Çanakkale Belediyesinin Aralık Ayı Meclis Toplantısından gündem ekonomi oldu. CHP Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Erdal Gezen’in ekonomik durum, zamlar ve döviz kurlarındaki artış ile ilgili söylemlerine cevap Ak Parti Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Esra Yüksel’den geldi. İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt da söz alarak tartışmalara katılınca tansiyon yükseldi.
 
Parion Otelde gerçekleşen toplantıya Belediye Başkanı Ülgür Gökhan mekân değişikliği kararı ile ilgili, ‘’Kovid’in patırtısı, Yeniden hortlama sürecine girdiği için, yine toplantımızı nispeten, daha güvenli saydığımız yine daha geniş, mekâna almak durumunda kaldık” sözleri ile başladı. Meclis yoklamasının ardından gündem dışı konuşması ile başlayan Ülgür Gökhan vakaların son dönemde Çanakkale'de artması ile ilgili “Şehrimizde maalesef bu konuda biraz sıkıntılı, inşallah bir an önce bu süreçte geçer” dedi. 
 
Geçtiğimiz Kasım ayında Atatürk'ün vefatının 83. Yılı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1915 Çanakkale köprü ziyaretini hatırlatarak konuşmasına başlayan Belediye Başkanı Gökhan; “10 Kasım Atamızın aramamızdan ayrılışının, 83. Yıl dönümünde onu andık. Sevgi saygı ve özlemle onu andık. Tekrar ben kendisine rahmet diliyorum ve ülkemizinim onun izinde, onun işaret ettiği yönde, çağdaş laik, demokratik bir ülke olarak, inşallah sonsuza dek, yaşamasını temenni ederek anmış olalım, 13 Kasım’da biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı, 1915 Çanakkale köprüsünün son tabliye cıvata sıkma diyelim ona, törenine katıldı. Orada beni de davet ettiler. Bizde katıldık, inşallah 3-5 ay içerisinde, arabayla üstünden geçeceğiz. Lodosta denedik güzel oldu, bir şey olmadı. Demek ki sağlam, bu lodosta ortalık, birbirine katmasına rağmen güzel bir sınav oldu. Köprümüz sağlamdır. O bakımdan bir sıkıntı yok, Allah korusun tabii. Çanakkale'de lodosu iyi geçirdik, diğer şehirlere göre biraz Güzelyalı’da bir iki sahilde şey olmuş, tamir edilebilir. Can kaybının olmaması yaralanmanın olmaması önemli” dedi.
 
“SU BOLLUĞUMUZ YOK, ÇOK DİKKAT ETMEMİZ LAZIM”

Kentin yağışa ihtiyacı olduğunu ifade eden Gökhan; “Esasen birazda yağış lazım. Atikhisar Barajımız 32 milyon metreküp, şu anda yüzde 62.5 doluluk oranı var. Yani idare eder. Çok iyi diyemeyiz ama yüzde 75-80 olsaydı mutlu olurduk. 62.5’da iyi ama şunu demek istiyorum; su tasarrufuna devam edeceğiz. Şu anda, su bolluğumuz filan yok. Çok dikkat etmemiz lazım evimizde kullanırken, özellikle sulama noktasında. Biz de bu arıtma noktalarında, sularımızı yeniden kullanımı ile ilgili, tahlil sonuçlarını aldıktan sonra gereğini yapacağız. Başka çaremiz yok. Hemşerilerimizden de dikkatli davranmaları istirham ediyoruz” şeklinde konuştu.
 
“AŞIMIZI OLALIM VE OLMAYA TEŞVİK EDELİM”

Kasım ayında gerçekleştirdiği yurtdışı ziyaretleri hakkında bilgi veren Gökhan daha sonra aşılamada durağanlaşma yaşandığının altını çizerek, “Maalesef aşı konusunda çok hızlı hareket edemiyoruz. Gerçi dünyada pek hızlı hareket edemiyor ama bizde özellikle hızlı hareket edemiyoruz. Onun için özellikle Çanakkale’deki hemşerilerimizden aşı konusuna önem vermeleri gerektiğini, aşılarını olmaları gerektiğini, ihmal etmemeleri gerektiğini vurgulamak istiyorum. Çünkü aşı olunduğu zaman hastalık çok daha hafif ve kolay geçiyor. Olmadığı zaman maalesef ağır semptomlar gösteriyor. Onun için aşımızı olalım ve olmaya teşvik edelim” ifadelerini kullandı. 
 
“EV KİRALARINDA %50 ARTIŞ VAR”

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın ardından söz alan CHP Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Erdal Gezen, ülkenin ve kentin içinde ekonomik zorluk yaşayan vatandaşlara atıf yaparak; “Asgari Ücretlinin 2020 Ocak ayında aldığı ekmekle bugün alınan ekmek arasında 65 ekmek kayıp var.  Asgari ücretlide ısınma maliyeti %80 artmış. Barınma maliyeti %82 artmış” diyerek ekonomik durumu dikkat çekti. Ekonomiyi genelde ve yerelde rakamlarla değerlendiren Gezen, “Asgari ücretin ne kadar olacağı tahmin ediliyor ve görüşmelerde gönül ister ki 4 bin lira olsun. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama asgari ücretlinin 2020 Ocak ayında aldığı ekmekle bu gün alınan ekmek arasında 65 ekmek kayıp var.  Asgari ücretlide ısınma maliyeti %80 artmış. Barınma maliyeti %82 artmış. Örneğin Çanakkale’de yaşıyoruz, ev kiralarında %50 artış var. Asgari ücretin yılbaşından bu yana 160 dolar değer kaybettiğini biliyoruz.  Asgari ücretin bu kadar düştüğü bir ortamda iş gücünde de Çin’i geride bıraktık. Evet, Türkiye ucuz bir işgücü cenneti haline getiriliyor. Memura ve emekliye %12 gibi bir zam yapıldı kademeli olarak. Fakat Hazine ve Maliye Bakanının tebliği ile yayınlanan değerleme oranları açıklandı. Yani 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren değerlenme oranına bağlı olarak vergiler, harçlar, ceza harçlarında %32 artış yaşandı. Yani arada %300’lük bir fark var. TÜİK’in enflasyon açıklaması %20 bu paradoksta biz ne yapacağız. Eğer iktidar açıkladığı kendi verisinde olsaydı bile değerleme oranını %20’de tutardı” dedi. 
 
“YİNE HAZİNE VE MALİYE BAKANIMIZ DEĞİŞTİ”

Ekonomik istikrarın olmadığından dem vuran Gezen, “Son üç yılda üç defa Hazine ve Maliye Bakanı değişti, 4 defa da Merkez Bankası Başkanı değişti. Bu hükümet 2002 yılında geldiği zaman 1 dolar 1.60 TL’ydi dolar. Bolluk, refah vaat edilmişti. Ekonomik anlamda ülkemizin çok üst pozisyonlara çıkacağı vat edilmişti. Tek adamlık sisteme geçtiğiniz zaman dolar 4.60 TL’ydi.  Fakat bugün dolar 13 TL’yi aştı.  Yine Hazine ve Maliye Bakanımız değişti. Türkiye’de son üç yılda 3 defa Hazine ve Maliye Bakanı değişti, 4 defa da Merkez Bankası Başkanı değişti.  Aslında Ekonominin nasıl yönetilemediğini, ekonominin kaç başlı olduğunu bu değişimler bize gösteriyor. Gerçekten değişken piyasa değil, değişken başkan ve bakan yapısı olarak bunu tanımlayabiliriz. 2022 yılı 162 milyar dolar borcumuzu bu kurdan ödeyeceğiz.  Yani bir yıl önce üç katını çalışarak Türk milleti ödeyecek. İktidarın böyle bir derdi yok.  Çünkü hiçbir geri adım atılmıyor, tasarrufta bulunulamıyor. Ocak ayında benzin 6 lira 90 kuruşken şu anda 9 lira 82 kuruş.  %30 küsurat bir zam olmuş. Tuza %50 zam olur mu?” açıklamasında bulundu. 
 
“ESNAFIMIZ YÜKSEK FAİZE RAĞMEN ÇARESİZLİKTEN KREDİYE GİDİYOR”

Yüksek faizlere rağmen vatandaşların çaresizlikten krediye yöneldiğini ve Çanakkale nüfusunun yarısının bireysel kredi kullandığını belirten CHP Grup Başkanvekili Erdal Gezen “Çanakkale merkez ilçemizde 196 tane kafe, 156 kahve, 96 çay ocağı 154 lokanta, 33 fırın, 32 kasap  5 kantin esnaf ve sanatkarlar odasına bağlı olarak çalışıyor. Birde Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasına bağlı olarak bu tür faaliyetleri yapan işletmeler var.  Esnaflarımızı dinliyoruz. Daha dün küçük bir lokanta, ‘aylardır para kazanamadan gidiyoruz, böyle devam ederse kapatacağız’ diyor.  ‘Ürünleri tedarik edemiyoruz, tedarik ettiğimiz ürüne fiyat koyamıyoruz, fiyat koyduğumuzda yerine yenisini alamıyoruz’ diyorlar. Bu çaresizlik içinde mücadeleye devam ediyorlar. Çanakkale’de 2021 Eylül ayı tüketici kredileri, bunun içinde konut, araç ihtiyaçlar da var; 6 Milyon TL. Yani esnafımız yüksek faize rağmen çaresizlikten krediye gidiyor. Hani enflasyonun yüksek faize bağlı olduğunu onun için faizlerin indirileceği söyleniyor ya hayır faizlerin nerelerde olduğunu banka faizlerinde görebilirsiniz.  Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu Kredi kayıt bürosu Çanakkale’de 2021 yılında 317 bin 506 kişiye 5 Milyar 788 milyon 357 bin TL bireysel kredi verildiğini söylüyor.  Yani Çanakkale nüfusunun yarısı bireysel kredi kullanıyor. Ülkenin mevcut durumu bu ve çaresizlik içindeyiz” dedi. 
 
“HER 4 AİLEDEN BİRİ İCRA TEHDİDİ ALTINDA”

Gezen, Çanakkale’deki icra dosyalarına da değinerek “Yılı kapatıyoruz. Kasım Ayı itibari ile Çanakkale icra müdürlüklerinde açık görülen icra dosyası 52 bin. 3 bin 500 tane de talimat dosyası olduğu söylendi.  Yani başka kentlerden icrayı koyup da talimatla gelip burada haciz işlemi yapılan dosyalar var.  Yani sayı 55 bin dosya, kentin nüfusu ne kadar olabilir ki?  Yani her 4 aileden biri icra tehdidi altında. Böyle bir kentte huzur ve mutluluk olur mu?  Sabahleyin kalktığı zaman çocuğunun cebine harçlık koyamayan bir baba huzurlu ve mutlu bir aile yapısı oluşturur mu?  Onun için şu anda aile mahkemelerinde bine yakın dosya var.  Huzurlu bir kent arıyorsanız Çanakkale’ye bakın çünkü biz Barışın Kentiyiz diyoruz  ama aile yapımız bile zarar görüyor. Bunun nedeni ise siyasi iktidar ve ekonomidir.  Müteahhitler Birliği Başkanı Salih Yıldız’ın bir açıklaması oldu ‘Memur maaşı ile Çanakkale’de ev almak hayaldir artık’ diyor. Ne kadar acı değil mi? Ki Çanakkale memurların, emeklilerin huzur bulduğu, emekli maaşları ile geçindiği bir kent diyoruz biz buraya” şeklinde konuştu.
 
