Pandemi Sürecinde Aile Eğitimleri kapsamında Çanakkale İl Müftülüğü tarafından düzenlenen canlı yayın programına Diyanet İşleri Başkanlığı Daire Başkanı Ayten Koç konuk oldu. Başkan Koç, programda ‘Merhamet Ekseninde Aile İçi İletişim’ konusunu ele aldı.
 
Vaiz ve ADRB Koordinatörü Müzeyyen Kabukçu’nun sunuculuğunu üstlendiği programda Diyanet İşleri Başkanlığı Daire Başkanı Ayten Koç ile ‘Merhamet Ekseninde Aile İçi İletişim’ konusu konuşuldu.
 
Koç, “Mutluluğun adı; eşimiz, evimiz, çocuklarımızdır. Aile, yeryüzünün en eski, en köklü ama eskimeyen bir kurumdur. Aile yeryüzü hikayemizin ana fikridir. Hayatta sahip olunabilecek en değerli hazinedir. Hem büyük bir nimet hem de çetin bir imtihandır. Çift ve muhtaç oluşumuzun ifadesidir. Bir bebeğin duyduğu ilk güven, tattığı ilk huzur, yakaladığı ilk mutluluktur. Aile tıpkı canlı bir organizmadır. İlgi bakım ve emek istemektedir, her aile özeldir ve her aile ayrı bir hikayedir. Aile sevginin ve merhametin en zirvede yaşandığı, gönüllerin birbiri için çarptığı nihayetinde iki tarafın birbirini Allah’ın emaneti olarak gördüğü, gözlerde, gönüllerde ülfet ve merhamet kaynağıdır” diyerek konuşmasına başladı.
 
“KUR’AN-I KERİM SİHİRLİ KELİMEYE DİKKATLERİ ÇEKMİŞTİR; SEVGİ VE MERHAMET”
“Aile, sevinç, mutluluk, kederi paylaşmanın, birlikte yaşamanın ve zorluklara beraber göğüs germenin adıdır. Mutlu aile modeli de geleceğe güvenle bakabilen, huzurlu ve güvenli bir toplum demektir” diyen Koç, “Aile toplumu oluşturan en küçük bir yapı olmasına rağmen, toplumların sağlıklı gelişmesinde önemli bir yere sahiptir ve insanoğlunun doğduğu, büyüdüğü, ilk eğitimini aldığı kutsal bir yuvadır. Toplumun çekirdeğidir ve benim çok hoşuma giden bir tarif; aile birini çekince diğeri ayakta duramayan şeydir. İslam’da evliliğin kurulması ne kadar önemli ve kutsal ise en az onun kadar önemli olan evliliğin devam ettirilmesidir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim evliliğin huzur bulmak için yapıldığını beyan ederken bize iki sihirli kelimeye dikkatleri çekmiştir; sevgi ve merhamet. Sevgiyi var etmenin yolu merhametten geçmektedir. Merhamet, toplumda biraz acıma algısı içerse de merhametin içerisinde; fedakarlık, hoşgörü, gönül yumuşaklığı ve kalp inceliği vardır” ifadelerini kullandı.
 
“AİLENİN SEVGİ VE MERHAMET KUŞAĞI İLE SARGILANMASI GEREKİYOR”
Koç, Kur’an-ı Kerim’de evlilikte sevgi ve merhamete büyük önem verildiğini söyleyerek, “Sevgisiz bireyler sağlıklı aile kuramazlar. Bu yüzden aile kurumunun temel gıdası karşılıksız sevgi olmalıdır. Ailenin kurulması kadar sürdürülmesi, mutlu bir hayatın yakalanabilmesi, sağlıklı çocukların yetiştirilmesi için ailenin sevgi ve merhamet kuşağı ile sargılanması gerekiyor. Evlenen insan aynı zamanda Hz. Peygamberin yolunu tutmuş olur. Hz. Peygamber buyuruyor ki; ‘nikah benim sünnetimdir, evleniniz’ diyor ve ‘kadınlar ile erkekler bir bütünün iki yarısıdır.’ Sevgi, evlilik kurulurken başlar ve evlilik boyunca devam eder. Hz. Peygamber yine buyuruyor ki; ‘gençler, sizden evlenmeye güç yetirenler evlensin çünkü evlenmek gözü haramdan çevirmek, iffeti korumak için en iyi yoldur’. Evlilik aslında iki kişinin birbirine bakması değil, aynı yöne bakmasıdır ve sağlıklı evliliklerin oluşmasındaki en önemli unsur, kişinin kendisini seçmeyi tesadüflere bırakmaması, bu kararı bilinçli vermesidir. Evlilik kararı ile beraber, kişi yaşamını nasıl sürdüreceğini, kimden çocuk sahip olup yetiştireceğine karar vermiş olmaktadır. Onun için evlenecek kişinin ben bu evliliğe hazır mıyım diye sorarak kendini tanıması, özelliklerini, ilgilerini, vazgeçilmezliklerini, nasıl bir yaşam sürmek istediğini kendisine uygun en iyinin kim olduğunu belirlemesi gerekmektedir” tavsiyelerini verdin mi.
 
