Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını ve meslek kanunu çalışmaları ile ilgili sözlerini değerlendiren, Eğitim-Sen Çanakkale şube başkanı Yasin Hacımusalar ‘’Mesleğimizin statüsünü güçlendirmeyen, öğretmenlerle birlikte hazırlanmayan bir tasarıya ikna olmayız. Öğretmenlik kariyer değil ihtisas mesleğidir.’’ dedi.
 
Geçtiğimiz Çarşamba günü 20'nci Milli Eğitim Şurası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğretmenler ile ilgili gündem olan açıklamalar yaptı. Erdoğan sözleşmeli öğretmen-kadrolu öğretmen ayrımının kaldırılacağını açıklayarak, "Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımını kaldırıyoruz. Mecburi hizmet hariç atamalar, özlük hakları, mazeret tayinleri başta olmak üzere sözleşmeli öğretmenlerimiz, kadrolu öğretmenlerimizle aynı haklara sahip olacaklar" dedi.
 
Erdoğan'ın eğitim şurasındaki meslek kanunu ve iyileştirmeler yapılacağı yönünde açıklamalarını değerlendiren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar; ’Mesleğimizin statüsünü güçlendirmeyen, öğretmenlerle birlikte hazırlanmayan bir tasarıya ikna olmayız. Öğretmenlik kariyer değil ihtisas mesleğidir.’’ diyerek mutlaka meslek kanununda öğretmenlerin yer alması gerektiğinin altını çizdi.
 
Sözlerinin devamında açıklanan iyileştirmeler ile ilgili konuşan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar;  ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik olarak yapılan hazırlıkların, öğretmenlerin sosyal ve özlük haklarını geliştirmeyi hedeflemediği açıktır. Aksine, bugüne kadar kamuoyuna yansıyanlar ve Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına   baktığımızda, ekonomik anlamda kısmi iyileştirmeler yapılacakmış gibi görünse de özellikle son yaşanılan ekonomik krizle vadedilen arasında uçurum var. Ayrıca Öğretmenlik meslek kanuna 1000, 2000 TL veya 1. dereceye 3600 ek gösterge konularak öğretmenlerin ikna olacağını düşünenler   yanılıyor. Mesleğimizin statüsünü güçlendirmeyen, öğretmenlerle birlikte hazırlanmayan bir tasarıya ikna olmayız. Öğretmenlik kariyer değil ihtisas mesleğidir.’’ dedi.
 
Öğretmenlik meslek kanunu hakkında ve öğretmen atamalarında sorunlar olduğunu ifade den Hacımusalar; ‘’Öğretmenlerin özlük haklarını geriye götürmenin hedeflendiği, iş güvencemizin yeniden tartışmaya açıldığı, bireysel performans ve rekabet kavramları üzerinden emeğimizi değersizleştiren bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuz görülmektedir. ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ tartışmaları, güvencesiz çalışmanın her geçen gün yaygınlaştığı, mülakat sonucunda mağdur olanların sayısının her geçen gün arttığı bir dönemde gündeme getirilmiştir. Eğitimde güvenceli istihdam ve öğretmen atamalarının adil ve objektif koşullarda yapılmadığı koşullarda hazırlanan bir meslek kanununun nasıl bir içerikte olacağını tahmin etmek zor değildir’’ şeklinde konuştu.
 
Milli Eğitim Bakanlığın meslek kanunu hakkında kapalı kapılar ardında hazırladığını ifade eden Hacımusalar; ‘’Türkiye’deki tüm okullarda yer alan öğretmenler odaları, bu dönemde öğretmenlerin nasıl bir kanun istediği konusunda tartışma zeminlerine dönüştürülmeli, her öğretmenin eleştiri ve önerisi dikkate alınmalıdır. Kanunun çıkarılması sürecinde alanda örgütlü sendikalar başta olmak üzere, konu ile ilgili tüm kesimlerin yürütülen tartışmaların etkin birer katılımcısı olarak değerlendirilmesi zorunludur. MEB, Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarını başından itibaren konunun muhataplarının dışında ele almış ve kapalı kapılar ardında hazırladığı kanun taslağını görülmüştür. Bir kanun hazırlanırken konunun öznelerinden bağımsız hareket edilemez. Emeğimizi değersizleştiren, mesleki itibarımızı ayaklar altına alan her türlü dayatmaya karşı bütün meslektaşlarımızla birlikte mücadele edeceğimiz bilinmelidir’’ şeklinde ifade etti.
 
EĞİTİM ŞURASINDA CUMHURBAŞKANI ERDAĞAN NE DEMİŞTİ?
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki 20. Milli Eğitim Şûrası'nda konuştu. Erdoğan'ın öğretmenler ile ilgili konuşmasının satırbaşları şöyle olmuştu; Eğitimde ‘Türkiye'deki dönüşümü görmezden gelemeyiz ‘ diyerek konuşan Erdoğan; ‘’Eğitim öğretim meselemize çok daha geniş anlayışla yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum. Dünyadaki gelişimi de Türkiye'deki dönüşümü görmezden gelemeyiz. Dünün meselelerinden yola çıkarak bir ufuk kazandıramayız. Tek sesli, tek boyutlu eğitim gerçekleştiremeyiz. Hayatın her alanında olduğu gibi eğitim öğretimde de başarının anahtarı düşünmek, analiz etmek, sorgulamaktır. Analiz yapabilen, merak eden, motivasyonu yüksek, özgüven sahibi, bilgili, erdemli ve vicdanlı gençler aydınlık yarınların teminatıdır. Bir taraftan köklerimizle bağımızı güçlü tutarken, bir taraftan gözümüzü ufuktan ayırmadan bu süreci yönetmemiz önemlidir. Her alanda maziden atiye sağlam, muhkem köprüler kurma gayretinde olacağız.’’
 
Eğitim ve Öğretim hakkında da değerlendirmeler yapan Recep Tayyip Erdoğan; ‘’ Öğretmenlik sadece eğitim-öğretim sürecindeki bilgileri öğrencilere aktarmak değildir. Bilginin yanında tecrübe ve irfanla çocuklarımızı geleceğe hazırlama mesleğidir. Sadece öğretmez, aynı zamanda değer kazandırır. Öğretmen yalnızca akla hitap etmez, kalbe ve duygulara da hitap eder.Öğretmenlerimizin özlük haklarını artırmayı, çalışma şartlarını iyileştirmeyi ihmal etmiyoruz. Son 19 yılda tarihi nitelikte adımlar attık. Başkaları öğretmenlerimizi tehditle meşgulken, biz 24 Kasım'da bir müjdemizi daha paylaştık. Çalışmaları tamamlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu kısa sürede Meclis'e sunacağız. Öğretmenlerimiz ilk kez meslek kanuna kavuşacaklar. Yeni mali, sosyal ve özlük hakları da sağlayacak.10 yılını tamamlayan öğretmenlere "uzman öğretmenlik" tanımını getiriyoruz. Böylece hem derece alacak, hem de maaşlarında 1000 lira artış olacak. Yüksek lisans yapmış öğretmenlerimiz sınavdan muaf tutulacaktır. 10 yılını tamamlayıp sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenler ise "başöğretmen" olacaktır. Bu öğretmenlere de ilave derecek ve 2000 bin lira ek vereceğiz. Doktora yapmış öğretmenler ise bu sınavdan muaf tutulacaktır. Lisans üstü eğitimler için de teşvikler vereceğiz. Ek göstergelerini de 3600'e çıkarıyoruz. Ayrıca sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımını kaldırıyoruz. Mecburi hizmet hariç atamalar, özlük hakları, mazeret tayinleri başta olmak üzere sözleşmeli öğretmenlerimiz, kadrolu öğretmenlerimizle aynı haklara sahip olacaklar.’’ şeklinde konuşmuştu.
 
İbrahim Akın Kazancı