İş demek emek demek emek demek ekmek demek... Hepsi aynı kapıya çıkıyor.


İş demek emek demek emek demek ekmek demek... Hepsi aynı kapıya çıkıyor.
Eskilerin dediği gibi
"Emeksiz yemek olmaz" 
"Ekmek bile çiğnemeden yutulmuyor"...
Hayatını devam ettirebilmek için illaki bir işin ucundan tutmak gerekiyor.
İster köyde ol ister kasabada ister metropolde istersen dünyanın en ücra bir köşesinde...
Yaşamak için bir şeyler üretmek için hayata katkı sağlamak için bir şeylere emek harcaman gerekiyor...
İstersen sadece kendi hayatını devam ettir istersen kocaman bir ailenin geçim yükü senin omuzlarında olsun hiç fark etmez...
Kimse oturduğu yerden para kazanmıyor kariyer yapmıyor...
Sürekli çalışıyor çabalıyor...
Ya istediği hayal ettiği işlerde yada kimsenin yapmak istemediği işlerde...
Boşuna dememişler "Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa"...
Herkes istediği hayatı yaşasaydı zaten dünya güllük gülistanlık bir yer olurdu değil mi a canlar ;)
Kimisi sabahın kör karanlığında düşer yollara ekmek uğruna kimisi de gece yarılarında...
Kimisi memnundur yaptığı işten kimisi mecburen devam eder...
Kapitalist düzen çok iyi bilir insanın zaaflarını ve buna göre yazar oyunun kurallarını...
Kimin en çok neye ihtiyacı varsa onun için onu daha fazla kullanmak ister yok pahasına kendi cebini doldurup vicdanını boşaltmak adına...
Diyeceksin ki Allah insana akıl vermiş fikir vermiş o da aklını kullansaydı da kendini kullandırmasaydı...
Yok ya bi sen akıllısın kimse bilmiyor bir tek sen biliyorsun değil mi o akılların öyle yürümediğini...
En çokta kadınların kullanıldığı asgarinin bile altında çalıştırıldığı mesaisi belli olmayan izni tatili olmayan sorsan tüm haklarının verilmiş olduğu kağıt üzerinde her şeyin mükemmel olduğu bir iş dünyasında, her bir özel günü pırlanta veya altınla özdeşleşen bir ülkede çokta fazla şey yapmamak lazım...
Günler gelir geçer tarihler semboliktir önemli olan her zaman hatırlamak arayıp sormak derdini dinlemektir...
Ve zannettiğiniz gibi insanlar öyle pahalı şeyleri sevmezler. Küçük şeylerle de mutlu olurlar içten bir bakış gülüş sarılış halini hatrını soruş... Gibi...
İnanmıyorsanız deneyin görün...
Bugün eşinize sevdiğinize evladınıza anne ya da babanıza ne bileyim işte kim varsa yanınızda etrafınızda sevdiğiniz değer verdiğiniz kim varsa sarılın sımsıkı gözlerinin içine bakın var olduğunuzu yanında olduğunuzu hissettirin nasıl olduğunu sorun...
Sonra mı sonrası Allah Kerim... Sonrası yok...
İşte mutluluğun tarifi...
İnsan insana emek harcamalı, insan sevdiğine değer vermeli emek vermeli kıymet bilmeli.
Haydi o zaman güzel kutlamalar olsun...
Nice nice 14 Şubatlar, nice nice 8 Martlar, nice nice 1 Mayıslar, nice nice Anneler - Babalar günleri, 
nice nice 24 Kasımlar,
nice nice doğum günleri, tanışma - evlenme yıldönümleri...
Hepsi sizin bizim olsun ama lütfen tek bir günle sınırlı kalmasın...
Çok af edersiniz bütün bir yıl boyunca insanların hayatının içine edip sonra tek bir günle kendinizi affettireceğinizi mi sanıyorsunuz...
Öyleyse yanılıyorsunuz...
Ya da siz beni yanıltın bunun aksini bunun böyle olmadığını bana ispatlayın ...
 
Hoş kalın efendim...
Sevgiyle mutlulukla kalın.