Türk Edebiyatımızın önemli iki şahsiyetin hayatını konu aldığı Yunus Emre ve Hacı Bayram-ı Veli Dizileri, ülkemizde olduğu gibi dünyada da ilgi ile izleniyor.   İlgi ile izlenen dizilerin  Danışmanlığını yapan Gazi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Tatcı Çanakkale’de konferans verdi.  Nedime Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonu'nda  gerçekleştirilen  ‘Yunus Emre’ konulu konferansa  Vali İlhami Aktaş'ın eşi Songül Aktaş, Vali Yardımcısı Abdullah Köklü'nün eşi Yasemin Köklü, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Murat Büyük, okul yöneticileri, öğretmenler ve çok sayıda vatandaş  katıldı.Yunus Emre hakkında uzun yıllar araştırma yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Tatcı,  kaleme aldığı eserleri bir çok dile de çevirilerek evrenselleştirildi. Yunus Emre’nin hayatı ile ilgili detaylı bilgiler, hikayeler ve eserler hakkında bilgiler veren   Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Tatcı'ya konferans sonucunda  Vali İlhami Aktaş'ın eşi Songül Aktaş tarafından hediye takdim edildi.
 
Yunus Emre (1238 – 1328), Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsü olan ünlü tasavvuf ve halk şairidir. Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yavaşça dağılmaya ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde büyüklü küçüklü Türk beyliklerinin kurulmaya başlandığı 13. yüzyıl ortalarından 14. yüzyılın birinci çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında, Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy'de yetişmiş ve Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Tapduk Emre'nin dergâhında yaşamıştır.Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre, Ahmed Yesevî ile başlayan tekke şiiri geleneğini özgün bir söyleyişle Anadolu'da yeniden ortaya koymuştur. Yalnızca halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkileyen Yunus Emre, tasavvufla beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle ve Allah ile olan ilişkilerini işledi ve ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi] gibi konuları ele aldı. Çağının düşünüş biçimini ve kültürünü konuşulan dille, yalın, akıcı bir söyleyişle dile getirdi. Yunus Emre'nin şiirleri daha söylenip yazıldığı tarihten itibaren ezberlenip okunmaya başlayarak, 14. yüzyıldan itibaren abdallar ve dervişler vasıtasıyla Osmanlı fetihlerine paralel bir şekilde tüm Anadolu ve Rumeli coğrafyasına yayıldı. Onun şiirleri aynı zamanda asırlardan beri Anadolu'da ve Rumeli'de faaliyet gösteren tarikatların ortak düşüncesi ve sesi hâline gelerek, Alevî-Bektâşî edebiyatı ile Melamî-Hamzavî edebiyatını meydana getiren halk edebiyatının kaynağı oldu. Kendisinin tarikatüstü olduğu kabul edilir.[12] Yunus Emre, 20. yüzyılda yeniden dikkat çekti ve yansıttığı insan sevgisi bakımından yeni bir gözle değerlendirildi. 1991 yılı, UNESCO tarafından "Yunus Emre'nin doğumunun 750. Yılı olarak anılmıştır
 
Gülçin AKIN