“ÜLKENİN SORUNLARI VARDIR VE BUNLARI DİNDİRECEK AK PARTİDİR, ALTERNATİFİ DE YOKTUR”

CHP’li Erdal Gezen’in ardından söz alan Ak Parti Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Esra Yüksel ise muhalefetin ekonomi üzerinden sözlerine cevap verdi.  Yüksel, ekonomi eleştirilerine yanıt vererek yaptığı açıklamada, “İki yıldır koronavirüsün etkisi ile dünya ekonomileri küçüldü. Tedarik zinciri koptu, rakamlar arttı. Artı dolar üzerinden ekonomimizi manipüle eden bir güç var. Sorunlar var, sorunların sebepleri belli.  Siz izliyorsunuz kabul da etmiyorsunuz ama biz ikna etmek zorunda değiliz. Çünkü bakış çerçeveleriniz belli. Kaldı ki siz 20 yıldır muhalefette olan bir partinin sorumluluk almak, iktidar olmak nedir bilmediğiniz için havanda suyu dövüp duruyorsunuz. Ülkenin sorunları vardır ve bunları dindirecek AK Partidir, alternatifi de yoktur. O yüzden seçim seçim diye söyleyip duruyorsunuz. Muharrem İnce’nin iki tane cümlesi var dikkatimi çekmişti ‘çıktı yendi, çıktı yendi’ diyor sizi eleştirdiği için parti dışında kalan ve bir dönem Cumhurbaşkanı adayınız.  Bir de dedi ki ‘Bir adamı dövmek için 7 kişi bir araya mı geliyor almayacağım araya dayak yersin’ dedi.  Yani seçim seçim diyorsunuz, seçime hazırlanışınız birin altındaki ondalıklarla ifade edilen partileri markaj altına alarak enerjinizi buna harcıyorsunuz.  O yüzde seçim zamanında da olsa sonuç değişmeyecektir. AK Partiv2002’den beri  bu halkın iradesi ile iktidardadır. Dış güçler ve dış güçlerin içerdeki felaket telalarına rağmen yine halkın iradesi ile seçilip bu ülkeyi yönetmeye devam edecektir.  Mağduriyet yaşayan her kes için hükümet tüm kurumlarıyla hem destekte bulunuyor, hem de Koronavirüs ile  ediyor. Bütün bunlara rağmen yatırım da yapıyor.  Üretime ve istihdama yönelik bir seferberlik başlamıştır. Bu yaşananların nedeni ‘dünya 5’ten büyüktür’ diyen bir iktidar var. Bundan rahatsız olan çevreler de ekonomi üzerinden Türkiye’yi manipüle ediyor.  Sonuç itibari ile bu ülkenin geliştirecek olan AK Partidir, alternatifi yoktur. O günleri göreceğiz. O günleri gördükten sonra yine beraber konuşuruz” dedi.
 
“İKTİDARDA OLAN SİZSİNİZ NİYE HAZIRLANMADINIZ”

İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt da söz alarak şunları söyledi; “Şimdi benim asıl mesleğim ben hatırlatayım; ekonometristim. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, üzerinde T.C. Devleti diye yazan, bir üniversitesinden lisans diplomam var. Üzerine birde yüksek lisans diplomam da var ama aynı zamanda, 3 nesildir müteşebbis olan bir ailenin oğluyum. Son zamanda deniliyor ki bize dışardan saldırıyorlar. Zaten 20 yıldır bir hikayedir de bu ama şu son dönemde dolarla ilgili böyle bir şey geliyor. Ben size bunu tarihten örnek vermek istiyorum. Şimdi 1187 yılı Selahattin Eyyubi Kudüs'ü almış, hemen 1189 yılında da Kudüs’ü tekrardan geri almak için 3. Haçlı seferini Aslan Yürekli Richard,  Augustus, 2. Friedrich Barbarossa tarafından 3. haçlı seferleri düzenlenmiş. Şimdi Selahattin Eyyubi bu seferi kışkırtmış dememiş ki; ‘bize dış güçler saldırıyor’. Dememiş ki ‘Görüyorsunuz arkadaş biz nasıl bu işi yapıyoruz’. Ne demiş hazırlanmış, yabancı düşmanlara karşı dimdik durmuş Kudüs'te vermemiş. Değerli arkadaşlar Kudüs oradaydı, bugün burada, tam da ayaklarımızın altında. Burada bu Kudüs'ü biz savunacağız. Dış güçler bize şöyle yaptı, yok bizde rahip krizi var. İktidarda olan sizsiniz niye hazırlanmadınız. 19 yıldır neden hazırlık yapmadınız. Yani bu söylemi artık kabul etmek istemiyorum. Onların eli armut toplamıyordu, sizin eliniz neden armut topluyor.”
 
