Uyuyanın üstüne kar yağar derler.


 
Uyuyanın üstüne kar yağar derler.
O yüzden nenelerimiz üstün açık uyuma ört çocuğum göğsünü, üşütme derler.
Biz öyle gördük öyle büyüdük.
Hala öyle yaparız uyuyanın üstüne illa ki bir örtü örteriz...
Belki de sırf bu yüzden sevdiklerimizi toprağa verince üstlerini toprakla örteriz...
Toprak sarsın sarmalasın üşütmesin sevdiklerimizi diye...
Kim bilir...
Ya yaşarken...
Ne kadar sarıp sarmaladık sevdiklerimizi?
Eskilerin uyuyanın göğsünü ört demesi belki de o göğsün altında kalp olduğu için kalbin içinde bütün evrenin ve sevginin sırrı olduğu için olabilir mi?
Kim bilir...
İnsanın yüreği üşümeye görsün bir kere, dünyaları ateşe versen ısınmaz.
Peki neden üşür yürekler?
Yokluktan mı?
Yoksulluktan mı?
Kimsesizlik ten mi?
Çok kimsesi olup ama hiç kimsesi olmayışından mı?
Yoksa sevgisizlik ten mi?
Çok sebebi olabilir.
Üşütmeyin birbirinizin yüreklerini, soğutmayın sevgilerinizi, ihmal etmeyin sevdiklerinizi, yaşarken bilin kıymetlerini ki sizin de kıymetiniz bilinsin...
Her zaman da verdiğiniz değerin karşılığını göremeyebilirsiniz, dünya hayatı böyle de cilveli bir yerdir...
Çok sevginin karşılığı her zaman çok sevgi olmayabilir. Boşuna mı yazıldı, çalındı, söylendi bu kadar acılı söz, beste, şarkı, şiir...
Bunun içindir ki hepimizin hayatından, yazsak ciltlerce kitap çıkar...
Fuzuli ye sormuşlar Sevmek mi? Sevilmek mi? "Sevmek. Çünkü hiç bir zaman sevildiğinizden emin olamazsınız" demiş.
Siz yine de sevin sevmeye devam edin, sevildiğinizden çok çok emin olduğunuz anlar öyle çok olsun ki sizler de etrafınıza daha bir sevgiyle sarılın...
SEV, hiç çıkarsız hiç hesapsız,
SEV, gönülden gönüle bir yol açılsın
sevdiğin kadar insansın,
sevildiğin kadar bahtiyar,
sevgi olmazsa yaşamak neye yarar...
Hoş kalın efendim sevgiyle kalın sağlıcakla kalın mutlulukla kalın