Geçmişi Orta Asya'ya dayanan Türk resim sanatı minyatürle yaklaşık 35 yıldır ilgilenen Kabaoğlu,  resme olan kendi yeteneğin keşfettikten sonra tornacılık mesleğini bırakarak bu işlere girdiğini ve bugünlere kadar getirdiğini söyledi. "Dünden Bugüne Geleneksel Türk El Sanatları Şöleni" için Çanakkale'ye gelen Kabaoğlu, yaptığı açıklamada, uzun yıllardır emek verdiği resim sanatını tuval yerine farklı objelere uygulama arayışına girdiğini söyledi.
 
Daha çok minyatürle ilgilendiğini belirten Kabaoğlu, " Yaptığım işi deve kemiği üzerine minyatür, gravür tezhip sanatı. 35 yıldır bu işleri yapmaktayım, ilkokul mezunuyum. Kendi yeteneğimi keşfettikten sonra resme olan ilgimi, alakamı tornacı mesleğimi bırakarak bu işlere girdim bugünlere kadar getirdim. Şu an da Türkiye’de yapan usta yok, ben harici. Eskiden birkaç arkadaşımız yapıyordu ama iş artık tamamen sanata döküldüğü için, profesyonele döküldüğü için o arkadaşlar acemice çalışmalar yapsa da kemik diye sunabiliyorlardı. Şu anda yaptığım iş gördüğünüz gibi bu hallere getirdim" dedi.
 
Turistler daha çok ilgi gösteriyor
Kabaoğlu, yurt dışından gelen kemik eşyalarda daha çok tezhip sanatının uygulandığını gördüğünü, kendi hazırladığı ürünlere genellikle yabancı turistlerin ilgi gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:“  . Halkımız biraz bizim sanatlarımıza çok ilgisiz ve alakasız. Benim hedef kitlem esasında genelde halkımız olması lazımken yurt dışındaki turistler daha çok ilgi, alaka gösteriyor. Çoğu yere gittiğim zaman gravür, minyatür ve tezhip nedir diye bana soruyorlar. Bu acı ama gerçek. Bu esasında bizim kendi sanatlarımız. Gravür, minyatür bize özgü sanatlar bilinmiyor. Bende bilinsin günlük kullanılacak veya eve asılacak bir meta olsun diye bu işleri yaptım”
 
Sanatının oldukça zor olduğunu aktaran Kabaoğlu:“  Yaptığım iş çok zor, sabır gerektiriyor. Maalesef o sabrı gösterecek insana daha rast gelmedim. Gelende zaten bıkıyor, kaçıyor. Geleneksel el sanatları bitti” dedi.
 
Kemik hile kabul etmiyor
Kabaoğlu, çalışmalarında deve kemiği kullanmasını şu sözlerle açıkladı:“ Çoğu arkadaş kağıda, ahşaba çiziyor. Öyle bir hale geldi ki artık teknolojiyle biri bir kağıdı çoğaltıp üstüne iki kuş oraya, beş kuş buraya, bir ağaç ekleyerek el sanatı gibi sunmaya başladılar. Hilesi hurdası çok oldu bu teknolojiden ötürü. Kemiği yapmamın sebebi, kemik zaten hileyi kabul eden bir materyal değil. Kemiğe hileli bir iş yaptığınız zaman kendini atıyor bırakıyor, kabul etmiyor. Su bazlı boya kullandığım için boyayı emiyor, emdiği için kalıcı oluyor. Birde onun üzerine vernik atıyorum daha da kalıcı olsun diye”
 
Kemiğe önce bir takım işlemlerle şekil verip, üzerine minyatürü işlediğini anlatan Kabaoğlu, şunları kaydetti:“ Ürün mesela boyutuna göre  ve üzerinde yapılan resme göre zaman alabiliyor veya çok çabuk zamanda çıkabiliyor. Genelde deve kemiği üzerine yaptığım bir resmi 1,5-2 günde çiziyorum. Sanduka tarzında eserlerin yapımı ise 2 gün. Tamamen kendi sanatımız, kendi insanımızın ürettiği sanattır. En çabuk çıkanlar “kare” dediğim kutulardır. Günde 3-5 tane çizebiliyorum”
 
Kabaoğlu, eskiden deve kemiği temininde zorluk çekmediklerini belirterek :“ Eskiden de kesim vardı. Şimdi kesimler biraz azaldı Ege yöresinde. Oranın havarisini toplayan kemikçiler vardır, kemik unu fabrikaları için onlar toplar onlardan biz alırdık. Ama son 10-15 yılda işler o kadar çok düştü ki elimizdeki kemiği kesip biçmek zaten 10 senede anca biter. Çünkü ürünü satacak, yapacaksın ki talep edesin. Şimdi tabii ki zorlaştı hammaddeyi bulmak” dedi.

Haber: Fehmi ŞENYİĞİT