Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, aşı olsak bile önlemlere uymak gerektiğine dikkat çekti.

Türkiye’de koronavirüs salgınına ilişkin vaka sayısı her geçen gün artmaya devam ederken aşılama çalışmaları da hızla sürüyor. Günlük vaka sayılarının 50 binin üzerinde seyrettiği dönemde salgına karşı en büyük silah olan aşılama büyük önem taşıyor. Ülke genelinde toplam yapılan aşı sayısı 18,5 milyona ulaşırken, 1’nci doz uygulananların sayısı 11 milyona yaklaştı. 2’nci doz ise 7,5 milyonun üzerinde kişiye yapıldı. Çanakkale’de de toplam yapılan aşı sayısı 210 bini buldu. Kentte 122 binden fazla kişi 1’nci doz aşısını yaptırırken, 86 binden fazla vatandaşa da 2’nci doz uygulandı.

Prof. Dr. Alper Şener, aşı olunduktan sonra da tedbirlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ederek yaptığı açıklamada; “Günümüzde kullanılan birçok aşı nispeten yenidir ve koruma sağladıkları sürenin uzunluğu ile ilgili veriler sürekli olarak güncellenmektedir. Doğal enfeksiyondan sonra birçok hastalık için bağışıklık azalır. Aşıların sağladığı bağışıklık süresi, bir dizi faktöre, özellikle aşının kendisine bağlı olarak değişir. Canlı aşılar genellikle sub unit aşılara göre daha uzun ömürlü bağışıklık sağlar. Sub unit aşılar sıklıkla birincil bağışıklama ve hatırlatma dozu gerektirir. Polisakkarit aşılar uzun ömürlü hafıza hücreleri oluşturmaz. Tüm açılarda dozlar arasındaki aralık çok kısaysa, bağışıklık süresi etkilenebilir. Bu nedenle optimum aralıklar gereklidir. Çok genç ve çok yaşlılarda bağışıklık süresi sınırlı olabilir. İşte bu yüzden aşı olsak bile önlemlere uymak gerekir” dedi.

Gülçin AKIN