Geçtiğimiz hafta TÜİK tarafından açıklanan Şubat ayı konut satış istatistiklerine göre Türkiye genelinde konut satışları düştü. Çanakkale’de ise yeni yıl itibariyle Ocak ayında 548 konut satılırken, Şubat ayında 732 konut satıldı. Çanakkale emlak piyasasının son durumunu değerlendiren Gayrimenkul Danışmanı Mustafa Alptuğ Akkoca, pandemi öncesi duruma göre satışların düştüğünü, bunun sebeplerinden birinin de Çanakkale’de yeni konut üretiminin az olmasından kaynaklandığını söyledi.
 
Pandemi öncesinde başlayan maliyet yüksekliği ile yeni konutların yapımının azlığı ve ardından başlayan koronavirüs salgını ile Çanakkale’de konut satışları düştü. Geçtiğimiz Haziran ayında konut kredi faiz oranlarının düşürülmesinin ardından rekor alımının ardından, faizlerin tekrar yükselmesiyle kişiler çekince yaşamaya da başladı.
 
Gayrimenkul Danışmanı ve Broker Mustafa Alptuğ Akkoca, “Konut kredisi faiz oranları, konut satışlarını belirleyen etkenlerin en başında geliyor. TÜİK verilerini inceleyince görüyoruz ki konut kredisi faiz oranları ne zaman düştüyse o dönemde daha çok konut satışı olmuş. Örneğin 2019 ve 2020 yıllarını kıyasladığımızda Çanakkale İl Genelinde; 2019 Nisan ayında 778 adet, Mayıs ayında 809 adet, Haziran ayında ise 542 adet konut satışı olmuş. 2020 yılı verilerine baktığımızda ise tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinin başlaması dolayısıyla Mart ve Nisan aylarında satışların 2019 yılına oranla yarıdan fazla düştüğünü görüyoruz. Tam da bu düşüş ekonomiye etki edecekken devlet bankalarının 5 Haziran 2020’de yaptığı konut kredisi faiz indiriminin ardından yine bir önceki yıla göre satış sayılarında 4 kat artış oluyor. Rakamsal olarak ifade etmek gerekirse; 2019 yılında Çanakkale İl Genelinde toplam konut satış sayısı 542 adet iken 2020 Haziran ayında il genelinde 1.891 konut satılıyor ve bu artış Temmuz Ağustos aylarında devam ediyor ta ki kredi faiz oranları yeniden artış gösterinceye kadar. Bahsettiğimiz bu istatistiklerden de anlayacağımız üzere Konut Kredi Faiz oranları sektörümüzün ve etkilediği sektörlerin ayakta kalmasını ve sektördeki aktörlerin ekonomik çıkmazlar yaşamamasını sağlayabiliyor” bilgisini verdi.
 
“1,50’NİN ALTINDA OLAN ORANLAR AVANTAJLI”
Ekonomik krizin yaşandığı ve piyasadaki nakit sıkıntısının yoğun olduğu dönemlerde kredili ve ipotekli satışların da azaldığını söyleyen Akkoca, “Yaşamsal ihtiyaçlar arasında en öncelikli konulardan biri barınma ama gayrimenkul sadece barınmak için alınan bir şey değil tabi. Çoğu kişi gayrimenkulleri yatırım aracı olarak da görüyor. Fakat kriz dönemlerinde sadece gerçek ihtiyaç sahipleri konut alabiliyor. Böyle süreçlerde borçlanma yoluyla konut almak vatandaşa mantıklı gelmiyor. Dolayısıyla ipotekli alım yatırım amacıyla gayrimenkul tercih eden vatandaşta karşılık görmüyor. Şu dönemde faizlere bakıldığında, önceki dönemlere kıyasla konut alınabilir düzeyde. Önceki yıllarda kriz dönemlerinde 1.80, 2.40, 2.45 gibi oranları gördüğümüz için 1,50’nin altındaki faiz oranlarının avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Pandemi döneminde 0,64 gibi oranları görünce vatandaşlar için şu anki kredi faiz oranlarının yüksek olduğu algısı oluşması normal tabi. Ama öncesinde, genel düzeyde bakıldığında faiz oranlarının çok yüksek olmadığını görebilirler. Yani 1,50’nin altındaki konut kredisi faiz oraları avantajlı diyebiliriz” dedi.
 
“MEVDUAT FAİZLERİ DE KONUT SATIŞLARINI ETKİLİYOR”
Mevduat faizlerinin de konut satışlarını etkilediğini söyleyen Gayrimenkul Danışmanı Akkoca, “Nakit parası olan insanlar faiz getirileri düştüğünde mevduattaki paralarını gayrimenkul olarak değerlendiriyorlardı. Faizler yükselince bu sefer vatandaşlarımız birikimlerini mevduatta değerlendirmek istiyorlar. Bu altın ve döviz gibi diğer yatırım enstrümanları için de geçerli” ifadelerini kullandı.
 
ÇANAKKALE’DE YENİ KONUT PROBLEMİ VAR
Akkoca, Çanakkale bazında genel problemin satın alınabilir düzeyde kaliteli ve yeni konutun azlığı olduğunu söyleyerek, “Bunun sebebi birçok sebebinden en önemlisi ise, 2019 yılında üreticilerin yani müteahhitlerin kriz sonucu zorluklar çekmesi. Pandemiden önce de doların yükselmesiyle, maliyetin artmasıyla üretim çok yavaşladı. 2019 yılında belediyemize yapılan ruhsat başvuruları da normalin altına düştü. Yeni konut üretilmeyince satın alma düzeyi düştü. Fiyatlar yükseldi. Talep artışı devam ederken arzın azalması haliyle mevcut satın alınabilir kaliteli ve yeni konutların fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Vatandaşlarımız yeni konut almak istiyor. Bunun sebeplerinden biri de son yılda yaşanan depremler aslında. İnsanlar deprem bölgesinde yaşadığımız için konut satın alırken bina yaşına dikkat ediyorlar. Bir danışman olarak vatandaşlarımıza tavsiyem 2007 yılından sonra yapılan yapıları tercih edebilecekleri yönünde olacak. Deprem yönetmeliğine uygun yapılar 2007 yılından itibaren kanunun yürürlüğe girmesiyle denetimli hal geldiği için vatandaşlarımızın 2007 den önce yapılan konutların deprem yönetmeliğine uygun olmadığı yönünde haklı şüpheleri oluşuyor. Haliyle can ve sağlık geri kalan her şeyin önüne geçiyor” şeklinde anlattı.
 
PANDEMİ KONUT SATIŞLARINI ETKİLEDİ
Alptuğ Akkoca, bu dönemde konut satışlarının düşmesinin bir diğer sebebinin de, pandemi sürecinde kepenkleri kapanan esnafların içinde bulunduğu zor durum olduğunu belirtti: “Esnaf ekonominin bel kemiği konumunda, üreten ürettiği katma değer ile kazanç sağlayan esnafımızın pandemi sürecinde emeklerinin karşılığını alamadığını üzülerek görüyoruz. Esnaf kazanç sağlayamadığı için yatırım da yapamıyor. Pandeminin emlak danışmanlığı yapan meslektaşlarımıza da getirdiği zorluklar oldu. Örneğin içerisinde yaşam devam eden konutları göstermekte zorlanıyoruz. Müşterilerimizle ancak son karar aşamasında HES kodu sorgulayarak galoş maske ve eldiven gibi önlemler alarak ev gösteriyoruz. Birçok meslektaşımız artık eskisi gibi müşterilere servis vermek için onları kendi araçlarına alamıyor ve görmek istedikleri konutun ya da gayrimenkulün önünde buluşuyor. Yine çalışan konut almak isteyen vatandaşlarımız için pandemiden önce hafta sonları ev görmek ev gezmek için idealdi. Fakat haftasonu yasaklarıyla birlikte bunu da yapamaz olduk ve randevularımızı hafta içerisinde yapmak zorunda kalıyoruz. Bu da sektörümüzün daha yavaş hareket etmesine neden oluyor.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN