Ak Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Gelibolu ilçesinde işyeri açılışında yaptığı konuşmada; Avrupa Parlamentosu’nda Türk bayrağını yırtan Yunan milletvekili Ioannis Lagos’a tepki gösterdi. Bayrakların bir milletin şerefi, onuru olduğunu söyleyen Turan, “O bayrağa uzanan el kırılır” diyerek seslendiği Yunan vekile yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirdi; “Ey ırkçı vekil; sen adamsan gel o bayrağı Gelibolu’da yırt bakalım. Adamsan eğer gel Eceabat’ta, Çanakkale’de yırt bakalım ne olacağını görelim. Sen o bayrağa el uzandığında ne olduğunu, İzmir’de ki dedene sor. Sen o bayrağa el uzandığında ne olduğunu Beş Parmak Dağlarındaki babana sor. O yüzden herkes aklını başına alsın.
 
Gelibolu ilçesinde Gazi Süleymanpaşa Camiinde Cuma namazını kıldıktan sora esnaf ziyaretinde bulunan Ak Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, bir işyerinin açılışını gerçekleştirdi. Turan buradaki konuşmasında ülke vve Çanakkale gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Ankara’dan imkan buldukça Çanakkale’ye gelerek şehrin farklı noktalarında hemşerileriyle buluşmayı, onların dertlerini masaya yatırmayı bir şeref bildiklerini aktaran Turan, “Geçen hafta Çanakkale merkez, Lapseki ve Biga’da benzer toplantılar yaptık. Gece geç saatte Ankara’da geldik bugün Gelibolu’muzda işyeri açılışında beraberiz. Ertesi gün Çan ve Yenice’de programlar yapıp tekrar Ankara’ya döneceğiz. Her şehrin vekilliği kıymetlidir ama Çanakkale’nin ki bambaşka. Şehitler Diyarı bu güzel topraklara hizmet etmek, bizim için çok farklı bir anlayış, çok farklı bir onur. Gelibolu’da olmaktan da ayrıca bir mutluluk duyuyoruz. Gelibolu bize tarihin bir emaneti. Doğal güzellikleriyle, tarihi emanetleriyle, Piri Reis’i hatıralarıyla bambaşka bir ilçe Gelibolu. Gelişmeye, büyümeye devam eden, trafik akslarının merkezinde olan farklı bir ilçe. Burada olmaktan ayrı bir bahtiyarlık duyuyoruz. Güzel bir işyeri için bir aradayız. Biz imkan buldukça esnafımızın yanında olmayı, iş yerlerinin açılışlarında olmayı bir görev biliyoruz. Gelibolu’muzda 2 bine yakın kayıtlı esnafımız var. Geçen sene 212 yeni işyerimiz açıldı, 90 kadarı kapandı. Şunu demek istiyorum; her yıl daha büyümeye çalışan bir Gelibolu, büyümeye çalışan bir Çanakkale’miz var. Faizlerin düşmeye başlaması, yatırımların artmaya başlaması, ufak tefek ekonomik sorunlardan tekrar sıyrılıp yolumuza devam etmemiz işin en keyifli tarafı. Gelibolu’muz da bu anlamda büyümeye devam edecek. Zaten Çanakkale’ye baktığımızda köprü çalışması başta olmak üzere, ulusal birçok yatırımın öncüsü oldu. Gelibolu’muzun İstanbul’a Malkara otobanıyla bağlanması daha iyi şartlarla donanması, köprüyle beraber takip ettiğimiz bir proje. Bir diğer tarafı da Gelibolu-Eceabat arasındaki otobanın, duble yolun bitmesi. Malum sebeplerle ufak tefek gecikmeler olsa bile, müteahhitlerimizle, idarecilerimizle görüşüyoruz. Oranın da inşallah en kısa süre içerisinde bitmesini hedefliyoruz. Gelibolu-Eceabat arasında 8 kilometreden fazla 6 tane tünel olacak. Denize kaymayı engelleyecek, doğanın dokusunu bozmayacak 6 tane toplamda 8 kilometrelik tünelle beraber o yolunda devamını beraber takip edeceğiz” dedi.
 
“GELİBOLU’NUN TÜM YATIRIMLARINI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”
Gelibolu’nun bir turizm merkezi olduğunu dile getiren Turan şöyle devam etti; “Özellikle Mustafa Kemal’in hatıraları, piri Reis’in hatıraları, daha birçok tarihi şahsiyetin hatıraları bu bölgede çok kıymetli. Türklerin ilk Avrupa’ya geçtiği yerdir burası. Yazın Gazi Süleyman Paşa’nın mezarını ziyaret ettik. Bazı eksikleri gördük takip ettik. Oranın restorasyonuyla beraber tanıtımına inşallah başlıyoruz. Yakından takip ettiğimiz iskele meselemiz var. Allah’a ham olsun ki hep açık ve samimi bir siyaset yapmayı tercih ettik. Yapamayacağımız hiçbir vaatte bulunmadık. Çanakkale’de vaat edip de yapamadığımız, geciktirdiğimiz tek iş; maalesef Gelibolu iskelesi. Mahkemeden, müteahhitten kaynaklandı başka bir şey…  Ama iş bizim işimiz. Dolayısıyla buradan bir daha söylüyorum. Genel müdürümüz de burada. İnşallah bu yaz hızlı bir inşaat süreciyle, kışın üst yapı süreciyle bir dahaki sene sonu gelmeden yeni iskeleye de kavuşacağız. 4 rampayla beraber, etrafındaki kafe ve restoranlarıyla beraber, esnafımızın keyif alacağı, insanların trafik kavgası yapmayacağı, nezih bir transfer imkanıyla beraber o güzel iskeleyi en geç 1,5 yıl içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Ama Gelibolu mağdur olmasın diye, orasını beklerken insanlarımıza zarar vermeyelim diye şu an kullandığımız iskelede de rampalarını arttırıp düzenleme yaptık. Önemli bir masraf yapıldı ama o masrafa değdi. Şimdi artık Gelibolu’da daha hızlı gemiden transfer gerçekleşiyor. Şu an dört rampalı güzel bir iskeleyi kullanıyoruz. Köprü olsa da Gelibolu’nun özel hattı daha da büyüyerek devam edecek. Köprünün görevi başka buradaki feribotların görevi başka. O yüzden Gelibolu’nun tüm yatırımlarını yakından takip ediyoruz. Ayrıca bizim Gelibolu’ya bir yüzme havuzu sözümüz vardı. Onu da kısa bir süre sonra yerine getireceğiz inşallah. Troas Kültür Yolu adıyla Çanakkale’mizde 600 kilometrelik bir kültür aksı hazırlıyoruz. Bunun önemli bir bölümü Gelibolu’da olacak. Evreşe tarafında Gazi Süleyman Paşa hattı, Gelibolu’ tarafında köylerimizdeki bantla beraber Piri Reis hattı olmak üzere ki önemli hat buradan geçecek. Tüm Türkiye’nin bu konulardaki kültür ilgilileri Gelibolu’muza gelsin istiyoruz. Troas Kültür Yolu’nu çok önemli buluyoruz. Gelibolu’yu ilgilendiren bir diğer işimiz de dalış turizmi. Çanakkale Savaşlarından kalma çok sayıda batık gemi var bu bölgede. Saroz, dünyanın en kıymetli hazinelerinden bir tanesi. Ama dalış yasağı var. Oysa dalış turizmi; İngiltere, Fransa, İspanya gibi daha çok ekonomik geliri yüksek ülkelerin tercih ettiği, bölgeye kıymetli katma değer bırakan sporlardan bir tanesi. Misafirlerimiz şehitliğe sabah gelip akşam gidiyor. Ama dalış turizmi için geldiğinizde uçaktan indiğiniz gün dalamıyorsunuz basınçtan dolayı. Kalacaksınız, dinleneceksiniz otelde. O gün dalış yaptınız hemen gidemiyorsunuz. Yine kalacaksınız, dinleneceksiniz. Yani daha uzun süreli ve ekonomisi güçlü turistlerin tercih ettiği dalış turizminin Gelibolu’muzda, Çanakkale’mizde olmasını istiyoruz, takip ediyoruz.”
 
