Geçtiğimiz sene soğan ve patates fiyatlarının ani yükselişinin yerini, bu sene ihracat yeri bulamaması sebebiyle soğanların çürüme korkusu aldı. Geçtiğimiz haftalarda açıklamada bulunan TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şu anda soğan ve patatese getirilen ihracat yasağı nedeniyle ürünlerin depolara çürümeye mahkum edildiğini, ürünleri ise üreticinin zararına sattığını gündeme getirmişti. Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya ise Çanakkale özelinde üreticinin durumunu konuşarak, dünya çerçevesinde yeni pazarlar bulunmasının önemine değindi.
 
Türkiye Ziraat Odası Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada üreticide fiyatı en fazla düşen ürünün yüzde 32 azalmayla kuru soğan olduğunu söyledi. Bayraktar, “Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün kuru soğan olurken, bir diğer fiyatı düşen ürün de patatestir. Kuru soğan ve patateste rekoltedeki artışın yanı sıra pandemi nedeniyle talepte yaşanan daralmanın pazarlama sorunlarına yol açması fiyatlarda düşüşe neden oldu. Bu ürünler pandemi döneminde kısıtlı talep yüzünden üreticimizin elinde kaldı. Halen depoda olan ürünlerin pazarlanması konusunda hükümetimiz üreticimize sahip çıkmalıdır. Kısır bir döngü içinde olan patates ve soğanda arz talep dengesini kuracak bir üretim planının üretici işbirliğiyle sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
“O GÜN SOĞAN FİYATLARI ÇOK YÜKSELDİ DİYENLER, BUGÜN DİPLERDE OLMASINI SORMUYOR”
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya ise bölge olarak bilgi vererek, “Çanakkale ciddi şekilde soğan ve patates üretimi yapan bir il değil ama kısmen de olsa dikiliyor. Asıl İç Anadolu bölgesinde, Niğde, Nevşehir gibi illerde patates dikimi yapılıyor. Soğan da Karacabey tarafında ve Polatlı taraflarında ciddi şekilde yapılıyor. Geçmiş yıllarda soğan ve patateste meydana gelen fiyat artışlarını konuşanlar, bugün soğan ve patatesi hiç ağızlarına almıyorlar. Dolayısıyla o gün soğan fiyatları çok yükseldi diyenler, depo depo patates soğan arayanlar bugün patates ve soğan fiyatlarının diplerde olması, zararına satılıyor olması üreticiye sormuyor. Dolayısıyla bu kopukluğun simgesi. Biz, hiçbir zaman bir ürünün tüketici tarafından ulaşılamayacak bir fiyattan satılmasını istemiyoruz. Bizim ürettiğimiz her bir ürün tüketici tarafından her zaman, yılın her ayında, her mevsiminde ulaşılabilir fiyatlardan satılması taraftarıyız. Ama yılın her ayında da sattığımız ürünlerin de bize zarar ettirir fiyatlardan satılmasına da karşıyız. Bunun önüne geçilmesi için, her üründe mutlaka üreticinin zarar etmeyeceği taban fiyat ve bir de tüketicinin zarar görmeyeceği tavan fiyat uygulamasının yapılması lazım. Bunun uygulanması demek üreticinin de tüketicinin de faydasına olacaktır” ifadelerini kullandı.
 
“İHRACAT KANALLARININ ÇALIŞIYOR OLMASI GEREKİYOR”
Şu anda soğan ve patateste üreticinin zor zamanlar yaşadığını belirten Kaya, “Bu ürünler aynı anda pazara sunulan ürünler değil. Bunlar depolanıp, pazarın ihtiyacına göre yavaş yavaş piyasaya sunulan ürünler. Şu anda bu iki kalem ürünü üretim yapan, deposunda bu ürünü tutup gelir elde etmeye çalışan üreticilerimiz zor durumda. İnşallah önümüzdeki günlerde fiyatlar kendini toparlar. Bu üreticilerimiz de hak ettikleri değerden ürettikleri ürünleri satarlar diye düşünüyorum. Bunun sağlanması için de ihracat kanallarının çalışıyor olması gerekiyor. Bizim ülkemizde bu ürünler yetişiyor ama dünyada bu ürünü üretemeyen ve ulaşamayan ülkelerde var. Bu ülkeleri bulup, ürünleri onlara satabiliyor olmamız lazım. Aslında dünyaya olan borcumuz bu. Dünyada bir kesim insan var, bu ürünlere ulaşamıyor ama bazı ülkeler de fazla üretilmiş. Bu ürünlerin üreticisi, masraflarını bile karşılamadan ürünlerini satmaya çalışıyorlar ve hatta patates ve soğanlarda çürüme başladığı için çöpe dökmek zorunda kalıyorlar” dedi.
 
“İYİ FİYATTAN SATILABİLECEK ÜLKELERİ TESPİT EDİLİP, PAZARLAR OLUŞTURULMALI”
“Doğru hamleleri yapabiliyor olmamız gerekiyor. Bu da yeni pazarlarla, yeni alanlar keşfederek, ülkemizde fiyatı ucuz olan ürünlerin dünyada iyi fiyattan satılabilecek ülkeleri tespit edilip, o ülkelerde pazarlar oluşturmak ile oluyor ve tabi bu bilmekle, sahada olmak ile oluyor” diyen Kaya, “Konun muhataplarının takip ederek üreticinin de tüketicinin de yanında durur şekilde adım atması gerek. Üretici ve tüketici için bu çok kıymetli” şeklinde konuştu.
 
“BİZİM ÜRETİM PLANLAMASINA İHTİYACIMIZ VAR”
Planlı üretimin kıymetli olduğunu vurgulayan Kaya, “Yaptığımız her şey planlı olması gerek. Tarım, belli bir planın çevresinde yürümesi gerekiyor. Bizim öncelikle hangi ürüne ne kadar ihtiyacımız var, hangi üründe fazlamız var bunları incelememiz gerekiyor. Bunların sayıları kayıt altında var zaten. Özellikle zeytinyağı, et gibi ürünlerde geçmiş yılların kayıtlarına bakılarak ne kadar üretime ihtiyacımız var, bunlar belirgin bir şekilde var. Bizim üretim planlamasına ihtiyacımız var. Sahada üretim noktasında ne üretileceğinin hesabı iyi yapılmalı. Üreticinin hangi üründen ne kadar dikeceğinin hesabını yaparken, kendi başına bırakılmaması gerekiyor. Birilerinin ihtiyaca göre dikim yapmamızın önemini üreticiye anlatması gerekir” diye konuştu.
 
“ÜRETİCİ PARASINI ALANA KADAR YANINDA OLUNMASI GEREKİYOR”
“Üretici, diğer şehirlerde hangi ürünler dikiliyor bilmiyor. Bu yüzden de hayali dikimler yaratıyor. Geçen sene domatesten para kazanılmadı bu sene domates ekmeyeyim diyor üretici ve hemen domatesin fiyatı artıyor” diyen Kaya, şunları belirtti: “Kimse de demiyor ki; domates şu kadar üretiliyor, sen domates dik. Üretici kendi karar veriyor. Bu dikimleri yaptırırken konunun muhataplarının, üretici ile beraber bu hesaplamaları yaparak birlikte hareket edilse bu sorunlar ile karşılaşmayız. Planlı üretim, çok kıymetli çok önemli. Üreticinin, dikim planlamasını yaparken konunun muhataplarının üreticinin yanında olması gerekiyor üretici parasını alana kadar. Bitki besleme noktasında, hastalıklarla mücadelede, zirai ilaçlar kullanırken üreticilerin yanında olunması gerekiyor.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN