun olacaktır” dedi.
 
ÇOMÜ TIP FAKÜLTESİ AKREDİTE OLDU
Demir, 2019 yılında başvurdukları ‘mezuniyet öncesi tıp eğitimi akreditasyonunun kabul aldığını ise şu şekilde söyledi: “Bayramı bayram tadında geçirmek adına sizlere çok önemli bir müjdeyi vermek istiyorum. 2017 Kasım ayı itibari ile başlayan 2019 başında başvurusunu yaptığımız, ‘mezuniyet öncesi tıp eğitimi akreditasyonumuz’, 28 Şubat 2020 itibari ile onaylanmıştır. ÇOMÜ Tıp Fakültemizin, dünya standartlarında bilgi ve beceri edinmeye olanak sağlayan, tıp eğitimi programı kabul ve tekdir görmüştür. Bu üniversitemiz, fakültemiz, şehrimiz için onurdur. Üniversitemizin prestijini hiç kuşkusuz arttıracaktır. Üniversitemizin, şeffaflık, hesap verilebilirlik adına fırsatı olacaktır. Uluslararası ortaklık ve hareketliliğe katkı sunacaktır. Paydaşlarımızda yüksek memnuniyet yaratacaktır. Üniversite olarak rekabet gücümüzü arttıracaktır. ÖSYS Yükseköğretim Programları ve kontenjanları kılavuzunda akredite olan tıp fakülteleri içinde belirtileceği için fakültemizin tercih edilebilirliğini ciddi şekilde etkileyecek ve taban puanlarını yükseltecektir. Gelişimimiz, değişimimiz, yenilenmemiz için bize fırsatlar oluşturacaktır. Öğrencilerimizin yurtdışı konuşlanmalarında ön şart olan akredite tıp eğitimi programından, mezunluk şartı yerine getirilmiş olacaktır. Aynı zamanda kurumsal kimliğimizi de yüceltecektir. Akreditasyon hazırlıklarında sürekli desteğini gördüğümüz sayın rektörüm ve ekibine, yılmadan, yorulmadan,  azimli bir şekilde çabalayan tüm öğretim üyelerine, eğitim öğretimde görevli gizli kahramanlara, her safhadaki dokümantasyonda emeği olan kıymetli personellerime, her baktığımda gözlerinden umut aldığım şaheser öğrencilerime huzurlarınızda teşekkürlerimi iletiyorum. Başarı sizindir, bizimdir, hepimizindir. Temenniler, beklentiler, daha güzel bayramlar içindir.”
 
REKTÖR MURAT KONUŞMA YAPTI
Son olarak ise, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat konuşmalarını yaptı. “Öncelikle bu güzel günümüzün kutlu olmasını diliyorum, her günü en azından bugünkü kadar güzel olmasını diliyorum” diyerek konuşmasına başlayan Murat, “Sağlık çalışanlarımızın sorunlarımızın olduğu bir gerçektir. Bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de zaman zaman sağlık alanında sıkıntılar yaşanıyor. Bunun farkındayız. Bugün bayram, güzellikleri konuşmak zorundayız ama bu sorunları göz ardı ettiğimiz anlamına gelmez. Sayın dekanımız güzel bir müjde verdi. Tıp Fakültemiz akredite oldu. Emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyorum” diye belirtti.
 
“VİCDANLARIN EĞİTİLMESİ GEREKİYOR”
“Ben yasalara mutlaka inanıyorum ama kişisel kanaatim yasalardan, yaptırımlardan çok daha önce kafaların değişmesi gerekiyor” diyen Murat, “Vicdanların eğitilmesi gerekiyor. Vicdanını, ruhunu kaybeden kişilere kanunlar hiçbir şey yapmaz. Adam idam olacağını bile bile, kadına şiddet yapıyor, doktora silah çekiyor. Şiddete dönüşen insan yapısı, hastalıklı bir yapıdır. Biz yasalardan, kanunlardan önce özellikle bu durguların gelişmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“ÖZEL BAŞARILARA İMZA ATMAMIZ GEREK”
Murat, “Biz üniversite olarak başarılı çalışmalara imza atarsak, bizim için en büyük bayram olacaktır. Başta Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olmak üzere, bütün fakülteleri topyekûn özel başarılara imza atmamız gerek. Bizim hedefimiz çok büyüktür, üniversite olarak araştırma üniversitesi olacağız ama ben istiyorum ki Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde her gün bayram olsun. Mutlu bir ortamda, huzurlu bir aile ortamında başarıları arttırmak durumundayız. Bayramlar bizim kültürümüzden gelen gelenekler. Bir meslek grubunun sevinçleri paylaşması vardır. Bizim geleneğimizde ahi birlikleri vardır. Her bir meslek grubunun kutlama günü vardır. Bunlara 14 Mart Tıp Bayramı da eklenmiş” şeklinde konuştu.
 
“ÖNCE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALACAĞIZ”
“Sağlık çok önemli, yokluğunda bazı şeyleri anlıyoruz” diyen Murat, “Bir korona virüs ortaya çıktı ama her gün kanserden, kalpten insanlar ölüyor ama bir panik havası, korona virüs. Küçümsemiyoruz, önlemler alıyoruz ama biz gereken temizliği yapacağız. Ellerimizi yıkayacağız, temizliğe dikkat edeceğiz. Önce gerekli önlemleri alacağız. Ülke genelinde, çok başarılı bir çalışma oldu. Bütün dünyanın takdirini topladı. Kriz çok iyi yönetildi. Umarız bu kriz çok büyümeden biter. Şu anda okullar tatil ediliyor ama tabi ki gerekli önlemleri alacağız” şeklinde konuştu.
 
Konuşmaların ardından Rektör Murat, akademik teşvik puanı birincileri Prof. Dr. Alper Akçalı, Doç. Dr. Alper Şener ve Dr. Öğretim Üyesi Yasemen Adalı’ya plaket takdimi gerçekleştirdi. Program, tıp fakültesinin akreditasyonunu gerçekleştirmek üzere çalışmalar gerçekleştiren öğretim görevlileri ve öğrencilerine plaket ve sertifika takdimi yapıldı.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN