Prof. Dr. Ümit Özdağ önderliğinde geçtiğimiz Ağustos ayında kurulan Zafer Partisi’nin Çanakkale il örgütü tanıtım toplantısı düzenledi. Kısa sürede teşkilatlanarak siyasi hayata katılan Zafer Partisi’nin Çanakkale İl Başkanı Hasan Demir, yapılan toplantıda partinin amaçlarını dile getirerek,  il yönetimindekileri tanıttı.
 
Henüz yeni kurulan Zafer Partisi hakkında bilgi vermek ve il yönetiminin halka tanıtılması amacıyla geçtiğimiz gün kahvaltılı etkinlik düzenlendi. Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tuğrul Kihtir’in katılımlarıyla gerçekleşen toplantıda, Kurucular Kurulu Üyesi Adnan Mecu, Zafer Partisi İl Başkanı Hasan Demir de yer aldı. Zafer Partisi Çanakkale Kurucu İl Başkanı Hasan Demir, yaptığı konuşmada, “Adı gibi zaferle koşacak olan inancına sahip olan bir parti. Çizgimiz ise, Atatürk’ün çizgisinde Tük Milliyetçiliğini savunan, artık sözde değil, özde Milliyetçilik tavırlarını barındıran siyasi bir mekanizma.  Bu mekanizmayı Çanakkale’de gerek politik gerekse apolitik insanlarla birlikte kurduk ve yavaş yavaş sahaya inmeye başladık. Takdir edersiniz ki Türkiye’de çok fazla siyasi parti kurulmuş ve bizi onlardan ayıran en büyük özellik, ciddi anlamda çizgisel noktaları olan ve bu noktaları önemli işler yapan bir teşkilat olmamız.  Gerek Genel Başkanımız, gerekse ekibi çok deneyimli bir ekip biz de onlarla beraber yol yürüyen taşra ekibiyiz.  Teşkilatımızla birlikte güzel işler yapmayı hedefliyoruz.  Zafer konusunda elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
 
“YÜZDE 95 TEKRAR KENDİ KİMLİĞİNE DÖNMEK ZORUNDA”
Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tuğrul Kihtir de bir konuşma gerçekleştirerek, “Ülkemizin içinde bulunduğu ve geçtiği koşullar nedeni ile kuruldu Zafer Partisi. Biz bir parti değil bir hareket olarak ortaya çıktık çünkü bizim amacımız vatan. Bizim amacımız ay yıldız ve bu ülkenin kuruluşunda, mezarları bile belli olmayan şehit dedelerimizin torunları olarak bizlerin, bu toprakları tekrar havasının, suyunun, madeninin, eğitiminin, sağlık sektörünün kısacası her şeyinin tekrar Türk ulusuna ait olması için yola çıktık. Şu anda Türkiye çok dar bir dönemden geçiyor.  Kimin ne olduğu belli olmadığı, herkesin sürekli pozisyon değiştirdiği, kavramların içinin boşaltıldığı, ulusalcılık ve milliyetçiliğin özellikle çok suiistimal edildiği, dolayısı ile de insanların oylarının 20 yıldan uzun bir süredir rehin alınarak işgal edildiği ve bu süre içinde Türk ulusunu gerek ekonomik, gerekse demokratik yapı olarak giderek azaldığı bedbaht bir dönemden geçiyoruz.  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri var ve halkımızın yüzde 85’i bu ilkeler ve Mustafa Kemal Atatürk’le hiçbir sorunu yok. Türkiye’de yüzde 55’in çıkardığı gereğinden fazla duman %95’i kaplamış durumda.  O yüzde 95 tekrar kendi kimliğine dönmek zorunda.  Nedir o kimlik? Bilge Kağan’dan, Bilge Mustafa Kemal Atatürk’e tekrar Türk bilincidir” ifadelerini kullandı.
 
“BİZ ULUS KAVRAMINDAN UZAKLAŞTIK”
Kihtir, “Türk Bilinci uzun yüz yıllar yaşamalı. Mustafa Kemal Atatürk’ün Göktürklerden sonra ikinci defa Türk ismini vererek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile yaşandı. Bu 1950’lerden sonra azalmaya başladı. 1975’ten sonra da daha da azalmaya başladı.  Üçüncü aşaması olan 2000’li yıllarda ise son aşamasına geçildi. Kuran’ı Kerim’de ‘sizi kavim kavim yarattık’ derken Ümmetçilikle ayrımcılık yapmak bu millete verilecek zarardır.  Çünkü uluslar, ulus kaldıkları sürece ayakta kalır.  Biz tekrar kendi ilkelerimize bağlı, kendi yönünü kendi çizen akıllı, çalışkan, emektar, kaya gibi dimdik insanlar olmak zorundayız.  Bugün Çanakkale’deyiz, burada 15 yaşında Tokatlılar şehit oldu. O insanların gösterdiği cesaretinin yüzde 10’unu göstersek bizim hiçbir sorunumuz kalmaz.  Biz ulus kavramından uzaklaştık” diye konuştu.
 
“AYNI PARTİLER AYNI ROLLER DEVAM EDİYOR”
Tuğrul Kihtir, konuşmasının devamında ise şunları söyledi: “Bin yıldır Anadolu’da yaşayan Türk Ulusunu bölemeyen insanlar, kendi aralarında din, mezhep, sağ, sol üzerinden ayırmaya başladılar.  Bu sağ-sol ayrımı da sen milliyetçisin, sen ulusalcısın diye ayrım yapıyorlar.  Ne oluyor? Sen de Türk’sün, bende Türk’üm neden el ele vermiyoruz?   Biz neden ortak işleri görmüyoruz.  İşte bize bunu yaptılar ve bu hala devam ediyor. Yok, Millet İttifakı, Cumhur İttifakı, dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ittifak yok.  Siyaset şöyle düşman ve korku yaratıyorsunuz o da sizin varlık nedeniniz olur.  Cumhur İttifakı diyor ki Millet İttifakı böyle, Millet İttifakı diyor ki Cumhur İttifakı şöyle ne oluyor? Aynı partiler aynı roller devam ediyor.  Bu ülkede 20 yıldır aynı seçimler, aynı sonuçlar ve her şey aynı.  İnsanları gruplaştırınca sonucu değiştiremiyoruz.  İttifaklar öyle yaptı. Aman bir yere gitmeyin, oyları bölmeyin korkusu yaratıyorlar.  Hiç kimse %10 barajının inmesini istemiyor. %10 barajını aşmış partiler bu barajdan çok memnun.  En aşağı %25-%30’u mutsuz evlilik gibi.  Kerhen oy veriyor.  Koalisyon kurulsun dediğinde ‘Eski Türkiye Koalisyondan çok çekti’ diyorlar. Şimdiki ne?  İçinde ol ya da olma ortada bir koalisyon var.  İttifak demek Koalisyon demek.  Türkiye’nin barajları indirilmesi ve koalisyonların olması lazım ama bu olunca mevcut ölçekli partilerin de oyları azalacak.  Biz İttifaklara girmeyerek şunu diyoruz, biz Türk tabanının partisiyiz, ayrışmadan değil birleşmeden yanayız. Biz Türk tabanının birleştiği gerçek fikriyatız. Biz Uluslararası düzene karşı hiçbir tarafımızı kıvırtmadan aynı ulusal milli söylemle yola çıkmış yiğitler grubuyuz.”
 
Sevi Gözay UĞURLU