Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözmek için kurulan Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği, mağduriyetlerinin çözülmesi için yetkililere seslenmeye devam ediyor. Derneğin Çanakkale Şube Başkanı Murat Çağlayan, EYT’li kavramını açıklayarak, yaşadıkları mağduriyeti gidermek için yapılması gerekenleri dile getirdi.
 
Emeklilikte Yaşa Takılanlar Derneği Çanakkale Başkanı Murat Çağlayan, yaşanılan mağduriyeti geniş bir şekilde anlattı. Öncelikle emekli kavramına değinen Çağlayan, “Emeklilik uzun vadede öngörülebilirlik ve uzun planlama gerektiren bir olgu, 8 Eylül 1999 yılı öncesi SSK-BAĞ KUR emekli sandığına giriş yapan yani çalışma hayatında olan herkes emeklilikte yaşa takılmıştır. Yani buradaki kritik tarih 8 Eylül 1999 bunun öncesinde çalışma hayatın giren herkes yaşa takılmıştır. 17 Ağustos depremi ile birlikte işte o dönem depremzedeleri ile uğraşırken bu yasa çıkartıldı. Bu yasada sıkıntı şuydu; geriye doğru aleyhte işletildi bu yasa geriye doğru aleyhte işletildiği için zaten bir mağduriyet oluştu. Devletle bir sözleşme yaptık dedik ki kendimden örnek vereyim daha iyi anlaşılsın 1992 yılında iş hayatına başlarken devlet bizle bir sözleşme yaptı dedi ki; 25 yıl 5000 iş günü biz bunun üzerinden biz geleceğimizi bunun üzerinden planladık hayatımızı ona göre planladık seçeceğimiz işleri ona göre planladık seçtik çalıştık. Fakat 8 Eylül 1999’da 4447 sayılı yasa geldi ve bu yasa geriye aleyhte işletilince işte bu sefer artı hem prim günleri yükseldi Hem kademeli yaş artışı sağlandı. Bu geriye dönük işletilince bizi mağdur etti” şeklinde anlattı.
 
“BİN 500 LİRA YAPILMADI, BİN 500 LİRAYA TAMAMLANDI”
Emeklilik sisteminde yaşanılan diğer problemleri de dile getiren Çağlayan, “Emeklilikte yaşa takılanların ilk mağduriyeti hak kaybıdır. Bu da 8 Eylül 1999 yılı öncesi işe girenlerin hak kaybıdır bu 4448 sayılı kanın geriye aleyhte işletilince burada bir mağduriyet oluşmuştur. İkinci mağduriyette bizim 2008 yılı içerisinde 5510 sayılı bir kanun çıktı. Burada da aylık bağlama oranları 1999 yılı öncesi ortalama 70 oranında emekli bağlama oranı vardı. 2000 ve 2008 sonrası bu oranlar düşürüldü. Özellikle 2008 de bu aylık bağlama oranları düşürüldü. Bu da düşük emekli maaşlarına sebep oldu. Bin-bin 200 lira emekli bağışları bağlanmaya başladı. Bizim kitlemizde her sene ortalama 300-400 bin kişi emekli oluyor. Burada bariz maaş mağduru olduk, sadece biz değil iş hayatında çalışanlar herkes aylık bağlanma oranlarından dolayı emekli maaşlarında mağdur olacaklar. Sayın cumhurbaşkanı en düşük emekli maaşı geçen akşam bin 500 lira yaptıklarını söyledi, evet doğru ama bin 500 lira yapılmadı, bin 500 liraya tamamlandı. Bin 200 lira emekli maaşınız varsa bin 500’e tamamlandı ve emekliye yapılan zamlarda da bin 200 lira üzerinden zam alıyorsunuz. Zaten 2008 yılında 5510 sayılı yasada ki aylık bağlanma oranları düşürülmeseydi şuan en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyinde olacaktı” şeklinde anlattı.
 
“ÇÖZÜM FORMÜLLERİ ÜRETEN PARTİLER BİZİMLE GÖRÜŞÜYOR”
Çağlayan, şu anda yaptıkları faaliyetleri de paylaştı: “Pandemiyle birlikte biz çalışmalarımıza ara verdik. Biz dernek olduğumuz için, İçişleri Bakanlığı ne derse kanun ve yönetmeliklerle bize ne söyleniyorsa uyuyoruz. Toplu alanlarda çalışma yapamıyoruz stant açamıyoruz, üye çalışması dolayısıyla fazla yapamıyoruz. Bundan dolayı da sosyal medya üzerinde Twitter ve Facebook üzerinde çalışmalarımıza hız vermek zorunda kaldı bu bağlamda da siyasi parti genel başkanlarından randevu taleplerimiz oldu. Bizim işimiz siyaset değil ama siyasilerle bu sorunu kim çözecek diye konuşuyoruz. Meclis çözecek, yasa yapanlar çözecek. Dolayısıyla bizim derdimizi dinleyen, çözüm formülleri üreten partiler bizimle görüşüyor. Biz dertlerimizi sorunlarımız anlatıyoruz, çözüm önerilerini sunuyoruz. Dolayısıyla da sayın genel başkanlarla şimdiye kadar; Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Akşener'le, Sayın Erbakan, Sayın Davutoğlu ile zoom üzerinden bir görüşme gerçekleştirdik. Sorunlarımız tekrar aktardık onlar da bize çözüm önerilerini dile getirdi.”
 
“FAZLA ÇALIŞAN İNSANLAR CEZALANDIRILIYOR”
Çağlayan, dernek olarak çözüm önerilerini paylaşarak, “Bu sorunun başta hükümetin çözmesi lazım. 8 Eylül 1999 yılında çıkan 4447 sayılı yasanın geriye dönük aleyhte işlemesinin iptali ile bir kere bu başlaması gerekiyor. Neden burada bir hak kaybı var. Danıştay'ın aldığı emsal kararlar var. Vatandaşın aleyhinde bir kanun geriye doğru işletilmez diye, burada işletildi. 2008 yılında çıkan ve tüm çalışma hayatını ilgilendiren aylık bağlanma oranlarının ivedilikle düzeltilmeli. Ayrıca asgari ücret ve civarı çalışan insanların fazla prim ödedikçe bağlanacak emekli maaşları da düşüyor. Bu da kayıt dışına itiyor. Zaten devletimiz kayıt dışı işe mücadele ediyor burada bir çarpıklık var.  Fazla çalışan insanlar cezalandırılıyor” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN