Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) yüksek puan almasına rağmen mülakattan geçemeyen öğretmen adaylarının başka adaylara torpil yapıldığı iddiasıyla ilgili gazetemize özel açıklama yapan Eğitim-Sen Çanakkale Temsilcisi Yasin Hacımusalar; ‘’Sınava girenlerin aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne uygun olanlar başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler sonucunda elendiği bilinmektedir. Sözlü sınavların/mülakatların nesnel olmadığı açıktır.’’ dedi.
 
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) yüksek puan almasına rağmen mülakattan geçemeyen öğretmen adaylarının başka adaylara torpil yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak açıklama yaptı. MEB, 12-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen mülakatlara ilişkin yaptığı açıklamada sözlü sınavların mevzuat çerçevesinde objektif yapıldığını ve adaletsiz bir uygulamanın söz konusu olmadığını savundu. Sınava giren adaylara yöneltilen soruların eş değer nitelikte olduğunu belirten Bakanlık, sözlü sınav sonuçlarına ilişkin itirazların 03-07 Ocak 2022 tarihleri arasında titizlikle inceleneceğini, 14 Ocak 2022 tarihinde de sonuçlandırılacağını kaydetti.
 
‘’ÜLKE TARİHİNDE EN YOĞUN SİYASAL KADROLAŞMA GEÇTİĞİMİZ 19 YIL İÇİNDE YAŞANMIŞTIR’’
 
Sınavlara torpil iddialarına yönelik değerlendirme yapan Eğitim- Sen Çanakkale Başkanı Yasin Hacımusalar; ‘’ Siyasi iktidar, yıllardır kamu istihdamında liyakat yerine, siyasal-ideolojik yakınlık, sadakat ve yandaşlık ilişkilerine göre istihdam uygulamalarını benimsemiş, ülke tarihinde en yoğun siyasal kadrolaşma geçtiğimiz 19 yıl içinde yaşanmıştır. İlk uygulandığı andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile sözleşmeli öğretmen alımında yaşanan haksızlıklar ve adaletsizlikler artarak sürmektedir. Geçtiğimiz yıllarda sözleşmeli öğretmenlik mülakat sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, mülakat uygulamasının siyasi kadrolaşma amacıyla nasıl kullanıldığını açıkça göstermiştir. Geçtiğimiz Kasım ayında 15 bin sözleşmeli öğretmen alımında yapılan mülakat sonuçları açıklandığında yazılı sınavdan yüksek puan almasına rağmen çok sayıda öğretmenin düşük puan verilerek elendiği görülmüştür. Mülakat sonucunda elenenler arasında kendi alanında doktora yapan ve KPSS’de birinci olan bir meslektaşımız da bulunmaktadır.’’ dedi.
 
‘’Siyasal kayırmacılığa en elverişli sınav biçimi olduğu için iktidar ve MEB tarafından benimsenmektedir’’ diyen Hacımusalar; ‘’Mülakat sınavına dayalı tüm uygulamaların ‘siyasal kadrolaşma’nın önünü açarak sayısız haksızlığa neden olduğu bilinmektedir. Sınava girenlerin aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne uygun olanlar başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler sonucunda elendiği bilinmektedir. Sözlü sınavların/mülakatların nesnel olmadığı açıktır. Bu sınavların sonucunu belirleyen, sınavı yapanların siyasal ideolojik tutumları ve buna bağlı olarak oluşan öznel yargılarıdır. İçerik bakımından yargısal denetimi olanaksız kılan mülakat uygulaması torpile, siyasal kayırmacılığa en elverişli sınav biçimi olduğu için iktidar ve MEB tarafından benimsenmektedir.’’ şeklinde konuştu.
 
'’BİR SINAVIN GÜVENİRLİLİĞİ ÖNCELİKLE, YANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİNDEKİ NESNELLİĞE BAĞLIDIR’’
 
Yapılan mülakatların nesnellikten uzak olduğunu ifade den Yasin Hacumusalar; ‘’Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 yılda ortaya koyduğu pratik, hemen her konuda olduğu gibi, öğretmen atamaları ve mülakat konularında da en güvenilmez bakanlık haline gelmesini sağlamıştır. Eğitim sisteminde yapılmak istenen değişiklikler başta olmak üzere, yapılan her atama ve sınavın şaibeli olduğu yönünde kamuoyunda geniş bir yargı oluşmuştur. Geçtiğimiz ay yapılan mülakatlarda yüksek puan almasına rağmen düşük sözlü not verilerek elenenlerin durumu bu düşünceyi pekiştirmektedir. Ölçme ve değerlendirme üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda, ‘değerlendirmenin nesnelliği’ ile ‘puanlama güvenirliliği’ birlikte ele alınmaktadır. Bir sınavın güvenirliliği öncelikle, yanıtların değerlendirilmesindeki nesnelliğe bağlıdır. Nesnellik, sorulara verilen yanıtlara göre değerlendirme yapmak demektir. MEB, öğretmen atamalarından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine kadar her alanda doğrudan ‘siyasal torpil’ uygulamasını çağrıştıran mülakat gibi taraflı yöntemler değil; liyakatin temel alındığı, objektif, bilimsel ölçütlere dayanan ve kimsenin kafasında soru işareti oluşturmayacak yöntemler belirlemelidir. Kamu personelinin işe girme ve görevde yükselmelerinde tamamen taraflı bir uygulama olan ve doğrudan siyasal torpili çağrıştıran bütün uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmen ya da kamu görevlisi olma koşullarını taşıyan herkes cinsiyet, inanç farklılığı, etnik kimlik ya da siyasi görüş ayrımı yapılmadan kamuda istihdam edilmelidir.’’ diye sözlerini tamamladı.
 
İbrahim Akın KAZANCI