Çocukların okuma alışkanlığı kazanması konusunda neler yapılabileceği konusunda tespitler yapan öğretim görevlisi Dr. Hanife Esen Aygün, ‘’Kitap okumaya örnek olmak önemli, ama tek başına yeterli değil.‘’ dedi. Ayrıca okuma alışkanlığı olan bireylerin okumaya ilişkin işlerde daha yatkın olduklarının altını çizdi.
 
Program sunucularından Akademisyen Dr. Hanife Esen Aygün; ‘’Kitap okuma alışkanlığı zordur günümüzde daha zor, teknolojik uyaranların etkisi altında çocuklar kitap okumayı tercih etmiyor. Onun yerine tabletten telefondan birtakım oyunlar oynamak onlar için daha çekici hale geliyor. Kitap okuma alışkanlığı katabilmek için elbette, dikkat etmemiz gereken birtakım hususlar var.’’ diyerek konuşmaya başladı.
 
‘’ KİTAP OKUMAYA ÖRNEK OLMAK ÖNEMLİ, AMA TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL’’
 
Kitap okuma alışkanlıklarına yönelik, ‘’Kitap okumaya örnek olmak önemli, ama tek başına yeterli değil’’ diyen Hanife Esen Aygün; ‘’Anne Baba biz kitap okuduğumuzda, çocuğumuzun kitap okuma olasılığını arttırıyoruz. Ama bu tek başında yeterli bir oran değil, kesinlikle bir garantisi yok ancak, rol model olmak ebetteki önemli geçtiğimiz yıl yaşadığım bir olayı anlatayım, Sahilde anne elinde bir telefon, 8-10 yaşlarında bir kız çocuğu, elinde de bir kitap, Anne kıza şu ifadeyi kullandı. Eğer okumazsan, babana şikâyet edeceğim. Bu arada kafasını kaldırıp hiç çocuğa bakmadı. Telefona bakarken kıza bu cümleyi kurdu. Burada ona şunu veriyoruz, bu senin görevin çokta eğlenceli olmayan bir iş, hatta ceza çünkü ben bununla meşgul olmuyorum. Bu senin başa çıkman gereken bir zorluk gibi, Dolayısı ile kitap okumaya örnek olmak önemli, ama tek başına yeterli değil. ‘’ diye ifade etti.
 
‘’OKUMA YAZMA BECERİSİNİN AKTİF BİR ŞEKİLDE YAZMA KAZANIMINA DAYANIYOR’’
 
Çocukların kitap okuma alışkanlıklarında denetleme faaliyetlerinin devam etmesi gerektiğini ifade ederek; ‘’Bağımsız okuma aşamasına geldi, dolayısı ile içeriği denetlemeyeyim, demeyeceğiz’’ diyen Aygün; ‘’Çocuklar ne zaman okumaya başlar. Bunun için öncelikle akıcı okuma becerisini kazanması lazım. İlk iki yıl yani ilkokulun 1.ci ve 2. sınıfı genellikle okuma yazma becerisinin aktif bir şekilde yazma kazanımına dayanıyor. Bu bir günde olmuyor. Dolayısı ile çocuk artık 3. Sınıftan sonra bağımsız okuma aşamasına gelmiş oluyor. 10 yaş burada önemli, artık çocuklar 10 yaştan itibaren, bağımsız okuma ve keyif aldığı şeyleri okumaya yöneliyor. İşte artık alışkanlık haline döndürülebildiğimiz nokta o noktadan sonra başlıyor diyebiliriz. Artık çocuk 10 yaşına geldi. Bağımsız okuma aşamasına geldi, dolayısı ile içeriği denetlemeyeyim, demeyeceğiz, hala, çocuk üzerinde kontrolümüzü, azaltarak, devam ettireceğiz. Yine içeriği denetlememiz gerek uzunca bir müddette, Bununla birlikte çocuğun nasıl okuduğunu, sesleri tek tel mi çıkarıyor. Bunları da kontrol etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki görüyoruz. 4 sınıfa gelmiş çocuklar, hala heceleyerek okuyor. Hala göz takibi yerine parmak takibi yapabiliyor. Bunlar önemli hususlar olarak karşımıza çıkıyor. İşte burada artık birlikte okumak okuduğumu kitaplar hakkında tartışma, kitaba ilişkin sorular sormak’’ şeklinde konuştu.
 
‘’ONUN İÇİN AYNI KİTABI ÇOCUKLA OKUMAK DEĞERLİ’’
 
Okumanın anlama ve derslerde başarı sağladığının altını çizen Aygün; ‘’Alandaki çalışmalar bize şunu gösteriyor. Okuma alışkanlığı okuduğunu anlama becerisi ya da başarısını doğrudan etkiliyor. Yani etkin bir okur okumaya dayalı işlerde daha başarılı oluyor. Biz bunu her zaman görüyoruz. Etkin okurlar diğer derslerde de başarılı oluyorlar. Onun için oldukça önemli kitap okuma alışkanlığı, Kitap okumak kesinlikle bir ceza değil dünyanın en güzel zenginliklerinden bir tanesi kitap okumak ve okuduğunu anlayıp anlamadığına yönelik geri bildirimlerde bulunmakta oldukça değerliymiş, onun için aynı kitabı çocukla okumak değerli’’ dedi. 
 
Gülçin AKIN