“GELİBOLU’DA BİR DEPREM OLDUĞUNDA BİR EV YIKILSA HEPİMİZİN CANI YANAR”
Türkiye’yi derinden üzen Elazığ’daki depreme de değinen Turan, “Elazığ’da deprem oldu, devletimiz bütün kurumlarıyla beraber; askeri, polisi başta olmak üzere AFAD’ı Kızılay’ı başta olmak üzere bütün imkanlarıyla beraber çok kısa süre içerisinde biz buradayız dedi, yaraları sarmaya başladı. Ben buradan Gelibolu Belediyesine çağrıda bulunuyorum; deprem bu ülkenin gerçeği. Depremin sorumlusu te başına Ahmet, Mehmet diyemeyiz. Kiracısının da müteahhidinin de ev sahibinin de valisinin de belediyesinin de vekilinin de sorumluluğu var. Herkes aynaya baksın. O deprem geldiğinde herkesin üzüleceği, bedel ödeyeceği bir tabloyu yaşamayalım. Gelibolu’muzda çok sayıda eski bina var. Kentsel dönüşüm için çok sayıda kanun geçirdik. Kentsel dönüşüm yapmak isteyen belediyelere devletin verdiği çok büyük imkanlar var. Ama ön atak olmak lazım, yol çizmek lazım. Gelibolu’da bir deprem olduğunda bir ev yıkılsa hepimizin canı yanar. Hangi evin kentsel dönüşüm ihtiyacı varsa belediyemiz öncülük yapsın. Bunlar değerlendirilsin. Onun sorumlusu bu, bununki o demiyorum. Herkes aynaya baksın, beraber bu yükü taşıyalım kaldıralım. Türkiye artık eski Türkiye değil. Büyük mesafe kat etti, güzel işler yaptı. 22 milyon insanın son 15 yılda dönüşümden kaynaklı sağlam evlerde yaşaması gündeme geldi. TOKİ’nin yaptığı 80 binin üzerinde ev var. Alt yapı çalışmaları var, güçlendirmeler var. O yüzden Türkiye’nin bu gücünü Gelibolu değerlendirsin istiyoruz. Türkiye sadece alt yapıda değil, uluslararası siyasette de kendini büyütüyor. Doğu Akdeniz bizim vazgeçilmezimiz. Mavi Vatan bizim vazgeçilmezimiz. Türkiye ve Libya bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmadan dolayı artık Libya ile sınır komşusu olduk. O hat üzerinde Akdeniz’e sınırı olmayan hiçbir ülke orada doğalgaz, petrol, hatta balık faaliyeti bile yapamayacak. Türkiye ben patronum diyor. Ben orada varım diyor. Akdeniz’e sınırı olmayan ülkeler gelmiş orada arama yapıyor, Türkiye aramayacak olur mu öyle bir şey? Türkiye de; ben bölgenin nen saygın ülkesiyim deyip adımlar attı. O yüzden bu adımlara tüm siyasi partilerin destek olmasında, siyasi polemiklerin uluslararası sorunlara alet olmamasında büyük fayda var. Biz İsrail’i, Amerika’yı, Fransa’yı, İtalya’yı masada ikna etmeye çalışırken, bir de bununla mı uğraşacağız. Milli meseleler tektir. Milli meselelerde kavga olmaz. Libya’daki mesele, Doğu Akdeniz güvenliği, Suriye gibi konular bizim ortak meselelerimiz. Bunları yaparken içerideki birlik ve beraberliğimiz çok kıymetli, çok önemli” diye konuştu.  
 
“ADAMSAN GEL O BAYRAĞI ÇANAKKALE’DE YIRT BAKALIM”
 
Turan konuşmasının sonunda Avrupa Parlamentosu’nda Türk bayrağını yırtan Yunan milletvekili Ioannis Lagos’a tepki göstererek şu sözleri sarf etti; “Avrupa Parlamentosu’nda bir ırkçı Yunan milletvekili çıktı çok aşağılık bir hareketle bizim bayrağımızı yırtma densizliğinde bulundu. Çok zor değil; ben de şimdi cebimden bir Yunan bayrağı çıkarayım burada yırtayım… Ama bayraklar bir milletin şerefidir, onurudur. O bayrağa uzanan el kırılır kardeş, kırılır. Gazi Mustafa Kemal, İzmir’e işgalden sonra geldiğinde köşke giderken İzmirliler toplanmışlar, Yunan bayrağını köşkün merdivenlerine sermişler; ‘paşam bas geç’ demişler. Ne yapmış Gazi Mustafa Kemal? Kaldırın onu demiş, üzerine basmamış. Düşman olduğu halde, savaş olduğu halde bir başka ülkenin bayrağına basmamış. Bu devlet adamlığı. Ama Avrupa Parlamentosu'nda bayrak yırtmak da bir şarlatanlık. Ben buradan sesleniyorum; ey ırkçı vekil, sen adamsan gel o bayrağı Gelibolu’da yırt bakalım. Adamsan eğer gel Eceabat’ta, Çanakkale’de yırt bakalım ne olacağını görelim. Sen o bayrağa el uzandığında ne olduğunu, İzmir’de ki dedene sor. Sen o bayrağa el uzandığında ne olduğunu Beş Parmak Dağlarındaki babana sor. O yüzden herkes aklını başına alsın. Bu tarz toplumu tahrik eden, toplumun simgelerine el uzatan kim varsa haddini bilsin. Çok zor değil, biz de yaparız. Ama bu bize yakışmaz. Bu yanlış bir iş. O yüzden Avrupa Parlamentosu'na da sesleniyorum; o parlamento şov yeri olmaması lazım. Avrupa Parlamentosu'nun kuruluş amacı, ilkeleri vardı. Hiç biri kalmadı. Adeta ırkçılığın, terör sevicilerin merkezi haline gelmeye başladı. O bayrağı yırtan alçak kadar, ona seyirci kalanlar da sorumludur. O parlamentoda buna izin verilmemesi lazımdı. Ben tekrar tüm ilgilileri sağ duyulu olmaya, daha dikkatli olmaya davet ediyorum.”
 
Turan konuşmasının ardından işyerinin açılışını katılımcılarla birlikte gerçekleştirdi.
 
Ersan KÜÇÜKKURU