Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı Çayyolu semtinde bir eğlence mekânında gerçekleşen olayda, istekte bulundukları şarkıyı bilmediği gerekçesiyle müzisyen Onur Şener; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı personeli iş müfettişi İlker Karakaş (35), Ali Gündüz (36) ve TAİ’de elektrik mühendisi Semih Soyalp (36) tarafından cam bardakla boğazı kesilerek öldürüldü. Toplumda giderek artan şiddetin ne kadar tehlikeli bir boyutta olduğuna işaret eden olayın ardından; bir kız çocuğu babasız kalmış, bir insanın yaşam hakkı elinden alınmıştı. Onur Şener'in keyfi olarak katledilmesinin ardından Çanakkaleli müzisyenler sessiz kalmadı.
SADECE MÜZİK YAPARAK GEÇİNMENİN İMKÂNSIZA YAKINLIĞI
Türkiye’de her geçen gün farklı sektörde çalışan insanların haksız ve anlamsız yere katledildiğini ifade eden Müzisyen Akın Mutlu, “Bu durum meslektaşımız olan müzisyen Onur Şener’e de yansıdı. Bir müzisyen hiçbir zaman her şarkıyı bilemez, her şarkıyı çalamaz, bilmek ve çalmak zorunda değildir. Meslektaşımıza yapılan bu olayı kınıyorum ve katilin en ağır şekilde yargılanmasını talep ediyorum. Özellikle alkollü mekânlarda gecenin sonuna doğru taciz olayları yaşanabiliyor. İstek parçayı bilmediğim ve çalmadığım için hakaret eden birileri olmuştu. Ayrıca gitarımı vermediğim için üzerime yürüyen biri de olmuştu. Açık konuşmak gerekirse günümüz Türkiye’sinde belli sanatçılar ve ortamlar hariç sadece müzisyenlik yaparak geçinmek imkânsıza yakın diyebilirim. Ayrıca verilen ücretler ciddi manada emeğin karşılığını vermiyor. İnsanlar belki ‘2-3 saat müzik yapıyor fazla bile kazanıyor’ düşüncesine girebilir ama bu işler öyle değil. Bizler bu 2-3 saat denilen programı tamamlayabilmek için belki de yıllarca bu iş için karşılıksız çalıştık. Bu sebeple ben de birçok müzisyen arkadaşım gibi müzik dâhilinde farklı alanlarda çalışmalar yapıyorum. Dijital olarak eğitim setleri oluşturup Udemy gibi platformlarda pazarlayarak geçimimi sağlıyorum. Ayrıca evimde klasik/akustik/elektro gitar, şan eğitimi, ukulele, müzik teorisi, konservatuvara hazırlık gibi alanlarda özel ders veriyorum. Mesleğimizin geleceğini artık önü açık göremiyorum. Gelişen teknoloji ile birlikte artık müzisyene olan ihtiyaç neredeyse kalmadı. DJ, altyapı, looping gibi teknikler sayesinde 4-5 kişinin yapabildiğini 1 kişi yapabiliyor. Bu da herkesin işine geliyor. Olan yine müzisyenlere oluyor” dedi.
“BU ACI OLAY GERÇEĞİ KAFAMIZA VURDU, ACITA ACITA…”
Müziğin ve bar sahnelerinin pandemi itibariyle küçültülme sürecine girdiğini aktaran Müzisyen Mehmet Koç, “Yaptığımız işin bir değerinin kalmadığını, geçmişte bir zamanlar herkesin içinde olan sanatçı hürmetinin komple yok olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Bu acı olay bu gerçeği daha da vurdu kafamıza acıta acıta. Mesleğini yapıp evine ekmek götüren bir babanın başkalarının egosu tarafından katledilmesi her şeyin de ötesinde bir insanlık suçu ve dramıdır. Unutmayacağız. Bazı günler biz de tehlikede hissediyoruz. Bu zihniyet tek bir yerde değil. Çaldığımız mekânlar ve yaşadığımız yer gereği çok fazla bu tip sorunlarla karşılaşmasak da yaptığımız müzik tarzının dışında istekler aldığımız oluyor. Ancak müzik kutusu olmadığımızı her şarkıyı bilmediğimizi, repertuarımızda olmadığını söyleyerek geçiştirmek durumunda kalıyoruz. Artık her yerde bu zihniyetin olduğunu unutmamak gerekiyor. Müzik yaparak hayatınızı geçirmek çok zor. Mutlaka başka işlerle de uğraşmanız gerekiyor. Ancak biz bir noktada hayatımızı bu işe adadığımız için asgari bir şekilde yaşamak durumunda kalıyoruz. Ekstra olarak öğrenci yetiştirebiliyoruz. Belki o şekilde biraz da olsa kendimize maddi destek sağlayabiliyoruz. Bunun en acı kısmıysa insanların çok ciddi paralar kazandığımızı sanması. Sahnede her şey güzel belki ya da güzel gözüküyor diyelim. Ancak müzisyenliğin belli bir şöhrete kavuşmadıkça insan psikolojisini yıpratan bir yönü var. Aynı işi yaptığınız şöhretli insanların yüzde 1’i kadar bile para kazanamıyorsunuz. Herkese saygı duyuyorum ama bu uçurum insanı gün be gün umutsuzluğa sürükleyebiliyor. Yaptığınız işi sorgulatabiliyor. Şuan ki bu seri tüketim çağının içerisinde müziğin geleceğine ne kadar karanlık bakıyor olsam da içimde kendime ve üretkenliği bırakmayan, vizyonlu işler yapan müzisyenlere dair bir ışık hissediyorum. Bununla doğduk bununla öleceğiz artık başka mesleklerle zaten mutlu olamayız. Bu gidişatı düzeltmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.
“ÇOK ÜZGÜN VE SİNİRLİYİM”
LEVA’nın vokalisti Kağan Bartu Aydoğdu ise bu durumun kabul edilemeyeceğini söyleyerek, “Çok üzgünüm ve çok sinirliyim. Sahnede verdiğimiz hizmet genel bir kitleye hitap eden bir hizmet. Bu yüzden asla ve katiyen bir kişi özelinde değerlendirilemez ve bakılamaz. Şiddetle kınıyorum ve gereğinin yapılmasını bekliyorum. Mesleğimi yaparken çoğunlukla tehlikede hissetmedim. Genel olarak sahne aldığım yerler güvenlik konusunda çok sıkıntılı olan yerler olmadığı için şansımdan belki de başıma bir durum gelmedi. Çanakkale’de eğlence mekânları dışında para kazanma şansımız elbette var. Tabii bunu çok genel olarak değerlendirmek doğru değil çünkü bu yaşa kadar yatırımımızı müziğe yaptığımız için bilgimiz de bu doğrultuda. Özel ders, müzik evlerinde kurs vb. imkânlar var. Bende yakın zamanda ders vermeye başlayacağım./ Verilen ücretler geçinmeye yetmiyor da diyemem yetiyor da diyemem. Keza bu noktada kimse suçlu değil çünkü ağır bir kriz içerisindeyiz. Buna cevap vermem pek doğru olmaz. Mesleğin geleceği tam bir kumar gibi. Eğlence sektörü hayatın tamamından etkilenen bir sektör. Bu yüzden ben kişisel olarak grubumla çok güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Umarım sektör çok daha güzel noktalara gelir ve herkese çok daha güzel müzikler sunma/dinleme imkânı verir” diyerek, saygının ve sevginin egemen olduğu günlerde görüşme dileğini iletti.
Sevi Gözay UĞURLU
Editör: Boğaz Gazetesi