“EŞLER KUSURLARI ARAŞTIRAN DEĞİL ÖRTEN OLMALIDIR”
Bir ailenin kuruluşunu bir binanın yapımına benzeten Ayten Koç, “Evlerin yapı taşları tuğlalardan, ailelerin yapı taşları ise değerlerden meydana gelmiştir. Sevgi, bütünleşme, sadakat, dayanışma, destek, iletişim, anlayış ve güvendir. Aile bir mekteptir. O mektepte yetişen çocukların da özgüvenli olabilmeleri için o ailede merhameti, adaleti, sevgiyi tatmış olmaları gerekiyor. Yine aile için iletişimde, karşılıklı sabır ve hoşgörü olmalıdır, ben yerine biz kavramı olmalıdır, sevgi ve takdir sözleri olmalıdır, ilişkilerde karşılıklılık, fedakarlık esas olmalı, eş ailesinden tecrit edilmemeli, ailenin geliri konusunda eşler arasında gizlilik olmamalı, eşler kusurları araştıran değil örten olmalıdır. Evde etkin birliktelik olmalıdır. İyi geçinmek, iki insanın kusursuz olmasıyla değil birbirinin kusurunu hoş görmesi ile olur. Evlilik, sevgiyi, şefkati birbirine verme ruhudur. İslam, evlilik bağının kurulmasında kocaya daha ağır bir sorumluluk yükler; aileyi ayakta tutmak, naza katlanmaktır. Taraflar arasında geçimsizlik olduğunda, taraflara sabır öğütler. Geçinme imkanı yoksa da, güzellikle ayrılmayı karşılıklı olarak haklara saygı duyması İslam ister. Hz. Peygamber de hayatı boyunca aile problemleri ile ilgilenmiş, gerek ‘eşim beni dövüyor’ diyen hanımları dinlemiş ve onlarla ilgilenmiş, bütün imkanlarını aileyi sürdürme ve huzuru sağlama yönünde kullanmış. Ümmetinde bozulan aile ilişkilerini düzeltmeye yöneltmiştir” diye belirtti.
 
“İLK ÖZÜR DİLEYEN EN CESUR, İLK AFFEDEN EN GÜÇLÜ, İLK UNUTAN DA EN MUTLUDUR”
Koç, ailede geçim konusu ile ilgili olarak, “Eşler birbirlerinin akrabalarıyla, aile büyükleri konusunda da hassasiyet göstermelidir. Yine aile dürüstlük güven ve sadakattir. Aile için iletişimde eşler ihanetten uzak durmalıdır. Aile mutluluğu için eslerimiz var. Aile en azından sabah veya akşam yemeği olsun, sofra birliği, seyahat birliği, seccade birliği olsun, aile bir araya gelip yarım saat de olsa 1 saat de sohbet edebilmek, bir hafta sonu seyahat edebilmek, bir namazı birlikte cemaat olarak kılabilmek, aile yaşantısında görev ve sorumlulukları paylaşabilmek. Bütün bu esler aile mutluluğuna ışık tutan eslerdir. İlk özür dileyen en cesur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan da en mutludur. Sevgi haritası oluşturmalıyız, eşimizi ne kadar tanıyoruz? Onun üzüntüleri, stresleri, hayalleri, mutlulukları neler? O haritayı oluşturduğumuz zaman biz ona göre davranıyoruz ve o da bu davranışa göre davranıyor.
 
“ADALET BİLİNCİNİN OLUŞTUĞU İLK YER AİLEDİR”
“Evlilik her zaman mutlulukla sürmez, tabi ki o evde sorunlar, sıkıntılar olabilmektedir. Bu sorunlar karşısında çözüm üretmeyi sağlayan ahlaki değerlerdir. Bunlardan birisi adalettir” diyen Koç, şöyle devam etti: “Adalet, imanı bir ilkedir, insani ilişkilerde karşılıklı saygı ve sevginin gözetilmesi ve hak paylaşımında insaflı ve ölçülü bir yolun izlenmesidir. Adalet bilincinin oluştuğu ilk yer ailedir. Yaşam bir ekip işidir, aile de öyledir. Haklar kadar sorumluluklar, özgürlükler kadar sınırlar vardır. Eşlerden birisi ağır sorumluluk yüklenirken, diğeri alabildiğince özgür olamaz.  Zahmeti ev sıkıntıyı beraberce göğüslemek adaletle açıklanır.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN