Törene Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Erdem, Prof. Dr. Süha Özden, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Taş, ÇOMÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Orhan Aktur ile çok sayıda akademisyen, öğrenci ve veli katıldı.
 
Törende ÇOMÜ Tıp Fakültesi’ni kazanan 136 öğrenciye ilk kez beyaz önlükleri giydirildi. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayıp, Güzel Sanatlar Fakültesi Okutmanı Mehmet Ali Emir’in kanun eşliğinde icra ettiği müzik dinletisi ile devam etti.
 
 Törende konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi rektörü olarak burada bulunmaktan mutlu olduğunu ve ilk kez önlük giydirme törenine katılmaktan duyduğu heyecanı dile getirdi.
 
Türkiye’de En Kaliteli Üniversiteler Sıralamasında 34.üncü Sıraya Kadar Yükselmiş ve Yükselişini
Devam Ettiren Bir Üniversitenin Öğrencisi Oldunuz
Rektör Prof. Dr. Acer, sözlerine üniversitemiz ve Tıp Fakültesi hakkında bilgiler vererek devam etti:“ Bugün Tıp Fakültesine yeni başlamış öğrencilerimizin günü. Nasıl bir üniversite ve nasıl bir Tıp Fakültesinde öğrenci olduğunuza dair bilgiler paylaşmak istiyorum. Öncelikle çok büyük bir ailenin parçası oldunuz. 49 bini aşan öğrencisi olan ve bu anlamda Türkiye’nin en büyük 22. üniversitesi olmuş ÇOMÜ’nün öğrencisi oldunuz. 24 yılı geride bırakmış ülkemiz ortalamasına bakıldığında hatırı sayılır bir tecrübeyi geride bırakmış dolayısıyla ne yaptığını bilen nereye gittiğini bilen bir üniversitenin öğrencisi oldunuz. Tıp Fakültemiz bizim şüphesiz ki şuan 14 ama öğrencisi olan 13 fakültemizden birisi. Tıp Fakültemiz çok önemli bir fakülte. 16 yılı geride bırakmış bir Tıp Fakültesinin öğrencisi oldunuz. Bütün bunların yanı sıra aslında bir Tıp Fakültesine girmeyi başararak ne kadar başarılı olduğunuzu da bize göstermiş oldunuz. Kalitesiyle de kendisinden söz ettiren bir üniversitenin de öğrencisi olmuş oldunuz. Kendinden önce kurulan bazı üniversiteleri bile geride bırakarak Türkiye’de en kaliteli üniversiteler sıralamasında 34.üncü sıraya kadar yükselmiş ve yükselişini de devam ettiren bir üniversitenin öğrencisi oldunuz.
 
2017 Yılı Tıp Fakültesi Hastanesinin Yeni Binasının Bir Bütün Olarak Hizmete Girdiği Yıl Olacak
Tıp Fakültesi aslında birçok sorununu alt yapı sorunlarını büyük oranda çözmüş ve çözmekte olan bir fakültedir. Biliyorsunuz ki her şey biraz eksiklerle başlar. O eksikliklerin önemli bir kısmı Tıp Fakültesi anlamında da geride bırakılmış ve giderilmiş durumda. Tıp Fakültesinin fakülte olarak ortamının sizler için yeterli verimli olması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Sizin eğitim-öğretim gördüğünüz ortamın kalitesinin de bizim açımızdan çok önemli. İşin içerisinde olan hocalarımız biliyorlar. Şu an geldiğimiz noktadan daha iyi, daha ileri bir noktaya gitmek için gerçekleştireceğimiz projeler var. O anlamda fiziki imkânlar açısından siz birkaç sınıf ilerledikten sonra görebileceğiniz iyileşmiş şartlar oluşacak. Diğer taraftan sizin eğitim öğretim gördüğünüz teknik malzeme ihtiyacı laboratuvar eksiklikleri de her zaman gidermeye çalıştığımız, daha da ileriye götürmeye çalıştığımız unsurlar. Şüphesiz ki Tıp Fakültesi hastanemizin yakın zamanda geriye kalanın da hizmete alınması için yoğun çalışmalarımız devam ediyor. 2017 yılı o anlamda önemli bir yıl olacak. Tıp Fakültesi hastanesine yeni binasının bir bütün olarak hizmete girdiği bir yıl olacak inşallah. Bütün çabalarımız o yünde devam ediyor. Bütün bunlar ÇOMÜ Tıp Fakültesi öğrencisi olmakla aslında sıradan bir fakültenin, sıradan bir üniversitenin değil gerçekten kendini çoktan ispatlamış bir üniversitenin ve Tıp Fakültesinin öğrencisi olduğunuzu gösteriyor.
 
 
 
Öğrenmeyi ve Analiz Etmeyi Hayatınızın Düzenli Bir Parçası Haline Getirin
Biz çocuklarımıza çok çalışın çok çalışın deriz. Bu kavram o kadar çok söylenir ki bazen rahatsızlık bile uyandırabilir. Zira çok da tanımlanmadan kullanılan bir kavramdır. Çalışmak ne demek? Ne yaparsak çalışmış sayılırız? Hep havada kalan sorulardır. Bunu burada detaylıca konuşacak vaktimiz yok ama benim şahsi gözlemim şudur. Benim çalışmaktan anladığım öğrenciliğin gereği olan öğrenmeyi ve analiz etmeyi hayatınızın düzenli bir parçası haline getirmiş olmanızdır. Burada geçireceğiniz her vakit her gün bu şekilde değerlendirilmesi gereken bir vakittir. Ben çalışmaktan bunu anlıyorum. Bu sizi yormayacak ama geliştirecek bir hayat düzeni olacaktır. Dünyada bazı meslekler vardır. Şüphesiz her meslek eninde sonunda insanla ilgilidir. Ne yaparsak yapalım muhasebecisinden tutun astronatına kadar ne yapıyorsak insan için yapıyoruz. Ama öyle melekler vardır ki doğrudan insanı korumaya doğrudan insanı değerli ve merkezi kılmaya adanmış mesleklerdir. Benim aklıma hemen iki meslek gelir bunlardan ilki doktorluk diğeri ise hemşireliktir. Zira siz doğrudan insanı merkeze koymuş mesleğin eğitimini alıyorsunuz.
 
Ben hukukçuyum ve bilirim ki hakların hepsi insanların sahip olduğu haklardır. Ama öyle haklar vardır ki doğrudan insanı koruyan haklardır ki biz onlara temel haklar deriz yani insan haklarıdır. Bu bağlamda meslekler arasında bir sınıflandırma yaparsak doktorluk bir insan mesleğidir. Bu bir taraftan keyifli bir taraftan da zor bir meslektir. Çünkü insan bir taraftan da zor bir varlıktır. Dolayısıyla her insanı sevemeyebilirsiniz. Bu gayet doğal ve anlaşılır bir şeydir. Çünkü hepimizin kendine göre standartları ve beklentileri vardır. Ancak her bir insan sınıfı, kariyeri, konumu, cinsiyeti, inancı ne olursa olsun saygı değerdir. Önce hepimizi yaradandan dolayı saygı değerdir. Kıyafetini, davranışını nereye koyarsanız koyun o kötü kıyafetler içerisinde gördüğünüz varlık da insandır ve saygıdeğerdir.
 Bir başka dikkat edilmesi gereken ise vefakâr olmaktır. Bu çok önemli bir değerdir. Size bugüne kadar emek vermiş ailenize, arkadaşlarınıza nereye giderseniz gidin vefa gösterin. O yüzden ne yaparsanız yapın ailenize ve arkadaşlarınıza dostlarınıza saygıda kusur etmeyin. Size emek veremeye başlamış hocalarınız da bir o kadar vefayı hak edecekler. Hak ettiklerini gösterecekler. Dolayısıyla buradaki eğitim hayatınız boyunca ve sonrasında ki çalışma hayatınızda eminim hocalarınızla beraber olacaksınız. Onlar her zaman saygıyı ve vefayı hak ediyor olacaklar. Unutmayın ki insanın hayatının iyi gitmesinin göstergesi huzurdur, mutluluktur ve o bir amaç değil aslında sonuçtur. Bu söyleyeceğimiz unsurlar hayatınızda varsa yani kendinizi geliştiren kendini tekamül ettiren birer varlıksanız, insanlara saygı gösteriyorsanız, vefa gösteriyorsanız artık mutsuz olmak, huzursuz olmak için gerçekten bir sebebiniz kalmayacağını da göreceksiniz.
 
Konuşmasının sonunda Tıp Fakültesi hocalarına ve öğrencilerine teşekkür eden Rektör Acer, öğrencilere verimli, huzurlu bir öğrencilik hayatı geçirmelerini temenni etti. Tören öğrencilere önlüklerinin giydirilmesi ve Prof. Dr. Yılmaz Akgün’ün öğrenci yeminini yaptırması ile son buldu.


Kaynak: Haber Merkezi