Koronavirüs salgını sonrasında birçok vatandaş tarafından talep edilen bal ürünlerinin kalitesi ve güvenirliğini sağladıktan sonra tüketime sunan Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği, kendilerine gelen her bal ürününü analize yolladıktan ve içeriğinin belirlenmesinin ardından vatandaşlarla buluşturuyor. Birlik Başkanı Cahit İleri, bu işlemi her üreticinin yapmadığının altını çizerek, birlik olarak bunun kendilerinin ayrıcalıklarından biri olduğunu söyledi. Vatandaşların doğru balı test etmesinin o kadar kolay olmadığını söyleyen İleri, en başta markanın bir güven kapısı olduğuna dikkat çekti.
 
Günümüzde birçok firma, ürettikleri gıdaların içerisine sağlıksız maddeler ekleyerek vatandaşların hayatlarını tehlikeye sokuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, vatandaşların market, süpermarket gibi ürünlerini aldığı noktalardan, numuneler alıp testler yaparak bazı markaların gıda güvenirliğinin olmadığını ortaya çıkarıyor. Bakanlık, bu konuda birçok farklı ürüne uyguladığı test sonuçlarını ise markaları ifşa etme yöntemi ile kamuoyuna duyurarak, bu firmalara ise ağır cezalar kesiyor.
 
Vatandaşların özellikle koronavirüs salgını sonrasında bağışıklığı güçlendirdiği için rağbet gösterdiği bal ürünü için de, bazı firmaların içine farklı maddeler ekleyerek çoğaltma işlemi yapıldığı iddia ediliyor. Bal söz konusu olduğunda, dünya çapında birçok ülkede sıkı denetimler ve işlemler uygulanmaya ve herhangi bir sahtekarlık olmaması için yoğun çaba sarf ediliyor.
 
Doğal bal tüketmek isteyen vatandaşlar için ‘güvenli gıda’ anlayışı ile hareket eden Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği, gerek ‘Arıburnu’ markası ile satışa sundukları bal için gerekse birlik tesislerinde başka markaların bal ürünleri için Ege Üniversitesi’ne bağlı ARGEFAR’da analiz yaptırdıktan sonra, tüketime sunuluyor.
 
Konuyla ilgili bilgi veren Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, vatandaşların doğal bala ulaşmasını çok önemsediklerini söyleyerek, masraftan kaçınmadan birliğe gelen her teneke balın analizlerinin yapıldığını ve Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne uygun olup olmadığının denetlendiğini belirtti.
 
“BU BİZİM AYRICALIĞIMIZ”
İleri, analiz süreci ile ilgili detaylı bilgi vererek, “Arıcılar Birliği’ne gelen her bal önce bir kabul ünitesinden geçiyor. Balı emaneten alıyoruz ve her tenekeden birer kaşık numune alıyoruz. Aldığımız numuneleri ise ikiye bölüyoruz. Bir yarısı bizde kalıyor. Sebebi ise, herhangi bir itiraz anında ikinci bir numuneye ihtiyaç duyulduğu zaman aynı numuneyi kullanmak için. Diğer yarısını ise Ege Üniversitesi’ne bağlı ARGEFAR’a gönderiyoruz. ARGEFAR, özellikle Ege bölgesinden ihracatı yapılan gıda ürünlerinin analizinin yapıldığı, üniversiteye bağlı, akredite bir laboratuvar. Aynı zamanda limandan Türkiye’ye gelen ürünlerin de analizinin yapıldığı bir laboratuvar. Biz de numunelerimizi dünya çapında geçerliliği olan ARGEFAR’a gönderiyoruz. 9 ayrı konuda ölçüm yaptırıyoruz. Balın içinde şeker kullanılıp kullanılmadığından tutun, balın içinde ilaç kalıntısı olup olmasına varıncaya kadar, hatta balın kaynağı hangi bölgeden, hangi oranda hangi çiçekten geldiğini tespit etmeye kadar ölçümleri yaptırıyoruz. Ölçümlerin sonunda önce mail ortamında bize raporlar geliyor. O rapora göre, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği denilen bir standartta uyup uymadığında bakıyoruz. Balın içerisinde olması gereken maddelerin olup olmadığına, hatta yabancı madde var mı yok mu diye bakılıyor. Standartta uyuyorsa biz bu üreticimize makbuzu keserek, balı kabul ediyoruz. Eğer bal da bir problem çıkarsa, kodekse uymazsa bu defa sahibine balları geri iade ediyoruz. Kesinlikle kabul etmiyoruz, üretime vermiyoruz. Kodekse uyan ballarımızı ise üretime vererek, Arıburnu markası ile üretime veriyoruz. Bu bizim ayrıcalığımız. Her bal satan bu işlemi yapmıyor. Hatta Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği tesislerinde dolumu yapılan diğer marka balların da aynı işlemi onlarda yaptırıyoruz. Diğer markalar, birlik tesislerinde dolduruluyorsa bu işlemden geçiyor” şeklinde anlattı.
 
“MARKA BİR GÜVEN KAPISIDIR”
İleri, vatandaşların kendi yaptığı testlerin doğru sonuç vermeyeceğini söyleyerek, “Kimisi balı uzatıyor, kimisi kokluyor, kimisi yakıyor, kimisi kopya kalemi ile çiziyor. Birçok farklı yöntem denemeye çalışıyor fakat bunların sonucu pek doğru olmuyor. Bu iş bu kadar basit olsaydı, biz de her gelen balı tadardık ve öyle depomuza koyardık, pahalı ücretlerle bu işlemleri yaptırmazdık. Biz vatandaşların doğru ve güvenilir gıda alması açısından masraftan kaçınmayarak bu analizleri yaptırıyoruz. Bu bizim arıcılığımız. Onun dışında, yol kenarlarında ne olduğu belli olmayan bir yığın ürün satılıyor. Vatandaşlarımız bunları alırken analizleri var mı diye sorgulamıyor. Sorgulamadığı için bu yerler genellikle sahte ürünlerin veyahut uygunsuz ürünlerin satıldığı yerler olarak geçiyor. Bizim açımızdan hoş değil. Marka bir güven kapısıdır. Bizler, vatandaşların güvenli gıdaya ulaşması için testlerimizi yaptırıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
BAKANLIK DA NUMUNELER ALIYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ürünleri, vatandaşların ulaştığı yerlerden gidip aldığını ve test ettiğini söyleyen İleri, “Bize uygun olan numuneyi verirler düşüncesi ile bakanlık vatandaş ürünü nereden alıyorsa; market, şarküteri, aktar gibi, bakanlık gidip numunesini oradan alıyor. Dolayısıyla o numunelerde herhangi bir problem çıkarsa, gerekli cezayı kesiyorlar ve eğer markası varsa deşifre ediyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın böyle bir uygulaması da var” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN