Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Çanakkale Şubesinin 5. Olağan Genel Kurulu, Ticaret Borası toplantı salonunda gerçekleşti. Törende konuşan AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. yılı resmi törenlerine katılmayarak, sonradan çelenk bırakmalarını eleştirerek “18 Mart bir tanedir” dedi.
 
MÜSİAD Genel Kuruluna, Vali İlhami Aktaş, AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, MÜSİAD Yatırım Planlama ve Geliştirme Üst Kurul Başkanı Burhan Özdemir, AK Parti İl Başkanı Naim Makas, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Üzen, İlçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Sosyal mesafe kurallarına uygun gerçekleşen, divan başkanlığını MÜSİAD Çanakkale Şubesi Eski Başkanı Ali Osman Yıldız, yardımcılığını Ahmet Yayman, katipliğini ise Süleyman Bulut Eğin yaptığı genel kurul, Kur'an-ı Kerim tilaveti sonrası saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
 
MÜSİAD Çanakkale Şubesi Başkanı Şerif Mutlu kongrede yaptığı açılış konuşmasında, 2020’nin zorlu bir yıl olarak geride kaldığını ifade ederek, “Pandeminin doğurmuş olduğu koşullar, ekonominin seyrini global ölçekte şekillendirmiş olduğu gibi ülkemizde ve Çanakkale’mizde de tesirli oldu. Salgın öncesinde 2020 yılı genelinde %3,5 oranında büyümesi beklenen küresel ekonominin, güncel tahminlere göre bu dönemde %4,5 - %5,0 bandında küçüldüğü tahmin ediliyor. 2020 yılında sert şekilde daralan küresel ekonominin 2021 yılında nispeten toparlanacağı öngörülmekle birlikte, salgının seyrine bağlı olarak belirsizlik seviyesi yüksek bir tablo ile karşı karşıyayız. Ülkemiz ise bu zorlu süreci en az hafif hasarla atlatan ülkelerin başında yer almaktadır. Bilindiği üzere 2020 yılının son çeyreğinde %5,9 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, bu dönemde G20 ülkeleri içerisinde Çin’in ardından en çok büyüme kaydeden ülke olmuştur. Bu tablo, uygulanan ekonomi politikalarının yanında, dernek olarak bizler için belki daha da kritik olanı; Türkiye’nin, mevcut imalat potansiyeli ve esnek üretim kapasitesiyle, muadili olan diğer ülkelerle kıyaslandığında ciddi bir avantaja sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Söz konusu büyüme performansının sürdürülebilir bir niteliğe kavuşabilmesi için, önümüzde uzun ve zorlu bir yol bulunmaktadır. MÜSİAD olarak, bizler de toplamda 11.000’i aşan üyemiz ve yurtiçinde 89, yurtdışında bulunan 225 irtibat noktamız ile bu manadaki sorumluluğumuzun farkındalığıyla hareket ediyoruz, edeceğiz inşallah. Hakkın, adaletin, refahın tesis edilmiş olduğu bir dünya ve daha güçlü bir Türkiye hayalini paylaşıyoruz.
Malumunuz Çanakkale’miz, birçok yönden güçlü ve gözde bir şehir. Sahip olduğu tabii güzellikler ve tarihi miras sebebiyle turizm, ülkemizin önemli üreticilerine ev sahipliği yapması nedeniyle sanayi, stratejik coğrafi konumu itibariyle lojistik, bereketli toprakları ve iklimi sebebiyle tarım-hayvancılık alanlarında önemli bir gücümüz ve de potansiyelimiz mevcut. Bu sektörlerde ülke ve hatta dünya çapında markalar çıkartan şehrimiz, yakın dönemde; Ezine Gıda İhtisas OSB’ne ve Çanakkale Teknopark’a kavuşmuş, üniversite-sanayi ortak çalışmalarına başlayarak, hem mevcut sahalardaki verimliliğini artırmaya hem de yeni alanlarda atılım yapmaya odaklanmıştır. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün tamamlanması ile Türkiye’nin lokomotif şehirlerine ve Avrupa’ya ulaşımın kolaylaşması sayesinde, bahsettiğimiz tüm bu sektörlerdeki büyümede önemli bir sıçrama gerçekleştireceğimize, yeni birçok dünya markası çıkaracağımıza inanıyorum. MÜSİAD Çanakkale Şubesi olarak, derneğimizin ortak ilke ve değerleri çerçevesinde buluştuğumuz paydaşlarımız ve üyelerimiz ile bu vizyon doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyor, bu dayanışma ruhunun bereketinin ülkemizin ve bölgemizin maddi ve manevi yönden gelişmesine katkı sağlamasını ümit ediyoruz” dedi.
 
