Erensoy Pandemide en önemli silahımızın aşı olduğunu ifade ederek; ‘’Ekonomik koşullar artık bu kısıtlamaları kaldırabilecek bir durumda değil. Dolayısı ile bu tür durumlarda bizi Pandemi’den koruyacak tek seçeneğimiz var, aşı olmak. Aşılama ile ilgili Çanakkale de yavaşlayan bir sürecimiz var’’ dedi.
 
Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy Boğaz TV’de yayınlanan “Güncel” Programına konuk olarak, pandemi sürecinde yaşanan gelişmeleri, değerlendirmelerinşi ve tespitlerini paylaştı. Pandemi’de en önemli silahımızın aşı olduğunun altını çizen Erensoy, “Pandemi ile mücadele sürecinde Çanakkale’de en güzel şey şuydu, biz biliyorsunuz aşılama oranında diğer birçok ilden çok yüksekteydik. Biz Çanakkale’de aşıya olan güveni sağladık. Çanakkaleliler aşılamada Türkiye ortalamalarının çok üzerinde oldukları için çok şanslıydık. Hala da böyle olduğumuzu düşünüyorum. Tabii her fırsatta tekrar tekrar ifade ediyorum. Covid Pandemisi, ile başta türlü bir mücadelede aşıdan başka bir yolumuz yok. Farkındaysanız Pandemi’de normalleşme süreci öncesindeki kısıtlamaların hepsi kaldırıldı. Ekonomik koşullar artık bu kısıtlamaları kaldırabilecek bir durumda değil. Dolayısı ile bu tür durumlarda bizi Pandemi’den koruyacak tek seçeneğimiz var aşı olmak. Aşılama ile ilgili Çanakkale de yavaşlayan bir sürecimiz var. Aşı olmayan ya da aşıları yarım kalmış herkesin aşı sürecini tamamlaması gerek. Çanakkale’de aşılamada özellikle genç nüfusun, üniversite öğrencilerinin dikkatli olması ve aşılarını yaptırmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘’AÇIKÇASI MESLEĞİMİZ NE GEREKTİRİYORSA ONU YAPTIK’’
 
Pandemi sürecinde zorlu bir süreç geçirdiklerini ifade eden Güdela Erensoy; “Covid-19’un Türkiye’de ilk görüldüğü tarihten sonra bütün toplumda olduğu gibi hepimiz panik halindeydik. Nasıl bir şey ile karşı karşıya olduğunuzu bilmiyorsunuz. Sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda hiç birimizin bir fikri yok. Ama bir taraftan da işimiz gereği mesleğimiz gereği Pandemi de en ön planda olmak zorundasınız. Tüm sağlık çalışanları; sağlık çalışanları derken bu grubun içinde Doktorlar, hemşireler, temizlik personeli, güvenlik görevlileri var. Hepimiz gerçekten bu anlamda bu tehlikeli ve öngörülemez durumla yüz yüzeydik. Açıkçası mesleğimiz ne gerektiriyorsa onu yaptık. Bu nedenle ben tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımla gurur duyuyorum. O dönemde herkes bu paniği kendi içinde yaşarken, sağlık çalışanları o paniği geri planda yaşadı. Düşünün Pandemi ile ilgili aşı ortada yok, virüse karşı koruyucu ekipmanlarınız kısıtlıydı. Bu süreçte biz devlet hastanesi olarak Pandemi sürecinde malzeme açısında sıkıntımız olmadı bunu da belirtmek isterim. Ama Aile Sağlık Merkezlerinde malzeme konusunda çok büyük sıkıntılar yaşandı. Tüm bunlara rağmen Aile Sağlığı Merkezlerindeki hekim ve hemşirelerde görevlerinin başında oldular. Tabii herkes gibi biz de korktuk ve endişelendik. Dediğim gibi o dönemde Pandemi ile mücadelede cephenin en önündeydik. Bu süreçte çalışma saatlerimiz arttı. Çünkü Covid’li hasta yükü diğer hastalara ek olarak geldi. Yani diğer hastalar azalmadı. Dolayısı ile o hasta yüküne ek olarak gelen Covid-19 hastaları sağlık çalışanlarına ek hasta yükü olarak geldi. Sağlık çalışanları olarak bu yükü başarılı bir şekilde taşıdığımıza inanıyorum. Türkiye’deki sağlık çalışanları gerçekten alkışı boşa hak etmediler. Gelinen noktada da, sağlık çalışanları yoğun ve cansiparene çalışmaları ile ve özelliklede aşılamada ki hızlı çalışmaları ile büyük başarılar elde etti. Biz Pandemi sürecinde sağlık çalışanları olarak görevimizi en iyi şekilde yerine getirdik. İşimizi çok iyi yaptık Pandemi’ye karşı toplumu koruduğumuzu düşünüyoruz. Ama bir gerçek de var bu çalışmaların karşılığını da alamadığımızı düşünüyoruz” diye konuştu.
 
‘’AŞILAMALARDAN SONRA CORONAVİRÜS ÖLÜMLERİ ÇOK AZALDI’’
 
Türkiye genelinde 300’ün üzerinde sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini ayrıca virüse karşı aşılamalar sonunda vakalarında azaldığını ifade eden Erensoy; ‘’Pandemi döneminin başında sağlık çalışanları evlerine gitmedi. Otellerde yurtlar da kaldı. Çünkü bir şekilde herkesin korktuğu şey şuydu. Siz kendini bu virüsü kapabilirsiniz ama bu virüsü aileme çocuklarıma eşime anneme babama bulaştırır mıyım? Bunun sorumluluğunu nasıl taşırım? En büyük kaygı buydu. Sağlık çalışanlarının çok büyük bir kısmı aileleri ile bulaş riski nedeni ile düzenlerini ayırdılar. Mesela bu süreçte çocuklu sağlık çalışanlarının bana anlattıkları çok hüzünlü hikayeler var. Bu süreçte bu durumlarda yaşandı. Tüm bunlar yaşanırken de Türkiye genelinde 300’ün üzerinde sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Aşılamalardan sonra Coronavirüs ölümleri çok azaldı. Ama açılama dönemi başlayıncaya kadarki süre içerisinde çok hızlı zaman zaman günde 10’a yakın sağlık çalışanımızı kaybettiğimiz zamanlar oldu. Bu yaşananlar çok açıydı. Çanakkale’de kısa bir süre önce Eceabat’ta bir hemşire arkadaşımızı Covit-19 nedeni ile kaybettik. Genç ve başka bir hastalığı olmayan hemşire arkadaşımız Çanakkale’de Coronavirüsten ilk kaydımız oldu” diye konuştu.
 
“VARYANTLAR NEDENİ İLE YENİ AŞI TAKVİMİNE GEÇİLDİ”
 
Erensoy, Pandemi döneminde aşının çok önemli olduğunun altını çizerek, Covid-19 virüsünün varyantları nedeni ile yeni bir aşı takvimine geçildiğini hatırlatarak, “Pandemi’de yeni varyant ile ilgili   yeni bir aşı takvimi kararı geldi. Buna göre 1. ve 2. Biontech aşılarını vuruldu iseniz, 2. Biontech aşınızı vurulduktan 2 ay sonra yeni aşı takvimine göre artık 3ç doz Biontech aşınızı vurulmanız gerekiyor. 3. Boz Biontech aşısını vurulduktan 3 ay sonrada 4. Biontec aşısı vurulacak. Artık 4. Doz Biontech içinde öneriliyor. Neden böyle bir yeni aşı takvimi kararı alındı. Son Omicron varyantı nedeni ile böyle bir karar alındı. Bu neden önemli çünkü Omicron varyantının bulaştırıcılığı çok yüksek. Bu nedenle 4. Biontech aşılarımızı da vurduralım. ilk başlangıç, 1. Ay ve 4. Ay Sinovac aşılarını vurdurarak tamamlamış olan vatandaşlarımızda yani 3 doz Sinovac’ını vurulmuş olan vatandaşımızda son vurulduğu aşıdan 3 ay sonra 4. Sinovac aşılarını vurdurmaları öneriliyor. Bu 4. dozu mutlaka vurdursunlar. Bu arada daha Önce Sinovac aşı vurduranlar 4. Doz aşılarını Biontech vurdurabilirler. Biontech konusunda da şunu söylemek istiyorum. Biontech aşısı konusunda çok çalışma yapıldı. Dolayısı ile şu anda 2 Bioantech artı 3. Biontech aşısını vurdurup’ta yoğun bakımda olan hasta yok. 2 Doz Biontech vurulup şuanda yoğun bakımda olan hasta sayısı çok az. Bu nedenle Biontech vurgusunu da bu şekilde veriler doğrultusunda yapmak istiyorum. Ama vatandaşlarımız mutlaka bir aşı takvimi içinde yer alsınlar.   Bu aşı takvimi ister Biontech olsun İster Sinonac olsun ama mutlaka bir aşı takvimi içerisinde yer alsınlar. Sağlık bakanlığı Türk üretimi Turkovac aşısının 2022 yılında kullanılmaya başlayacağını açıkladı ancak ben Çanakkale Tabip Odası Başkanı Olarak Sağlık Bakanlığının açıkladığı tarihlere o kadar rahat güvenemiyorum. Bunun nedeni de Pandemi sürecinde Çanakkale Sağlık Müdürlüğü de Sağlık Bakanlığı da bilgi verme konusunda şeffaf olunmaması. Sağlık Bakanlığı da Pandemi sürecinde verdikleri ölüm oranlarının 3 katı olduğunu kendileri ifade ettiler.  İşin kötü tarafı bu süreçte bilimsel çalışmalara da izin verilmedi. Umarım Turkovac Sağlık Bakanlığı’nın söylediği gibi Pandemi de etkilidir. Ama siz ne kadar güvenirsiniz derseniz kuşkuluyum” diye ifade etti.
 
“ÇOK DAHA İYİ BİR SAĞLIK SİSTEMİNİ HAK EDİYORUZ”
 
Erensoy, iş bırakma eylemleri konusuna da konuşarak; “Sağlık çalışanlarının sorunlarının çözülmesi vatandaşlarımızın aldığı sağlık hizmetinin kalitesinin de arttıracak. Biz hep şunu söylemek istiyoruz. Sağlık çalışanları bir taraf, hastalarımız bir taraf değil. Biz sağlık çalışanları hastalarımız ile birlikte çok daha iyi bir sağlık sistemini hak ediyoruz. Taleplerimiz nelerdi? Sağlık çalışanları olarak çalışma sitemimizde yeni düzenlemeler istiyoruz. Hekimler de mesela performans sistemi uygulanıyor. Performans sistemi demek şu demek hekimlere muayene ettiğiniz yani baktığınız hasta sayısı üzerinden devlet size hastanenin döner sermayesinden bir para yani pay aktarıyor. Dolayısı ile ben hekim olarak hastamla daha fazla konuşuyorsam bu nedenle döner sermayeden her zaman daha az pay alıyorum. Nitelik değerlendirmesini performans sistemi ile ölçemezsiniz. Performans sisteminde her baktığınız hasta için her yaptığınız işlem için bir puan var. Hatta biz diyoruz ki, bilgisayar oyunundaki Mario’nun puan toplaması gibi bu sistemi kabul etmiyoruz ve bu şekilde puan toplamak istemiyoruz diyoruz. Bu kadar niteliksel işlem yapan hekimlerin niceliksel değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Bu durum neye yol açıyor? Hastane içerisinde hekimler arasında çok korkunç uçurumların oluşmasına neden oluyor ve çalışma barışını bozuyor. Biz hekimler olarak performans sistemi değil, maaş artışı istiyoruz. Biliyorsunuz bir ara hekimlerin maaşlarına 5 bin TL zam yapılacağı ifade edildi, sonra apar topar teklif geri çekildi bu da çok büyük bir komediydi. Bilinsin ki bu zammı almadık. Biz sağlık çalışanları olarak tüm taleplerimizi hak ediyoruz. Pandemi sürecinde tüm kamu çalışanları çalıştı. Ancak biz sağlık çalışanları olarak ekstra riskler aldık. Pandemi ile mücadelede ön cephede idik.  Bunun karşılığında sağlık çalışanları olarak ödül bekliyoruz ve yaptığımız fedakarlıkların hissettirilmesini bekliyoruz. Biz sağlık çalışanları olarak yaptıklarımızın değerli olduğunun bize hissettirilmediği için iş bıraktık sağlık çalışanları olarak yapılan çalışma ve alınan risklerin farkında olunmasını istiyor.  Bu anlamda sağlık çalışanlarının tamamı çok kırgın. Emeğimizin görülmesini, ekstra çalışma saatlerimizin görülmesini istiyoruz. Sağlık çalışanların talepleri dikkate alınması ve sağlık çalışanların çığlıkları artık duyulmalı. Pandemi dönemindeki çalışmadan ötürü sağlık çalışanlarının yıpranma payına eklemeler yapılması gerekiyor. Hemşireler için 3600 ek gösterge istiyoruz. Biz mücadelemizi tüm sağlık çalışanları adına yapıyoruz. Taleplerimiz dikkate alınmazsa eylemlerimize devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
 
Sevi Gözay UĞURLU