Aslında doğduğu andan itibaren yaşlanmaya başlayan insan, bilinçaltında ölüm kavramından korktuğu kadar ölümü çağrıştıran yaşlılık kavramından da ürker.


Aslında doğduğu andan itibaren yaşlanmaya başlayan insan, bilinçaltında ölüm kavramından korktuğu kadar ölümü çağrıştıran yaşlılık kavramından da ürker. Sonsuz gençlik ancak masallarda, efsanelerde mümkün olsa da, sağlıklı bir yaşlanma ve hayat ateşinin yeniden canlandırılması insanın kendi elinde. Tek yapılması gereken, kendine biraz vakit ayırıp gün içinde bile rahatlıkla uygulanabilecek çeşitli egzersizlerin düzenli hale getirilmesi...

Egzersiz, sağlık sorunlarının çoğunu önleyen, önemli bir kısmını hafifleten veya iyileştiren en etkili ilaçlardan. Aktif bir hayat, önlenemez yaşlılık sürecinin en sağlıklı biçimde geçirilmesinde temel anahtar... Fakat bunların yanında sevgiye muhtaçtır insanoğlu. Kadın erkek ayırt etmeden insan sevilmek ister... Belki de yaşamak için gerekli bu kavramı yitirdik bu günlerde. Sevmek ve sevilmeye ne kadar şiddetle ihtiyacımız var, biliyor musunuz? Açlık sadece ekmeğe duyulan açlık değildir. Varlığınızın derinliklerinde uyuyan bir açlık vardır. Sevgiye duyulan açlıktır bu ve nefes almak kadar gerekli bir ihtiyaçtır… Amaaa hayat bir kendini keşfetme yolculuğu. Bana göre aydınlanma, içe dönme kim ve ne olduğumuzu keşfetme ve kendimizi sevip özen göstererek daha iyiye doğru değişebileceğimizi bilmektir. Kendimizi sevmek bencillik değildir. Başkalarını gerçekten sevebilmek için önce kendimizi sevmeye ihtiyacımız var.

Her birimiz sevgi ve neşe frekanslarına sahip olduğumuzda gezegenimizin de iyileşmesine yardımcı oluruz. Sıklıkla sevgiye koşullar koyuyoruz. Ama değişebiliriz. Kendimizi tam olduğumuz gibi şu anda sevebiliriz.. Sevin sevilmeyi hak edin. Kendiniz için yaşarken yaşlanırken mutlu olmak için zaman kaybetmeden sevin. Sevgiyle…