2019 yılında tamamlanarak yerli ve yabancı birçok tarih meraklısının ilgisini çeken Troya Kültür Rotası, her geçen yıl daha fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Çanakkale’nin turizmde önde gelen isimlerinden olan Çanakkale Turistik Otelciler Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, geçtiğimiz hafta bu rotayı Rehber İlhan Varlık ve Akut Çanakkale Ekibi ile birlikte yürüdü. Aydeğer, Troya Kültür Rotası deneyiminin ardından düşüncelerini paylaşarak, rotanın Çanakkale için önemine vurgu yaptı.
 
M.Ö. 7000'li yıllardan itibaren, Anadolu halklarının Avrupa dünyasına göçü sırasında kullandıkları rotalardan birisi olduğu gösterilen Troya Kültür Rotası, 2018 Troya Yılı itibariyle başlayan proje kapsamındaki çalışmaların ardından 2019 yılında açılarak, birçok tarih ve doğa sevenle buluşmaya devam ediyor. Toplamda 120 kilometre uzunluğuna sahip Troya Kültür Rotası yoluna yakın birçok tarihi noktalar da yer alıyor. Troya Kültür Rotası’nın Çanakkale’ye kazandırdığı değer ve önemini her platformda vurgulayan  ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, geçtiğimiz hafta Rehber İlhan Varlık ve Akut Çanakkale Ekibi ile bu yolu yürüyerek, Troya Kültür Rotası’nı birebir deneyimledi. ÇATOD olarak ilk günden beri Troya Kültür Rotası’nı desteklediklerini söyleyen Armağan Aydeğer, Troya Kültür Rotası deneyiminin ardından deneyimlerini aktardı.
 
“HEM YAŞIYORSUNUZ HEM DENEYİMLİYORSUNUZ”
Öncelikle Troya Kültür Rotası hakkında bilgi veren ÇATOD Başkanı Aydeğer, “Troya Kültür Rotası 2018 Troya yılı vesilesiyle ortaya çıkan turizm kalkınmasına dönük projelerden bir tanesiydi. Anadolu Efes, Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı ve Kültür Turizm Bakanlığının ortak olarak açıklamış olduğu ‘Gelecek Turizm’ adı altındaki projeye yine Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Mustafa Boz hocamızın yapmış olduğu proje başvurusuyla kabul görmüş bir rotaydı. İlk etapta 90 kilometre olarak planlanmıştı. Aziz Paul rotasının geçtiği güzergah olarak öngörülmüştü ama 2018 Troya Yılı’nın da varlığı ile birlikte bu 120 kilometreye çıkartılarak Troya Kültür Rotası adı altında gerçekleştirildi. 2019 yılında tüm uluslararası turistlerin hizmetlerine sunuldu. Rota, Troya’dan başlıyor ve Alexandria Troas’tan geçerek yine Assos’a doğru uzanan 12 köyün üzerinden geçen, hem kültür miraslarımızdan hem de doğal değerlerimizin içinden geçen olağanüstü güzellikte bir deneyim rotası. Milattan önceki yıllardan günümüze kadar izi, hem yaşıyorsunuz hem deneyimliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
 
“BELLİ BÖLÜMLERİ YÜRÜYEREK, 2-3 PARÇA ŞEKİLDE TAMAMLANABİLİR”
“Normal koşullar altında 120 kilometrelik bu rotayı 20 kilometrelik bir ortalama ile yürüdüğünüzde 6 gün sürebilecek bir uzunlukta. Ama arzu edilirse bunu bir hafta sonunda da belli bölümleri yürüyerek, 2-3 parça şekilde tamamlanabilir” diyen Aydeğer, “Aynı zamanda uluslararası kültür rotaları platformlarının birçoğuna da akredite durumda. Bu tür kültür rotalarının, özellikle dünyada bu işle alakalı ilgili insanların takip ettiği dernekler, platformlar tarafından uyumlu standartlara sahip bir yol. Likya yolunu yapan ekiple daha önceden çalışmış bir kişi tarafından da saha çalışması gerçekleştirildi. Türkiye’nin bu konuda çok iyi yetiştirdiği turist rehberlerinden bir tanesi olan İlhan Varlı tarafından rotanın işaretlemeleri yapıldı. Bu da aslına bakarsanız, rotanın deneyim noktasında çok daha olumlu olarak ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. Rotanın özellikle Assos tarafındaki tarihi doku çok yoğun bir şekilde hissediliyor. Burada hem doğayı hem farklı kültürleri aynı zamanda da tarihin geçmişten günümüze olan derinliklerini birebir yaşayarak deneyimleyebiliyorsunuz” şeklinde belirtti.
 
“BU DEĞERİN FARKINA VARIRSAK DAHA ÇOK İNSANA ÖNEMİNİ ANLATABİLİRİZ”
Aydeğer, son yıllarda artan deneyim turizmi için Troya Kültür Rotası’nın önemli olduğunu belirterek, “Covid-19 sonrasındaki süreçte aslında turistlerin yeni eğilimleri deneyim üzerine kurgulanıyordu. Biz de bunu ısrarla söylüyoruz. Deneyim odaklı turizm, bundan sonraki turizm trendlerinde en fazla itibar görecek alanlarından bir tanesi. Bu deneyim yürüyüş ve trekking ile başlıyor, bisiklet, kıyı balıkçılığı, denize dönük sörf, yelken sporları için de değerlendirilebilir. Aynı zamanda gastronomi deneyimleri de içerebilir. Bu şekilde baktığınızda, Troya Kültür Rotası sadece yürüyüş yolu değil başlı başına bir deneyim. Bu nedenle bölgemiz için çok değerli ve kıymetli. Troya Kültür Rotası aynı zamanda hem dijital aplikasyonları tamamlanmış hem haritası bütün rota detayları ortaya konmuş şekilde hazır. 2019 yılından beri çok sayıda bu alana ilgi duyan insanlar tarafından yürünmeye devam ediyor. Ben de bir turizmci olarak bütün Çanakkale’ye ilgi duyan insanların bu rotayı deneyimlemelerini canı gönülden tavsiye ediyorum. Bu bambaşka bir deneyim. Hepimiz topraklarımızdaki bu değerin farkına varırsak daha çok insana önemini anlatabiliriz” şeklinde konuştu.
 
“İŞARETLER BU ROTAYI TAKİP EDİLEBİLMESİ İÇİN YETERLİ”
Rehber desteği ile de bu yolun yürünebileceğini söyleyen Aydeğer, “Bu konuda yeni dönem içerisinde turist rehberlerimiz daha çok deneyim sahibi olacaktır. Kişi, bu rotaların nasıl aktığını doğru bir şekilde kurgularsa, işaretler bu konuda son derece yardımcı, tek başına veya grupla da yürüyebilir. İlk deneyiminizi mutlaka bu alanda deneyimli bir rehberle yapmanızı tavsiye ederim. Genel olarak baktığınızda, işaretler bu rotayı takip edilebilmesi için yeterli. İşaretleri takip etmekten öte orada bir hikaye var. Bu hikayeyi de doğru şekilde anlamak için de o bölgedeki rehberlerden faydalanmak doğru olan şey” diye belirtti.
 
“ÇOK ZOR OLMAMAKLA BERABER BELLİ BİR ESNEKLİĞİ GEREKTİRECEK BİR YÜRÜYÜŞ”
Kendi yürüyüş deneyimlerini paylaşan armağan Aydeğer, “Biz bu rotayı yürürken Çanakkale Akut ekibi ile birlikte yürüdük. Toplu olduğunda çok daha keyifli daha samimi oluyor. Bu rotada deneyim sahibi olunması önemli olan konuların başında. Normal bir yol yürüyüşü değil bu. Mutlaka doğanın zorluklarını da içinde barındırıyor. Bu nedenle vücudun bu tür yürüyüşlere alışkın olması gerekiyor. Bu konuda daha önceden deneyiminiz yoksa sizi zorlayabilir. Bu yüzden mutlaka öncesinde bu tür mesafeleri yürümüş olmakta fayda var. Vücudunuz spor anlamında bir engeli olmaması çok önemli. Aksi takdirde buna uygun olmaz, kimi yerde kayalardan geçiyorsunuz. Çok zor olmamakla beraber belli bir esnekliği gerektirecek bir yürüyüş. Bu nedenle vücudunuzun hem kondisyon olarak deneyimli olması gerekiyor hem de bu esnekliğe biraz sahip olmanız lazım. Bu rotada kamp noktaları da var ve 12 tane köyden geçiyor ve tabi Assos’un birçok turistik noktalara yakın yerden geçiyor. Oralarda da çok güzel konaklama tesisleri var. Bu nedenle eğer doğada kamp yapmayı seviyorsanız, bunun için de imkanlar var. Ama bunun için de mutlaka ekipmanınız sağlam olmalı, giyiminiz buna göre olmalı. Dikenlerin olduğu yerler var. Buna uygun ekipmanla, kıyafetle gitmeniz yürüyüşü rahat hale getirecektir” diye konuştu.
 
Aydeğer, projenin gerçekleşmesinde katkıları olan herkese teşekkürlerini sunarak şunları söyledi: “Bu projenin gerçekleşmesinde katkıları nedeniyle, özellikle ’Gelecek Turizmde’ projesini ortaya koyan Anadolu Efes, Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı ve Kültür Turizm Bakanlığına ve bu projeyi sunan Mustafa Boz’a, şu anda Troya Kültür Vakfı tarafından oradaki işaretlerinin sağlıklı bir şekilde devam ettirmesi sağlanıyor bu yüzden vakfa, aynı şekilde Çanakkale Tarih Kültür Vakfına gibi birçok derneğe teşekkür ederim.  Bu rotanın var olabilmesi için izinlerin ve çalışmaların desteklenmesi için Çanakkale Valiliği’ne teşekkür ederim. Doğa konusunda kendisini bu tür etkinliklere yakın hisseden herkesin bu rotayı deneyimlemesi gerekir.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN