Toplantının ardından gösterge faizi olan bir haftalık repo faizi yüzde 14 seviyesinde sabit bırakıldı. Merkez, böylelikle yılın 6. toplantısında da pas geçmiş oldu.
 
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) beklendiği gibi politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tuttu. Karar öncesinde gerçekleştirilen anketlerde katılımcıların büyük bir çoğunluğu TCMB'nin faizlerde değişikliğe gitmesini beklemiyordu.
 
Finans Uzmanı Ömer Karabay; ‘’Faizlerin sabit kalması kararlığı daha da devam edecek gibi görülüyor. Ama unutmamak gerekiyor ki bu bir siyasal tercih ve bu devam edecek gibi görülüyor. Dolar baskısını etkileyen bu kadar bir miktar daha devam edecek gibi görülüyor. Bu kararlarla eş değerli bazı paketler açıklanıyor. TL de kalmanın avantajlı olmasına yönelik bazı adımlar atılıyor. Bakalım göreceğiz nasıl olacağını öyle ya da böyle bir şekilde tamamlayacağız’’ dedi.
 
Enflasyona Ve Dövize Etkisi Olur Mu? Sorusuna; ‘’Muhakkak olacaktır, enflasyon beklentisi bitmiş değil bu görünürde en az ocak ayına kadar devam edeceği görülüyor. Tarihten sonra ne olacağı da muhakkak bir şekilde olacaktır. Döviz bu çeperi olabildiğinde arttırdı. Enflasyon duvarını genişetti’’şeklinde ifade etti.
 
 ALTI TOPLANTIDA KARAR AYNI
TCMB, 2021 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında gösterge faizde toplam 500 baz puan indirim kararı alarak, yüzde 14 seviyesine çekmişti. Banka, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında beklentilere paralel olarak faizde herhangi bir değişikliğe gitmedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik riskler yılın ilk yarısında olumsuz yönde gerçekleşmiş, dünyada iktisadi faaliyetin zayıflamasına sebep olmuştur. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmektedir. Küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel gıda ve enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının sürmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Bu çerçevede, ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artmaktadır.Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin arttığı gözlenmektedir. Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yılın başındaki güçlü büyümenin dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte sürdüğüne işaret etmektedir.
 
 
İbrahim Akın KAZANCI