Merakla beklenen faiz kararı geçtiğimiz gün açıklandı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 14'te sabit tuttu. Böylece Merkez Bankası faizi 4. kez sabit tuttu. Faiz kararı değerlendiren Finans Uzmanı Ömer Karabay; ‘’ Yüksek enflasyon hızla devam ederken daha etkin araçlar kullanımın gereği artabilir. Fed bu konuda faiz arttırma mesajı bizi de derinden etkileyecektir. ‘’dedi.
 
Merkez Bankası (TCMB), perşembe günü gerçekleştirdiği toplantısında politika faizini yüzde 14’te sabit tutma kararı aldı. Böylece banka, üst üste dördüncü toplantısında da faizi sabit tutmuş oldu. TCMB’nin kararla ilgili açıklamasında “Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirmiştir. Bu çerçevede Kurul, makroihtiyati politika setinin güçlendirilmesine karar vermiştir” açıklaması dikkat çekti. Merkez Bankasının faiz kararını değerlendiren Finans Uzmanı Karabay; ‘’Beklentiler üzerinde bir karar olmadı. Sait kalması beklenen faiz devam etti. Böylece 4. kez sabit kalan faiz piyasalarda enflasyonun artması ile acaba faiz arttırımı yapılır mı? Sorusunu boşa çıkardı, aslında riskli bir durum bu, fiyat istikrarı sağlamak olan birinci görevi bu bağlamda hareket eden Merkez Bankası faiz kararını politik nedenlerle vermeye başlayınca durum karmaşıklaştı. Fakat şunu eklemek lazım, Yüksek enflasyon hızla devam ederken daha etkin araçlar kullanımın gereği artabilir. Fed bu konuda faiz arttırma mesajı bizi de derinden etkileyecektir” denildi.
 
Faiz kararı sonrasında vatandaşlar yatırımlarını birikimlerini nasıl korumalı sorusuna ise Karabay; “ gibi merkez bankasının açıkladığı politika faizi ile bankaların faizi arasında uçurum var, Piyasa faizi bugün 25 seviyesinde, ama bu bile anlamsız çünkü Türkiye’de enflasyon yıllık yaklaşık yüzde 65’lere geldi aylık faiz çok yüksek yüzde 7 üstünde, dolayısı ile korumak kazançlarını korumak çok zor bir hal aldı. Her kesimin geliri nerdeyse her gün eriyor. Bu süreçte buna karşı yapılabilecek tek alternatif TL dışında bir yatırım aracı kullanmak. Bu belki gıda bile olabilir, Artık gıda ürünleri bile bir borsa mamulü gibi artıyor” diye cevap verdi.
 
Enflasyon ne kadar daha sürecek sorusunu ise Karabay; “Enflasyon bir günde bir haftada bir ayda düşemez, düşmesi için temel hareketler ve aksiyonlar gerçekleşmeli, ama gördüğümüz kadarıyla bu ortam şu anda çok uzak, her gün artan üretici maliyetlerinin artması ve TL’nin değer kaybı doğrudan ürünlerin maliyetlerin artmasına sebep oluyor. Artık sebze fiyatları bile çift haneli rakamları gördü. Bu geçtiğimiz yılın enflasyonunun nerdeyse 2 katı demek bu bile aslında gıda enflasyonunun çok yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Ben yakın zamanda enflasyonun düşmesini beklemiyorum. Kur değişmeden bu rakamların geriye gelmesi zor” şeklinde yanıtladı.
 
Faiz Kararları Altın üzerinde bir etkisi olacak mı? Sorusuna da cevabı; “Altın piyasasının birinci belirleyiciliği ons üzerinden dolar ikincisi ise miktar ve dünyadaki arzı üzerinden şuanda altın arzı bir miktar geride dünyada da yükselişte bu özellikle Rusya Ukrayna ve Pakistan'daki gelişmeler ile etkili oldu. Bazı ülkelerin dış borçları için altın bozma işlemini yapmamasında bu duruma sebep oldu. Türkiye’de zaten bugün altının gramı 920’lerde bu ne kadara çıkar kestirmek zor ama 1000 TL'yi göremeyeceğini söylemek zor” oldu.
 
İşte Merkez Bankası faiz kararı: “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir. Etkisi sürmekte olan jeopolitik riskler, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel gıda güvenliğindeki belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmektedir.”
 
Gülçin AKIN