Halk arasında kara mantar olarak bilinen “Mukormikoz” enfeksiyonu, özellikle de bağışıklık sistemi düşük olan bireyler, kronik hastalığı bulunanlar için risk oluşturabiliyor. Özellikle kontrolsüz şeker düzeylerine sahip olanların daha da dikkatli olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Vedat Turhan, son dönemlerde Hindistan’da sıkça rastlanan kara mantar enfeksiyonu ile ilgili bilgi verdi.
Mukormikozun, ciddi COVID-19 hastalarında veya hastalıktan iyileşen hastalarda görülebildiğini ve ciddi hastalık ve ölümle ilişkilendirildiğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Turhan, “Hindistan, mukormikoz vakalarında son zamanlarda bir artış bildirdi. COVID-19 ile ilişkili mukormikozun önlenmesi, erken teşhis için uygun ortam oluşturulması önem taşımaktadır" dedi.

Kronik şeker hastalarının dikkat etmesi gerekiyor
Medicana International İstanbul Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Turhan, kara mantarla ilgili şu uyarılarda bulundu:
“Halk arasında kara mantar olarak bilinen mukormikoz, mukormiset adı verilen bir grup küfün neden olduğu ciddi bir mantar enfeksiyonudur. Mukormikoz esas olarak sağlık sorunları olan veya vücudun mikroplar ve hastalıklarla savaşma yeteneğini azaltan ilaçlar alan kişileri etkiler. Örneğin kronik şeker hastaları, kanser hastaları, organ nakli olmuş kişiler, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullananlar daha sık bu sorundan etkilenir.”

Sağlıklı insanlarda zararlı değil
“Mukormikoza neden olan mantar grubu olan mukormisetler, özellikle toprakta ve yapraklar, kompost yığınları ve hayvan gübresi gibi çürüyen organik maddelerle birlikte çevrede bulunur. Çoğu insan her gün mikroskobik mantar sporlarıyla temas eder, bu nedenle mukormisetlerle temastan tamamen kaçınmak muhtemelen imkansızdır. Bu mantarlar çoğu insan için zararlı değildir. Bununla birlikte, bağışıklık sistemleri zayıf olan kişiler için mukormiset sporlarını solumak, akciğerlerde veya sinüslerde vücudun diğer bölgelerine yayılabilen bir enfeksiyona neden olabilir.”
Hızlı ve agresif seyirli bir enfeksiyon
Belirtileri hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Prof. Dr. Vedat Turhan, “Tek taraflı yüz şişmesi, şiddetli baş ağrısı, burun ya da sinüs tıkanıklığı, ateş, öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi bazı belirtileri olabilir. Bazı kişilerde cilt üzerinde kabarcıklar ve koyu renkli yaralar şeklinde de belirtiler gösterebilir. Mide bulantısı, karın ağrısı gibi belirtileri de bulunmaktadır. Sinüslerden girdiği için de bazı kişilerde beyin dokusu etkilenebilir. Özellikle kronik hastalığı olanlar için risk bulunmaktadır. Hızlı ve agresif bir seyri olan enfeksiyona karşı özellikle sağlık profesyonellerinin çok dikkatli olması gerekmektedir” dedi.

Covid-19 sonrası görüldü
Koronovirüs pandemisinden sonra yeniden önem kazanan bir enfeksiyon olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Prof. Dr. Turhan, “Seyrek görülen kara mantar salgın haline de gelebilir. Hava kirliliği, inşaatlar ve doğal afetler sonrasında ortaya çıkabilir. Bu enfeksiyon Covid-19 geçirenlerde daha sonrasında Hindistan'da sıkça görülmüştür. Enfeksiyondan İran, Irak, Mısır, Bangladeş, Pakistan gibi ülkeler de etkilenmiştir. Yeni bir enfeksiyon olmasa da koronavirüs pandemisiyle birlikte yeniden önem kazanan bir enfeksiyon olmuştur” şeklinde konuştu.

Kronik hastalığı olanlar ilaçlarını düzenli kullanmalı
Son olarak korunma yolları hakkında da tavsiyelerde bulunan Turhan, “Yoğun toprak ya da tozlu ortamlarda maske kullanımı önemlidir. Bahçe işleri yapılacaksa uzun kollu, bacakları kapatan kıyafetler giyilip maske takılmalıdır. Ciltte yarası ya da kesiği bulunanların toz ya da toprakla temas etmesi halinde sabun ve suyla hijyen önlemleri alması gerekir. Bunun yanında kirli sulardan kaçınmak, evde neme ve küfe sebep olan yerler varsa tamir ettirmek, vücut hijyenine dikkat etmek korunmak açısından önem taşımaktadır. Ayrıca kronik hastalığı bulunan bireylerin mutlaka ilaçlarını düzenli kullanması gerekmektedir. Özellikle şeker hastaları ilaçlarını düzenli kullanmalı. Kontrolsüz şeker düzeyine sahip diyabetliler, hem ilaçlarına dikkat etmeli hem de düzenli kontrollerini yaptırmalı. Kanser hastaları, organ nakli olan bireylerin de düzenli kontrollerini aksatmamaları, hekimlerinin dediklerini uygulamaları büyük önem taşımaktadır” diyerek sözlerini sonlandırdı.


Kaynak: İHA