Akyalçın; ‘’Millî Eğitim Bakanlığı bir kamu binasıdır. Kamu Binasının kapısına kilit, zincir vurulmuş, yanlış görmediysem böylesi bir görüntü, çağdaş devlet anlayışı ile örtüşmüyor. Neden yaptılar bunu neden yaparlar onu da bilmiyorum. Keşke buyurun deyip içeri alsalar, kahvesini ısmarlayıp sorunlar üzerinden konuşulabilseydi’’ dedi.
 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,  randevu talebine yanıt verilmediğini belirterek Millî Eğitim Bakanlığı'na gideceğini duyurmuştu. Ve bakanlığa giderek alınmamıştı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kılıçdaroğlu'nun randevu talebini 'emrivaki' olarak nitelendirerek "Bakanlığımızın kapıları herkese açık. Kamuoyunu yanlış yönlendirerek maksadını aşan, emrivaki şekilde yapılacak görüşme talebini karşılamamız beklenmesin" açıklamasında bulundu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun  Milli Eğitim Bakanlığı’na yapacağı ziyaret öncesi bakanlık binasının kapısına zincirli kilit vurulmuştu. Bu ziyareti değerlendiren Akademisyen ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Akyalçın durumu çağdaş ve şeffaf ülkelerde olmadığını ifade etti.
 
Sözlerine ziyareti değerlendirerek başlayan Necmi Akyalçın; ‘’ Dünya üzerinde 200 üzerinde devlet var ve bu devletlerin içerisinde de muz cumhuriyetleri olanlar var, çok ciddi devletlerde var. Biz şimdi çok ciddi devletler üzerinden konuyu değerlendirmeye almalıyız. Ciddi bir devlet iktidarı ile muhalefeti ile, o ülkeyi o devleti daha iyi nasıl yönetebiliriz. O ülkede yaşayan o devletin vatandaşlarına, daha iyi daha kaliteli hizmeti nasıl götürebiliriz. Ve o ülkenin refahını nasıl yükseltebiliriz kaygısı ile çalışır, çalışmalıdır. Bir ülkede bir devlette iktidar yetkiyi elinde bulundurur ve ülkeyi yönetir. Ama muhalefette, o iktidardan sonra en çok oyu almış, bir partidir ve o partinin içerisindeki milletvekillerinde oluşur, Onun bürokratlarından oluşur. Şimdi ciddi devletlerde kurumlar şeffaf olur. Bir kişi, özellikle devletin kademelerinde, muhalefet liderliğinde olan bir kişi, bir istatistik kurumu veya milli eğitimi, milli demek ne demek yani herkesi ilgilendiren orda yaşayan herkesin eğitimini ilgilendiren kurumuna gidemez mi, gidemeyebilir mi onu düşünmeliyiz’ dedi.
 
‘’DİYALOGDAN İLETİŞİMDEN KAÇMAMAK LAZIM’’
 
Milli Eğitim Bakanı yerinde olsa muhalefet liderinin ziyaretinden  memnuniyet duyacağını ifade eden Akyalçın; ‘’Ben Milli Eğitim Bakanı olsam şu anda, Muhalefet lideri de benim bakanlık yaptığım, o binaya gelip benimle bir araya gelmek istese ben hay hay der alır, kahvesini ısmarlar basının önünde, kendisi ile sohbet ederim. Kendisinin ne için geldiğini sorarım, onun düşüncelerinden yararlanmaya çalışırım, eğer benden birtakım bilgiler istiyorsa, ki ülkemi de kişisel verilerin korunma yasası var. Kişisel verilerin korunma kapsamında değilse, ki çağdaş devletler şeffaf devletler, o bilgileri halkından o ülkedeki parti liderlerinden gizlememeli diye düşünüyorum sorulan sorulara da, devlet güvenliğini ve kişisel verilerin korunması kapsamında değilse, paylaşabilir, Muhalefet liderinin veya muhalefet lideri olmaz, belediye başkanı herhangi bir bürokrat olur onun düşüncelerinden yararlanabilir. Çünkü biz insanız hata da yapabiliriz. Eğer herhangi bir hata yaptıysa, hata yaptım deyip, düzeltilmesi ülke insanın yararına olacaksa, teşekkür edilir bu insana, yani diyalogdan iletişinden kaçmamak lazım. ‘’ diye ifade etti.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Kılıçdaroğluna Eşkıya demesini de talihsizlik olarak nitelendiren Akyalçın; ‘’Millî Eğitim Bakanlığı bir kamu binasıdır. Kamu Binasının kapısına kilit, zincir vurulmuş, yanlış görmediysem böylesi bir görüntü, çağdaş devlet anlayışı ile örtüşmüyor. Neden yaptılar bunu neden yaparlar onu da bilmiyorum. Keşke buyurun deyip içeri alsalar, kahvesini ısmarlayıp sorunlar üzerinden konuşulabilseydi, onlardan yaralanma yolları denenseydi. Sonuçta kimse, oraya kötülük için gitmiyordur. Eşkıya sözcüğü kullanıldı, Çok talihsiz bir sözcük, insanlar oraya eşkıyalık yapmaya gitmiyor. Görünen o ne için gidiyor ülkedeki, eğitim sistemi ile ilgili, bazı aksaklıkları paylaşmak için gidiyor. Böyle söyledi muhalefet lideri, Ülkemi de bir yazılı sınav yapılıyor Yazılı sınav sonrasında sözlü sınav yapılıyor. Sözlü sınavlarda herhangi bir hukuksuzluk, Adaletsizlik hak yeme benzeri bir durum var yok mu onu görüşecektik. Bu görüşülsün ne olur yani’’ diye konuştu. 
 
İbrahim Akın KAZANCI