Değerlidir. Hayatta hiçbir şeyin bedeli mutsuzluk değildir, olmamalıdır.

Değerlidir. Hayatta hiçbir şeyin bedeli mutsuzluk değildir, olmamalıdır. Ama çoğu kez kıran niye kırdığını bile bilmez ya da bunu acımasızca yapar. Kırılan ise nemli gözleri ile kırılmış kalbini bir puzzle ın parçalarını birleştirmesi gibi gün ve gün onarmaya birleştirmeye çalışır. Lakin kırılan parçalar asla tam olarak yerine oturmaz. Ufak yarıklar kalır kırık parçalar arasında ve gözyaşları gün gelip de dışarıya taşamayıp içine aktıkça o yarıklardan taa derine yüreğinin en derin kör noktasına iner..Taşı delen damlalar gibi içten içe parçalar o yüreği artık ve kırılan asla eskisi gibi olamaz ...

Şimdi türlü şeylerle geçmeyen bir şeyden bahsediyoruz burda. Yani insan birçok şey deniyor ama olmuyor. Bu arada kalp kırılmasının acısı fiziksel olarak bacak kırığı kadar bir acı veriyormuş bünyeye. Tabiki İsveç li bilimadamlarının yalancısıyım.

Hapis içinde, doğuştan esir bir organdır kalp. Parmaklıklarla kuşatılmış bir mahkumdur ve kendi esaretinin anahtarı yine kendindedir kalbin. Parmaklıkların arasından gözler hayatı. Hep bekler aslında o aralıkların o kadar da dar olmadığını farkedip ona dokunabilecek biri çıkmasını. Ve kimi bunu farkeder, uzatır elini. Tereddütsüz verir kalp, esaretinin anahtarını. Ve dışarı doğru iki adım atarken çıtırdar yer. Eski kırıklıkların üzerinden geçtiği için. Nefes alabildiğini hisseder, içinin ısındığını. yaşadığını hisseder. Sadece ses çıkarmadığını, attığını. Ve yine kırılır her zamanki gibi. İsyanından koşar adımlarla döner esaretine anahtarını dahi geri almadan. Ve parmaklıklar tekrar üzerine kilitlenir...

Hayatın güzel plase gollerinden birisi.!
Ne yapacağınızı şaşırdığınız, üzülmekten beter bir durumdaki ruh halinizin gerçekteki ismi.!
Bu duyguyu aslında sayfalarca yazarak anlatabileceğinizi bilerek dahi ağzınızdan çıkan tek şey "kırıldım" sözcüğüdür..