İYİ Parti Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, seçim hazırlık çalışmaları kapsamında İYİ Parti Çanakkale İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.
 
20 Haziran 2021 tarihinde baskın bir erken seçim olacağını öngördüklerini aktaran İYİ Parti Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, erken seçime hazırlık çalışmaları için ülke genelindeki İl ve İlçe Başkanlıklarını ziyaret ediyor. Bu ziyaretler kapsamında Çanakkale İYİ Parti İl Başkanlığı binasına gelerek, İl Divanı, İlçe Başkanlıkları, Seçim İşlerinden Sorumlu İlçe Başkan Yardımcıları ve partililer ile görüştü. Ziyareti esnasında basın açıklamasında da bulunarak, İYİ Parti’nin erken seçim varsayımını, çalışmalarını ve parti içindeki karar alma şemasını anlattı. Ayrıca Akalın, “Biz partimizin seçime tek başına katılacağını varsayarak, seçim teşkilatlandırması hazırlıyoruz” diyerek tüm şartlara hazırlıklı olmak istediklerini ve bu yüzden şimdiden çalışmalara başladıklarını aktardı.
 
İYİ Parti Seçim İşleri Başkanlığı’nın, Türkiye’de bulunan 195 bin 784 adet sandığa temsilci tayin etmek ve bu kapsamda bir teşkilatlandırma oluşturmak üzere karar aldığını söyleyen Akalan, “Bir senaryo hazırladık. Bu senaryoya göre de 20 Haziran 2021 tarihinde Türkiye’de bir baskın erken genel seçim olacağını varsayıyoruz. Ve yine zor koşulları daha dikkate alarak partimizin bu seçime tek başına gideceğini varsaymak üzere seçim ve sandık hazırlığında bulunma kararı aldık. Bunun için de tüm teşkilatlarımızı ziyaret edeceğiz. Hem il hem de ilçe bazında Başkan Yardımcılarımız ile ziyaret edeceğiz. Ve İYİ Part'inin Türkiye’nin tüm hattındaki sandıklara en derin ve en hakiki şekilde nüfuz etmesini temin edeceğiz. Seçmenin sandığa olan inancını arttıracak, seçmenin siyasete ve sandığa olan inancını geliştirecek, her türlü yol, yöntem ve tedbirlerimizi de teşkilatlarımız ile birlikte alacağız. Bu kapsamda bugün Çanakkale İl Başkanlığı'nı ziyaret ettik. Türkiye’de siyasetin yeni gelişmeleri dikkate alındığında siyasi partiler, bizde ve diğer partilerde de görüldüğü üzere seçim hazırlıklarını önceden yapar hale geldiler. Çünkü Türkiye’de artık iktidar, kendine ait koşulları oluşturduğu herhangi bir dönemde tıpkı 2018’de baskın erken seçim yaptığı gibi, o zaman İYİ Parti’yi seçime sokmamak üzere YSK bünyesinde yaptığı bir hazırlık ile beraber bir baskın erken seçim yapmıştı. Önümüzdeki dönemde de gerek ekonomik koşullar gerekse siyasal koşullar dikkate alındığında biz baskın bir erken seçim bekliyoruz ve buna karşı da gerekli tedbirleri oluşturmak adına azim ve kararlılığımızı oluşturuyoruz. Bu meselenin birinci yönüydü, ikinci yönü ise şudur: Bu hazırlık esasen Türkiye’de uzun dönemli yeni bir iktidar hazırlığı bizim açımızdan… Allah izin verirse, milletimizin de teveccühü ile İYİ’lerin iktidarının zemin taşları bu çalışmalar ile döşenecek. Bu hazırlıklar aynı zamanda; uzun dönemli, nitelikli, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini içselleştirmiş ve bunu geliştirme azim ile kararlılığını gösteren bir siyasi kadronun iktidar yürüyüşüdür. Buna cani gönülden inanıyoruz. Genel Başkanımızın bu sürecin sonunda Cumhurbaşkanı ile hem partimizi hem de tüm Türkiye’yi taçlandıracağını inanıyoruz. Milletin bu teveccühünü bizden esirgemeyeceğini görüyoruz. Sokaktaki gelişmeler müteaddit defalar bizim önümüze koyuyor. Bu anlamda istikrarlı, bilinçli, Türkiye’yi bölerek yönetme stratejisini kendisine şiar edinmiş bir politik iktidarın her türlü tahrik ve teşvik zemini kurmasını rağmen Türkiye’yi de bütünleyerek, toparlayarak yönetme azim ve kararlılığını da ortaya koymuş bir siyasal hareketiz. Dediğim gibi bu hareket, siyasi olarak 3 senelik bir harekettir. Ancak bu hareketin fikir kökleri, politik mensuplarının tecrübeleri yaklaşık 150 yıllık bir siyasi geleneğin bugüne ait tezahürüdür. İYİ Parti hareketi, Türkiye’nin makullerinin hareketidir. Türk milletini bölerek, millet ve devlet bekasını tehdit ederek yönetmekten ziyade, etnisiteler, dini ayrılıklar üzerinden ayrımlaştıran o kötü dili terk eden; milli birliği ve bütünlüğü yaşamsal kabul eden ve buna inanmış, bu ülkenin makul insanlarının hareketidir. İYİ Parti, Türk milliyetçilerinin eşittir örgütlü vatanseverlerin hareketidir. Bunun altını tekrar çiziyorum. Dediğim gibi, Türkiye, önümüzdeki dönemde bir iktidar değişikliğine uğrayacak ve bunun ana talibi biziz. Türkiye’deki bu sürecin, bu tersine gidişin, 18 yıl boyunca ikili bir konsültasyon üzerinden kendisini kamplaştırmış bir siyasal düzenin, bütün temellerini sarsarak yeni bir siyasal düzenin yolunu açmış olan İYİ’ler, bunu iktidar ile de taçlandıracak gayret ve azmi göstereceklerdir. Herkese iştirakinden dolayı teşekkür ederim. Makullük ile ilgili olan bölüme mutlaka ekleme yapmam lazım, makullüğü anlatmak açısından. İYİ Parti hareketi kendisini, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olarak tanımlayan bir siyasal harekettir. Siyasette de, siyasi partilerin seçmen ile olan ilişkisini tanzim ederken üç temel hedefi vardır. Bunlardan biri güvenliktir. Türk Milliyetçiliği ve örgütlü vatanseverlik nihayetinde güvenlik boyutuna tekabül eder. İkincisi özgürlük ve hukuktur. İYİ Parti’nin demokratlığı işte o özgürlük ve hukuk alanında vaatte bulunur vatandaşına. Sonuncusu ise refahtır. İYİ Parti’nin kalkınmacılığı da işte o refah alanına hitap eder. Yani milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir siyasal hareket; güvenlik, özgürlük, hukuk ve refah vaat eden bir siyasal harekettir. İşte Türkiye’nin makul ortalaması budur. Türk Milleti’nin değerlerini siyasetin malzemesi yapmaz. Türk milletinin ihtiyaçlarını siyasetin konusu haline getiren bir siyasal harekettir. Dediğim gibi biz milletimizi birleştirerek, milletimizin birliğini kuvvetlendirerek Türkiye’yi yönetme azim ve kararlılığındayız. Milleti bölerek Türkiye’yi yönetmenin, onu kamplara bölerek, karşıtlaştırarak, milli bağlarını zayıflatmak suretiyle yönetme gayretinde ve teşebbüsünde bulunmuş bu iktidarın da bir an önce iktidardan indirmek tüm İYİ’lerin bu millete bir borcudur diye düşünüyoruz” diyerek herkese iştirakinden dolayı teşekkür etti.

“BİZ, PARTİYİ EN ZOR DURUMA HAZIR HALE GETİRMEKLE YÜKÜMLÜYÜZ”
Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Akalın, ”Biz bir senaryo hazırladık. Senaryoda varsayımları ortaya koyuyoruz. İki varsayımımız var. Diyoruz ki, 20 Haziran 2021 yılında seçim var. Şimdi ben iki ay sonra Çanakkale’ye gelerek seçim hazırlığımızın ne dereceye geldiğini tekrar ölçeceğim. Bir parti için seçimdeki en iyi şartlar hangileridir? Tek başına katılmaktır. Hangi anlamda? 195 bin 784 sandığa kendi yetki çevresinden temsilci atamak için. Biz partimizin seçime tek başına katılacağını varsayarak, bir seçim teşkilatlandırması hazırlıyoruz. İYİ Parti’de masalar yuvarlak. Yani biz ve siz yok. Yuvarlak masa, bizim temel yönetim anlayışımız. Bir yatay hiyerarşik düzenimiz var bizim dolayısıyla, seçimlere tek başımıza mı gereceğiz, yeni ittifak mı tesis edeceğiz, mevcut ittikafı mı sürdüreceğiz gibi kararların tamamı Genel İdare Kurulu’nda, Başkanlık Divanında ya da ihtiyaç duyulduğu takdirde Parlamento Kurulumuzda toplanıyor. Herkes teker teker konuşuyor, ihtiyaç olursa toplanmak suretiyle bir karar alınıyor. Biz onu bugünden göremiyoruz Seçim İşleri Başkanlığı olarak. Biz, partiyi en zor duruma hazır hale getirmek ile yükümlüyüz ve bu varsayımdan hareket ile ilerliyoruz” dedi.
 
ANAYASA ONA UYACAK OLAN İKTİDARA LAZIMDIR
Kendisine yöneltilen yeni anayasa sorusu üzerine de açıklama yapan Akalın, “Eskisine uyuldu mu ki yenisini yapıyorlar? Anayasa kime lazımdır? Ona uyacak olan iktidarlara lazımdır. Türkiye’de 'anayasal yargı', en önemli, en üst yargı makamlarımızdan biridir. Bu arkadaşlar, anayasal kararlara başka tanımlar koyarak, anayasa kararlarına uymamayı istikrarlı hale getirdiler bu çok tehlikeli bir iştir ve başka bir işe de benzemez. Yani tuzun koktuğu yer burasıdır. Bu arkadaşlar döneminde biliyorsunuz; gelenek olarak hâkimler, peygamber postuna oturmuş varsayılan insanlardır. Onların iktidar döneminde Türk hâkimlerini, ne yazık ki, ısrarla iktidar postuna oturtturabilmek için birçok yasal düzenleme getirildi. Referandumlar yapıldı, daha sonra bu referandumlar, o darbeci yapının önünü açtı. Onun ile mücadele edecek insanlar tasfiye edildiler. Kumpas davalarında yargılandılar. Dolayısıyla, bu anayasa çalışmaları üzerinden konuşuyorum. Birinci amacı, velev ki kendileri de tanzim edecek ve bizler de katkıda bulunacaksak, peygamber postundan kaldırılıp, iktidar postuna oturtturmaya çalışan hâkimlerin tekrar peygamber postuna oturtturulması suretiyle yapılmalıdır. Bir toplumun adalete olan inancı kaybolduğu vakit, kaos ve kriz günlük yaşamın bir parçası haline gelir, düzen kalmaz. Bu birinci boyuttu ikincisi ise, Türkiye’nin bugün temel ihtiyacı bir anayasa olmaktan ziyade yönetim sorunudur. Her türlü kararın, tek bir adamın inisiyatifinde olduğu bir başıbozuk düzen var. Bu düzenin ortadan kaldırılması için, İYİ Parti’nin iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşü için teklifi açık. Hükümet şunu sevdi: 2010’da bir referandum yaptılar, 2011’de seçim; 2017’de bir referandum yaptılar, sistem değişikliği, bugünkü boşu bozuk düzeni getirdiler, 2018’de seçim yaptılar. Şimdi de aynı arayışlar söz konusu. Ama asıl aradığının ne olduğunu hepimiz üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz. Artık yüzde 50+1 düzeniyle Cumhur İttifakı’nın Türkiye’de seçim kazanması mümkün değil. Hatırlıyorsunuz, 2010 anayasasında ülkücülere zulüm edenleri yargılayacağız dediler, oysa yaptıkları FETÖ’cü hâkimlerin önünü açtıkları düzenlemeleri geçirmekti. Şimdi bu anayasada da kuvvetle muhtemel halka HDP’yi gösterecekler. Artık 40+1 mi yaparlar, 35+1 mi yaparlar, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi için lazım olan yolu arayıp, bunu anayasa gündemine getirme gayretinde diye kişisel olarak düşünüyorum. Teklifim buradan olsun benim. Normalde biliyorsunuz referandumlar evet-hayır üzerinden olur. Anayasa da bir maddelik değişiklik yaparsak, iki tane teklif koyalım milletimizin önüne… Biri bu arkadaşlarımızın bugüne kadar ülkeyi yönettikleri Cumhurbaşkanlığı sistemi ya da ne öneriyorlarsa o olsun ya da ikincisi de bizim önerdiğimiz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinden bir tercih olsun. Milletimiz ya onu ya onu tercih etsin. Biliyorsunuz hayır demek her zaman zordur, millet olarak da biz evet demeyi her zaman tercih ederiz. Ama gerçekten bir ölçümleme yapacak olursak bu iki sistemin ikisini de önerelim. Milletin gündemine alalım millet bunların arasında bir tercihte bulunsun. Bu referandumla ilgili tek maddelik bir değişiklik ile yapılabilir. Benim gördüğüm sıkılmış bir düzen var. Ama diğer taraftan daha da önemlisi getirdikleri bu yöntem ile seçim kazanmalarının imkânsızlığını gördükleri için gayret içerisindeler diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
Sevi Gözay UĞURLU