“ÜRÜNÜ DAHA UCUZ SATTIĞI İÇİN ÖVÜNEN BİR MİLLET VALLAHİ GÖRMEDİM BİLLAHİ GÖRMEDİM”

Türk Lirasının değerini düşürerek ihracat artırma yöntemine geçilmesi ile ilgili konuşan Kunt; “Ekonomi ile alakalı ihracat rakamları…. Bir malı daha ucuz sattığı için övünen başka bir örnek görmedim. Ya biz diyoruz ki katma değer, biz diyoruz ki yüksek teknolojili ürün. Mevcut ürünü daha ucuz sattığı için övünen bir millet vallahi görmedim, billahi görmedim. Utanmalısınız, ihracat rakamı yükselmiyor. Daha ucuza daha değersiz mal satıyorsunuz. Enflasyonu düşürmenin yolu bütçe açığını, paranızı dertleştirerek ihracatı arttırma değildir. Bu bir cehaletti, bunlardan bahsetmeyelim. Çok üzülüyorum Neden üzülüyorum biliyor musunuz? Kişi başında düşen milli gelirin, yıllardan beri gerilediği bir ülkede ‘büyüdük’ demenize üzülüyorum. Yapmayın, TL bazlı büyümekten bahsetmiyorum. Sizin ne kadar büyüdüğünüzün benim zerre kadar önemi yok. Siz sayın başkan, arabanız ile şoförünüz 150 km hızla gidebilir. Bundan 20 sene önce 100 km hızla gidiyordu. Peki ama rakip nerde kaç km hızla gidiyor. Sizin kaç km hızla gittiğinizin önemi yok, sizin kaçıncı bitirdiğinizin önemi var. Biraz önce G 21’e düştük dedik. İlk 20’deki ekonomiden, Türkiye'nin 16. olarak sabitlendiği ekonomiden biz 21’e düştük. 3-5 sene sonra bizi G-20'yede çağırmazlar.”
 
“TÜRK İŞ ADAMANIN ÖNCELİKLİ HASSASİYETİ DOLARADIR, DÖVİZ KURUNADIR”

“Şimdi bir konu daha var, nedir? Global anlamda işler iyi gitmiyor, evet iyi gitmiyor. Pandemi ciddi anlamda problem, tedarik zincirinde kırılma var. Belki de büyük şirketler büyük karteller, ogün negatif yazan şeyleri, diptoptan da artıya çevirmeye çalışıyorlar. Hepsine katılıyorum çok haklısınız. Fakat benim eleştirim şuna, niye bu işten en çok biz etkileniyoruz. Niye bu işten en çok Türkiye etkileniyor. Niye biz en çok olmayacak zamanda faiz indirmeye karar veriyoruz. Ne oldu yatırımı arttıracağız. Tamam olur yatırımı arttıralım hadi ben size bir örnek vereyim. 2020’de 2021 yılı bütçesini yaptım. Bir yatırım planladım, organize sanayi bölgesinde, 13 milyon lira tutuyordu. Ogün faiz yüzde 19’du. Yüzde 19 ile 13 milyon kredi çektiğimde 5.6 milyon faiz veriyordum 5 yıllık. Geldik bugün, makine Euro ile tesisin helikopter betonundan tutup prefabrik binasına kadar, hepsi Euro ile. Çatısındaki güneş yenilebilir enerjisi Euro ile. Alacağım ham madde dolar ile. Geldim 13 milyonu yüzde15 ile faiz alayım, yatırım ne oldu 20-25'e gitti belki bakmıyorum bile. Siz bana bu ortamda faizi indirdiğiniz için benim gibi bir müteşebbisi ikna edemezsiniz. Benim için önemli olan istikrar faiz değil. Türk iş adamının öncelikli hassasiyeti dolaradır, döviz kurunadır. Bizim babalarımız ne faizler varken ne yatırımlar yaptı. Bunu hatırlayın lütfen, aradaki 4 puanlık faiz indirimi için ülkenin canına okudunuz. Yapmayın rica ediyorum…”
 
İbrahim Akın KAZANCI