DİSK Emekli Sendikası’nın kuruluş yıldönümü olması sebebiyle Çanakkale’de çelenk koyma töreni düzenlendi. 1995 yılından bu yanan bir kere kapatılan ve hukuki mücadele başlatarak 2019 yılında tekrar kurulan DİSK Emekli Sendikası, emeklilerin haklarını savunmak adına yollarına devam edeceklerini vurguladı.
 
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen tören, Atatürk büstüne çelenk koyulmasının ardından saygı duruşu ile devam etti. Pandemi nedeniyle az katılımlı gerçekleşen törende Şube Başkanı Yusuf Ertürk, konuşma yaparak, sendikanın vermiş olduğu mücadeleden bahsetti. Başkan Ertürk, “Biz emekliler olarak en genç yaşta, en dinamik durumda ülkemizin ekonomisine artı değer yaratılmasında, istihdam yaratılmasında büyük emek verdik. Sonuçta emekli olduk. Emekliler olarak diyoruz ki; insanca yaşama hakkımızın en doğal bir hak olduğunu söylüyoruz. Bu hakkımızı elde etmek için örgütlü mücadelenin gereğine inanarak tüm emeklileri, Emekliler Sendikası’nın çatısında örgütlemeyi amaç edindik. Örgütlü mücadelenin, sendikamızın yasal dayanağını Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu Avrupa Temel Haklar Sözleşmesi’nin 12.maddesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23.maddesi gibi uluslararası anlaşmalarda ‘Herkes hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek için sendika kurma ve üye olma hakkına sahiptir’ net ve açık belirtilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının 90.maddesine göre yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmeler kanunlarında üstünde hükmü ittiba etmektedir. Bu güvence altında kurulan sendikamız, 12 Temmuz 1995 yılında 149 arkadaşımız tarafından kuruluş dilekçesi verilmiştir ancak arkasından kapatma davası başlatılmış ve mahkeme bu doğrultuda kapatma kararını vermiştir. Bu kapatma kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Türkiye’nin aldığı kararlar doğrultusunda karar vererek sendikamızın kapatmasını onaylamıştır. Öyle bir güvence altında kurulan sendikamızın, mevcut iktidarın, tek adam yönetiminin, bütün antidemokratik uygulamalara rağmen sendikamızın kapatılması bizim mücadelemizden geri adım atmasını engelleyememiştir. Toplanan yönetim kurulumuz aldığı bir kararla sendika ismindeki ufak bir değişikle ikinci bir kuruluş aşaması için 25 Şubat 2019 tarihinde dilekçesini resmi makamlara vermiştir. Ardından Ankara valisi kapatma davası açmıştır ve bugün hala mahkemede kapatma davası sürmektedir” ifadelerini kullandı.
 
“BU MÜCADELENİN HAKLILIĞINA İNANIYORUZ”
“ Biz emekliler olarak diyoruz ki; sendikamız DİSK’in üyesidir aynı zamanda Avrupa Emekliler Derneği’nin ve Yaşlılar Derneği’nin üyesidir. Bu güvence altında kurulan sendikamızı kapatmaya hiçbir gücün yetmeyeceğini buradan haykırıyoruz. Bu mücadelenin haklılığına inanıyoruz” diyen Ertürk, “Haklı mücadelemizin geleceği için gerekirse bir ölürüz bin doğarız. Kapatılan sendikamızın arkasında daha güçlü, daha kararlı bir şekilde mücadelemizin bayrağını gökyüzünün maviliklerine yükseltmeye kararlıyız. Biz emekliler olarak diyoruz ki; DİSK bizim gözbebeğimizdir, DİSK’in geleceğini, geleneklerini geleceğe taşımak için söz verdik. Bu sözümüzü yerine getirmekte kararlıyız. Bu kararlı inancımızla diyoruz ki emperyalizme, kapitalizme, her türlü gericiliğe, faşizme, haksız savaşlara karşı verilen mücadele ve aynı zamanda 63 milyon emekliyi sendikamız saflarında bir araya getirme mücadelesi taşıyan sendikamızın kuruluşu kutlu olsun diyoruz” dedi.
 
