Çanakkale'nin ve Bozcaada'nın sevilen ve tanınan ismi emekli Akademisyen, Gazeteci Prof. Dr. Haluk Şahin geçirdiğimiz 2021 yılının son günlerinde yeni yıla ilişkin umutları yeşerten bir paylaşım yaptı. 2022 yılına gelmekte olan üzerine iyimser düşünceler başlığı ile bir yazı kaleme aldı. Yazı birçok adalı ve kentli tarafından ilgi görerek paylaşıldı.
 
Çanakkale Bozcaada'da ikamet eden Emeklilik hayatını adalılarla birlikte geçiren, kentin ve adalıların sevgisini kazanmış, Gazeteci, Yazar Prof. Dr. Haluk Şahin yeni girdiğimiz 2022 yılı için iyimser olduğunu ifade ederek umut verici bir yazı kaleme aldı. Şahin yazısında; ‘’Evet iyimser! Ekonomik bunalımın kasıp kavurduğu, pandeminin fazla mesai yaptığı, ünlü falcıların kan, keder ve gözyaşı vadettiği şu zamanda iyimser!’’ diye başladığı bir yazı kaleme aldı.
 
Şahin yazısında ayrıca herkesin tersini söyleyerek ilgi çekme niyetinde değil aksine bunun iyimserliğin zihni kötümserliğe hep galip geldiğinin altını çizerek; ‘’Yo, hayatım boyunca hiçbir zaman herkesin dediğinin tam tersini söyleyerek dikkat çekmeye çalışan yazarlardan olmadım. Gene niyetim öyle bir şey değil. Ben öteden beri, zihnin kötümserliğine karşı kalbin iyimserliğini savunanlardanım!’’ ifadelerini kullandı.
 
İşte Haluk Şahin’in; ‘’2022 ile ilgili iyimser, kalbi düşüncelerim’’ diyerek başladığı yazısı; Dünyada ve ülkemizde yaklaşık 2 yıldır  etkisini gösteren Korona virüs hakkında ‘’Tünelin sonu göründü’’ diyerek son demlerinde olduğunu ve insanlığın bunu atlatacağını ifade eden Haluk Şahin; ‘’Covid Sahneyi Terk edecek. Daha önceki virüs salgınlarına bakılacak olursa, Covid 19, nezle gibi sıradan bir hastalığa dönüşmeden önceki son danslarını yapıyor. En yeni varyantı Omicron’un hızlı bulaşıp genellikle hafif geçmesi bunun işaretlerinden birisi. Aşılar yaygınlaşırken, ilaçlar da çoğalıyor. Tünelin sonu göründü.’’ dedi.
 
‘’TARİH BAZEN AKTÖRLERİNE HİÇ NİYETLERİ OLMAYAN ROLLER VERİYOR!’’
 
2023 yılına girerken Türkiye'nin, siyasal dini durumu hakkında değerlendirme yapan Haluk Şahin; ‘’Din devleti olmayacağız.2022’nin en önemli özelliği “2023’ten önce gelen yıl” olmasıdır demek yanlış olmaz. 1980’den sonra yükselişe geçen siyasal İslamcı akıl, 2023’ün “yüz yıllık parantez”i kapatmak için iyi bir tarih olduğuna hükmetmiş, uzun vadeli planlarını ona göre yapmıştı. O planların birçoğu gerçekleşti. Eğer Fethullahçılar’la AKP arasında kavga çıkmasaydı, 2023’te Anayasa’dan “l” harfiyle başlayan o tek kelimeyi çıkartmaları olasılığı yüksekti. Artık hayaldir, çünkü AKP, FETÖ’ye karşı sert çıkarak cepheyi yıktı. Tarih bazen aktörlerine hiç niyetleri olmayan roller veriyor!’’ diye ekledi.
 
‘’YAVAŞ YAVAŞ DA OLSA, GELMEKTE GELECEK OLAN!’’
 
‘’AKP’nin yalnızlığını daha da arttırıyor.’’ diyerek siyasal iktidarın güç kaybettiğini ifade eden Haluk Şahin; Ankara’daki ‘’Gezi’’ güçlenecek 2013’te, nobranlaşan tek adam yönetimine itiraz için patlak veren Gezi olaylarının en ilginç özelliği beş benzemezi bir araya getirmesiydi. Bu, bizim siyasal psikolojimize ve geleneklerimize çok aykırı bir birliktelikti. Şimdi de Ankara’da birbirine benzemeyen altı siyasi parti tek adam rejimine karşı parlamenter demokrasiye geçiş için bir araya gelmiş durumdalar. Laiki, milliyetçisi, milli görüşçüsü, etnikçisi, solcusu ve diğerleri bir cephe oluşturuyorlar. Bunlara iş dünyasının bir kesimini de katabilirsiniz. Sosyolojik trendler de (kentlileşme ve gençleşme) AKP’nin yalnızlığını daha da arttırıyor. Yavaş yavaş da olsa, gelmekte gelecek olan!’’ diye ifade etti.
 
‘’ŞİMDİ DE SIRA ONLARDA’’
 
Avrupa ilişkilerinde, ‘’Türkiye-Avrupa ilişkisinin ilk adımlarını 2022’de değilse bile birkaç yıl içinde bekliyorum’’ diyen Haluk Şahin; ‘’Avrupa Öğreniyor. Avrupa’nın kibirli horozları, İsmail Cem’in ve bizim onlara anlatamadığımız bir olguyu Tayyip Erdoğan rejimi sayesinde nihayet anlamaya başladılar: “Türkiye sıradan bir ülke değildir, onu bahçedeki bekleme kulübesinde tutmanın sınırları vardır. Türkiye’yi kaybederseniz huzurunuzu da kaybedersiniz.” Dinlemediler. Sonunda biz onların gerçek niyetini anladık, şimdi de sıra onlarda. Kandırmak üzerine değil, anlamak üzerine kurulu yeni bir Türkiye-Avrupa ilişkisinin ilk adımlarını 2022’de değilse bile birkaç yıl içinde bekliyorum.’’ şeklinde konuştu
 
 
‘’YILLARDIR “BATI’YA GİTTİK ALMADI, DOĞU’YA DÖNDÜK OLMADI!”
 
Türkiye’nin dış ilişkiler ve konumu açısında yapması gerekenin, ‘’En doğrusu bulunduğu yerin gereğini yapmak,’’ diye açıklayan Haluk Şahin; ‘’Türkiye Gerçek Yerini Daha İyi anlayacak. Yeni AKP iktidarının, büyük bir imparatorluğun mirasçısı olarak, İslam aleminin lideri olmak gibi hülyaları vardı. Hayatın, ekonominin ve siyasetin gerçekleri bu hülyaları un ufak etti. Türkiye ne Batı’da AB’ye girebildi ne de Doğu’da Arap dünyasına kendisini kabul ettirebildi. Yıllardır “Batı’ya gittik almadı, Doğu’ya döndük olmadı!” aforizmasıyla söylemek istediğim işte budur! Türkiye için en doğrusu ne Doğu’da ne Batı’da olmaktır, en doğrusu bulunduğu yerin gereğini yapmak, onun hakkını vermektir. Bu yönde tek tük de olsa umut verici sinyaller var.’ ’dedi.
 
‘’TÜRKİYE DAHA DA AKDENİZLİ OLACAK’’
 
Türkiye'nin zaman zaman Batıya ait mi?, Doğuya ait bir ülke olması hakkında Haluk Şahin; ‘’Türkiye’nin yeri sık sık tartışma konusu olur. Doğulu mudur, Batılı mıdır, Asya mıdır, Avrupa mıdır? Son 50 yılın sosyolojik değişimleri artık Türkiye’nin en itiraz edilmeyecek sıfatının Akdenizlilik olduğunu gösteriyor. Artıaiyim kuşamımız ona göre değişiyor. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın sonunda “ilk hedef”in Akdeniz olduğunu söylemişti. Belli ki “bozkır insanı” diye bilinen Türkler orayı pek sevdiler, başka yerlere gitmeye pek niyetli değiller. Yeni yılınız kutlu olsun!’’ diye yazısı son buldu.
 
 
İbrahim Akın KAZANCI