CHP VE İYİ PARTİ GENEL BAŞKANLARINA 18 MART ELEŞTİRİSİ
Kongrede konuşan AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Şehitler Abidesinde 18 Mart’ta gerçekleşen resmi törene katılmayan, aynı gün içerisinde kente gelerek Şehitler Abidesi’ne çelenk bırakan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i eleştirdi. Turan, “18 Mart gibi, 10 Kasım gibi daha ötesinde Kurban ve Ramazan Bayramı gibi milli değerlerimizde özel günlerimizde ne olur parti kavgası yapmayın. İkilik yapmayın, resmi törenlere katılın dedik. 18 Mart vesilesiyle meclis başkanımız, bakanlarımız, ordu komutanlarımız, bütün STK’larımız ile şehitlikte törene katıldık. Ancak resmi törenden sonra diğer partiler orada çelenk koydular. Bu yanlış. Devlet bir tanedir. Bayrak bir tanedir. İstiklal Marşı bir tanedir. 18 Mart bir tanedir. Tören bir tane olur; 19’unda gel çelenk koy lafımız yok, 20’sinde gel, her gün gel lafımız yok. Ama meclis başkanın olduğu yerde, genelkurmay başkanın olduğu yerde, bizim milli donanmamızın, uçaklarımızın tören yaptığı yerde katılmayıp uzaktan izleyip, bittikten sonra çelenk koymanın hangi anlama geldiğini ben siz kıymetli iş adamlarının taktirine bırakıyorum. Siyasi partilerin ve ideolojiler farklı olmasına rağmen milli değerler tektir. 18 Mart tektir, 10 Kasım tektir, 19 Mayıs tektir. Bu törenlerin tek olması lazım. Aramızda farklı fikirler olabilir, siyasi partilerimiz farklı olabilir, ideolojilerimiz farklı olabilir. Ama ülkemiz tek. Sayın Kılıçdaroğlu’na ve Sayın Akşener’e sitem ediyorum. O sabahki törenlere katılmayıp, sonradan çelenk koymanın hangi anlama geldiğini, HDP’lileşen bir anlayış olduğunu vurgulamak istiyorum. Müdahale edin, uyarın bunları yapmasınlar. 19’unda ve 20’sinde gelsin, çelenk koysunlar ama 18’inde gelmişsen; meclis başkanıyla beraber, valiyle beraber orda olmak durumundasın, bize yakışan budur” diye konuştu.
 
Turan konuşmasının devamında HDP’nin kapatılmasıyla ilgili olarak açılan dava konusuna değinerek, Türkiye’nin kendi hukuk mecrası içerisinde atılan adımların son dönem çok ağır gündem olduğunu ifade ederek şunları söyledi; “Bir siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davası açtı. Söz bundan sonra yargının, bizim değil. Yargı ne derse başımızın tacı. Ancak bugün gazetelere baktığımızda, 'vay demokratik bir ülke de dava mı açılır' dendiğini, bazı siyasi partilerin bunu en büyük gündem yaptığını görüyoruz. Ben de söylüyorum, demokratik bir ülkede terör illeti mi olur. Biz yıllardan beri bağırmaktan Meclis’te, boğazımız patladı. PKK’yı kınayın dedik, Kandil’i terk edin dedik. 6 milyon aziz mübarek insan size Kandil'in aparatı olun diye oy vermedi. Demokrasi içerisinde kalın, ülkeyi büyütün, dertleri ifade edin diye oy verdi. Neden siz milletin iradesini başka başka örgütlere saçıyorsunuz, veriyorsunuz diye hep eleştirmedik mi? Şimdiye kadar hiçbiri 18 Mart’a katıldı mı, şimdiye kadar hiçbiri şehit cenazesine katıldı mı bu arkadaşlarımız, şimdiye kadar Meclis'te Amerika’ya, İsrail’e karşı, Azerbaycan’ın, Libya’nın yanında değişik zamanlarda ortak bildiriler oldu. Her parti attı o imzayı ama o parti atmadı. Nasıl Türkiye partisi bu. O yüzden yargının diyeceği, vereceği karar başımızın tacıdır. Ama şunu söylemek isterdim değerli arkadaşlar. Yıl 2010, AK Parti bir anayasa değişikliği teklif etti. İyi takip ettiniz. Madde madde, 20 küsur madde görüşüldü. Bir maddede, Türkiye’de parti kapatmaların zorlaştırılması neredeyse imkansız hale gelmesi teklif edildi. Cumhuriyet savcılığı davayı açamayacak, iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne değil, önce Meclis’e gönderecekti, maddeye göre. Meclis'te tüm siyasi partiler eşit temsille, eşit üyeyle o iddianameyi görüşecekler, eğer Meclis'teki partilerin 4/3’ü ancak dava açılsın derse o iddianame Anayasa Mahkemesi'ne konu olacaktı. Ama buradan hatırlatmak isterim hem CHP hem HDP o değişikliğe ‘Evet’ demediler. Niye demediler biliyor musunuz; çünkü o zaman AK Parti’nin kapatılması isteniyordu. Çünkü o zaman Refah Partisi’nin ve devamının kapatılması isteniyordu. Siz kendine demokrat, başkalarına değil derseniz. Gün gelir hesap döner ayağınıza dolaşır. Keşke bugün eleştiren arkadaşlar o gün de aynı hassasiyetle Türkiye’de partilerin kapatılmasına ‘Hayır’ deselermiş. O gün o maddeyi düşürenler, o maddeyi Meclis'ten geçirmeyenler, bugün ağlar gibi yapıyorlar. Bu adil değil, bu demokratik değil. Hatırlayın, Ufuk Uraz var, yazar- gazeteci, o zaman HDP’nin ismi BDP olan partinin vekiliydi. HDP’nin o maddeye ‘Evet’ dememesinden dolayı partiyi terk edip, ayrıldılar sonra. 2010 yılında CHP de HDP de parti kapatmalarına ‘Hayır’ diyen partilerdir arkadaşlar. Biz tüm bunlara rağmen Türkiye’mizi, Çanakkale’mizi büyütmeye devam edeceğiz. Biz tüm engellemelere, tüm uluslararası operasyonlara, onların Türkiye'deki uzantılarına rağmen Türkiye’mizi büyütmeye, MÜSİAD ve benzeri kurumlara omuz vermeye, onların desteğiyle, vizyonuyla ayağa kalkmaya, ekonomimizi büyütmeye hep beraber çalışacağız." MÜSİAD Çanakkale Şubesi'nin 5'inci Genel Kurulu'nda, mevcut başkan Şerif Mutlu güven tazeledi.
 
Gülçin AKIN