“BU HAKKIMIZ YOK SAYILMIŞ, SENDİKAMIZ KAPATILMIŞTIR”
Ardından Disk Emekli Sen Çanakkale Şubesi Mali Sekreteri Keziban Buldu, sendikanın kuruluşunun önemine dair yaptığı açıklamada, “Biz, Türkiye emeklilerinin temsilcisi, 13 milyon emeklinin sesi DİSK Emekliler Sendikasıyız. 25 Şubat 2021 itibariyle sendikamız resmi olarak kuruluşunun ikinci yılını kutluyor. Resmi olarak diyoruz çünkü 1995 yılından itibaren verdiğimiz mücadelenin önemli bir kısmı emeklilerin sendikal hakları olduğuna ve sendikal özgürlüklerinin tanınması gerektiğine dair ilgili makamlarla mücadele halinde geçti ve geçiyor. Sendikal haklar ülkelerin ve devletlerin keyfiyetine ve işçilerine bir lütuf gibi gösterilmesine engel olunmak amacıyla uluslararası anlaşmalar tarafından güvence altına alınmış ve Türkiye’de bu anlaşmaları imzalayarak taraf olmuştur. Ancak, söz konusu olan 13 milyon emeklinin örgütlenmesi olduğunda sayısız kez bu hakkımız yok sayılmış ve sendikamız kapatılmıştır. Biz ise bu hukuksuz muameleye rağmen her defasında daha güçlü ve daha örgütlü bir şekilde yeniden kurulduk. Emekli-Sen’in defalarca artık rahatlıkla baskı ve yıldırma politikası olarak tanımlayabileceğimiz kapatılma serüveni bizlere sendikal hakların ülkemizde pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve iktidarların iki dudağının arasına baktığını kanıtlamaktan başka bir şey göstermiyor” diye belirtti.
 
“YILMADIK, YILMIYORUZ VE YILMAYACAĞIZ”
Buldu, açıklamasının devamında, “Ülkemizde işçi sınıfının örgütlenmesi ve emeklilerin de bu hak mücadelesinde yer almasında hem iktidarlar hem de kurulu düzen sahipleri büyük çekince duyuyor. Duymaya devam etsinler çünkü biz ikinci yılımızı bir önceki yıldan daha büyük, daha güçlü ve daha inatçı bir şekilde kutluyoruz! Yılmadık, yılmıyoruz ve yılmayacağız. Emekli-Sen olarak emeklilerin ücret ve hakça yaşam taleplerinin haklı olduğunu bilmek bizi her zaman daha güçlü ve daha kararlı yapmıştır. Ancak; özellikle son bir yılda yaşadıklarımız emeklilerin mücadelesinin ne kadar gerekli ve ne kadar isabetli olduğunun bir göstergesi olarak görülebilir. Emekli-Sen varsa emekliler toplumun ve çalışma yaşamının dışına itilemez ve yalnızlığa mahkum edilemez. Emekliler pandemi sürecinin hemen başında evlerine hapsedilmiş ve toplumsal izolasyona maruz bırakılarak adeta kendi kaderlerine terk edilmişlerdir. Bu konuda yaptıkları her itiraz göz ardı edilmiş ve herhangi bir ücret güvencesinden ve toplumsal güvenceden yoksun bir şekilde bir yandan ülkemizin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik sorunlar karşısında bir yandan da salgın hastalık karşısında yalnız bırakılmıştır. Emeklilerin örgütlü ve hak arayan, aktif siyasal yaşama katılımının sağlandığı bir ülkede tüm bunlar söz konusu olamazdı. Bu yüzden biz defalarca kapatıldık; mücadelemizin haklılığından güç alarak defalarca yeniden kurulduk. Emekli-Sen varsa emekliler toplumun ve çalışma yaşamının dışına itilemez ve yalnızlığa mahkum edilemez. Emekli-Sen’i susturmaya ve haklı mücadelesinden döndürmeye gücünüz yetmez; yetmeyecek. Ülkemizin dört bir yanında iktidar partisi ve ona bağlı kuruluşlar kongre ve konferanslarını pandemi süreci boyunca kesintisiz ve kapalı alanlarda, pandemi dolayısıyla oluşan sağlık önceliklerini hiçe sayarak gerçekleştirirken Emekli-Sen olarak bizim ve hatta daha birçok kurumun kongreleri iptal edilmiştir. Pandemi sürecinden en çok etkilenen kesimlerin başında gelen emeklilerin bir araya gelerek sözlerini söyleme imkânları ellerinden alınmış; emekli zamlarına ilişkin eylemlerimiz başta olmak üzere hak aramak için ne zaman sesimizi duyurmak istesek eylemlerimiz ve basın açıklamalarımız engellenmeye çalışılmıştır” ifadelerini kullandı.  
 
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRME KARARLILIĞINDA OLDUĞUMUZU İLAN EDİYORUZ”
Buldu’nun açıklaması şu şekilde sona erdi: “Hem ülkemiz hem de dünyamız kara bir dönemden geçmekte ve patronlar kârlarına kâr katarken işçiler ve emekçiler her geçen gün ağır baskı ve sömürü koşullarında çalışmaya ve diğer yandan da virüsle mücadele etmeye çalışmaktadır. Emekli-Sen’in mücadelesi yalnızca emekli işçi ve emekçilerin değil; aynı zamanda hali hazırda aktif çalışma yaşamında bulunan işçilerin ve emekçilerin mücadelesiyle bir arada yürüdüğünde ve onlarla beraber hak arama mücadelesine katkıda bulunduğunda değerlidir ve anlam kazanmaktadır. İktidarın herkesi terörist ilan eder tutumu ve yaptırımları bizleri tıpkı Boğaziçi Üniversitesi’nde direnen torunlarımız gibi yıldırmamakta; aksine memleketimizle olan bağımızı güçlendirmektedir. İstiyorlar ki her olumsuzluk ve her hak gaspında susalım ve ses çıkarmayalım. Son birkaç aydır görüyoruz ki en yaşlısından en gencine Türkiye artık iktidarın çizmiş olduğu kalıplara sığmamaktadır. Sığmayacaktır! Emekli-Sen ikinci yılında hem gençlerle hem de işçi ve emekçilerle yan yana mücadele etmekten büyük bir onur ve gurur duymaktadır! Emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret almanın, emekli ücretlerinin sadece enflasyona endeksli değil; milli gelir artışı da göz önüne alınarak belirlenmesinin, emekli ücretleri arasındaki farklılıkların giderilmesi için acilen bir intibak yasasının hayata geçirilmesinin, emeklilikte yaşa takılanlar adı altında yaratılan sorunun bir an önce eşitlikçi bir biçimde çözüme kavuşturulmasının, sağlık hizmetlerinde katkı payının kaldırılmasının ve kamusal sağlık hizmetinin sağlanmasının, emeklilikte yaşayabileceğimiz güvenli çevre şartlarının oluşturulmasının, toplumla ilişkilerimizin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının, bizleri ilgilendiren her türlü politikanın hazırlanma sürecine aktif olarak katılmanın ve tüm bunlar için toplu sözleşmeli sendikal hakkımızın tanınmasının mücadelesini veriyoruz. Taleplerimiz açık ve nettir. Baskılar ve yıldırma politikalarının karşısında yılgınlık değil direniş göstermek üzere yıllardır sürdüğümüz mücadelemizin bayrağını daha da yükseltmek için tüm inancımızla yolumuza devam ediyoruz. Biliyoruz ki bizim geçmişimiz ne iki yıl önce Ankara Valiliği’ne verdiğimiz kuruluş dilekçemize dayanır ne de 1995 yılına dayanır. Bizim tarihimiz Anadolu toprakları kadar eski ve dünyanın dört bir yanındaki emek mücadelesiyle birlikte ilerlemektedir. Sendikal hak ve özgürlüklerin engellenme çabası da aynı şekilde bu tarih kadar derine inmektedir. Geldiğimiz noktada; bir an olsun yılgınlığa düşmeden ve gücümüzü kaybetmeden, aksine örgütlülüğümüzü ve gücümüzü artırarak mücadelemizi sürdürme kararlılığında olduğumuzu ilan ediyoruz. Emeğin ve alınterinin hakkını alana dek bir adım geri çekilmek yok, yılgınlık yok, ülkemizden ve emeğimizden asla vazgeçmeyeceğiz.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN