Erkek, gelir dağılımındaki adaletsizlik, rant uğruna çevrenin ve doğanın talan edilmesi, çocukların ve kadınların uğradığı şiddet, taciz, tecavüz, çocuk gelinlerin sayısı, artan boşanma, intihar vakaları, bilinçli olarak temelinden sarsılmış eğitim sisteminin, toplumu hızla geriye götürdüğünü savundu. Türkiye'de 2006'da cinsel taciz suçlamasıyla 3 bin 649 dava açıldığını, kararların yüzde 43,5'inin mahkumiyetle sonuçlandığını vurgulayan Erkek, 10 yıl sonra, 2015'te elde edilen rakamların, büyük bir çöküntü yaşandığını gösterdiğini ileri sürdü. Erkek, 2015'te cinsel taciz suçlamasıyla alçılan dava sayısının yüzde 400'lük bir artışla 13 bin 619'a yükseldiğini, toplam kararın yüzde 32,1'inden mahkumiyet çıktığına dikkati çekti. 

Erkek, cinsel saldırı nedeniyle 4 bin 419 davanın açıldığı 2006'da, 9 bin 864 kararın yüzde 44,8’inin mahkumiyet olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: 
"2015'e gelindiğinde cinsel saldırı suçu iddiasıyla açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 150’lik bir artışla 7 bin 355 olmuştur. Bunların yüzde 48,7’si mahkumiyettir. 2006'da çocukların cinsel istismarı nedeniyle açılan dava sayısı 2 bin 414, verilen toplam karar sayısı ise 3 bin 778’dir. Bunlar içinden çıkan mahkumiyet kararı ise yüzde 42, 5 ile bin 607’dir. 2015'te aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 700’lük bir artışla 16 bin 957’ye yükselmiştir. Bunun yüzde 55,9'u mahkumiyetle sonuçlanmıştır. Ülkemizin içinde bulunduğu tablo hiç iç açıcı görünmemektedir. Bu rakamların hukuk mekanizmasına aktarılanlar olduğu, gizlenenler, üstü örtülenlerin de eklenmesi gerektiği unutulmamalıdır. Sosyal devlet algısında yaşanan sorunu ve eğitimi düzeltmekle işe başlamamız lazım. Üretime dönük ekonomi politikalarının yanı sıra eğitimde ciddi bir yapılanmaya ihtiyacımız bulunmaktadır. Eğitimle birlikte tüm bu yaşananların hukuki boyutunun bulunduğu açıktır. Suç ve ceza sisteminde yeni düzenlemeler gerekmektedir. Cezalarda caydırıcılık sağlayacak ve iyi hal indiriminin olmayacağı hükümlerle konu pekiştirilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde de gördük ki halkımızın temiz dini duygularının sömürülmesi her açıdan büyük zarardır. Bu sömürü, çocukların cinsel tacizinin önünü açtığı gibi, demokrasinin de tacize uğramasına neden olmaktadır. Cemaatlerden cemaat beğenme sürecine dur denilmelidir. Aksi takdirde çocuklarımıza temiz, erdemli ve güzel bir gelecek bırakamayacağız."


Kaynak: Haber Merkezi