Çanakkale Görme Engelliler Spor İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Akif Telli, Kent Konseyi’nin ‘Konuşuyorum’ adlı programına konuk olarak, pandemi döneminde engellilerin yaşadığı sıkıntıları aktardı.
 
Pandemi döneminde engelli vatandaşların yaşadığı sıkıntıları ve bu dönemin onları nasıl etkilediğini anlatan Çanakkale Görme Engelliler Spor İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Engelliler Komisyonu Başkanı Akif Telli, bazı farklı sıkıntıların da ortaya çıktığını anlattı.
 
Telli, öncelikle pandemi dönemini engelli vatandaşlar adına değerlendirerek, “Pandemi dönemi ilan edilmesinin ardından ülkemizde de belli başlı kısıtlamalar başladı. Mart’ın 15’inden sonraki büyük çapta kısıtlamalar oldu. İlk etapta sosyal faaliyetlerin kısıtlanmasıydı. Ardından kamuda çalışan engellilere idari izin verilmesiydi. Sokağa çıkma yasakları yaş gruplarına göre ve bu kısıtlamalarla birlikte, ilk başta özel çocuklarımızla ilgili sıkıntılarımız oluştu. Özel çocuklarımızın en büyük aktivitesi sosyal faaliyetlerdi. Aileleri açısından evlere hapsolmuş çocuklar büyük bir sıkıntı oluşturmaktaydı çünkü streslerini atacak bir alanları yoktu” dedi.
 
“BİRÇOK YERDE ENGELLİLER ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİ”
Mart ayından itibaren başlayan tedbirler kapsamında kamu kurumlarındaki engelli çalışanların idari izinli sayılmasına rağmen, özel sektörün bu konuda duyarlı olmadığını belirten Telli, “Görme engelliler açısından ise idari izin verilmesine rağmen bazı kurum ve kuruluşlar, özel sektörler hala engelli personellerini çalıştırmaya devam etmişti. Pandemi döneminde biz total görmeyenlerin, bedensel engelli olup da tekerlekli sandalye veya akülü sandalye ile hareket eden vatandaşlarımızın ve özel gereksinimli istihdam altındaki çocuklarımızın süreç bitene kadar idari izinli sayılması için birçok yere yazışmamızı yapmıştık. Tabi bunlar netice bulmadı. Kamuda engelliler izinliyken, birçok yerde engelliler çalışmaya devam etti. Haziran ayına kadar bu şekilde sürdü, Haziran ayında cumhurbaşkanlığı genelgesi tüm engellilerin idari izinleri kalktı” ifadelerini kullandı.
 
“ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARIN BÜYÜK BİR STRES ALTINDA GEÇİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
“Bu süre içerisinde özel gereksinimli çocukların evlerde sıkıldığı ve bununla ilgili büyük sıkıntılar yaşandığını aileler dile getirince valilikler de bunlarla ilgili tedbirler almaya başladı” diyen Telli, “Yaş sınırlaması ile ilgili sokağa çıkma kısıtlamalarına esneklik getirdiler ve özel gereksinimli çocukların ailelerinden bir bireyle belli bir çerçevede hareket edebilmelerini sağladılar ama bu süreç yine de en çok özel gereksinimli çocukların sosyal aktivitelerden uzak, büyük bir stres altında geçirdiğini görüyoruz. Diğer engelli gruplarında en büyük sıkıntı ortopedik engelli, total görmeyen ve ağır görme engelli olan kişiler de sıkıntılar yaşadığını gözlemledik. Eğitim kurumları şu an kapalı. Milli Eğitim ve Milli Eğitim’e bağlı özel denetimli kurumların sadece kreşler düzeyindeki eğitim kurumları hariç özel gereksinimli çocukların rehabilitasyon merkezi gibi yerler kapalı. Buradaki amaç hem sosyal mesafeyi aşmamak, teması azaltmak amaçlı ama her ne kadar normal öğrenciler online ve EBA üzerinden eğitim ihtiyaçlarını gidermiş olsa da özel gereksinimli çocuklarımızda bu büyük sıkıntı. Özel gereksinimli çocuklarımız için böyle bir platform yok. Eğitim merkezleri de kapalı olduğu için eğitimden ve sosyal yaşamdan uzaklar” bilgisini paylaştı.
 
“SOSYAL AKTİVİTELERDEN UZAK DURMASI GELİŞİMLERİNİN ENGELLENMESİNE NEDEN OLUYOR”
Engellilerin kısmi kısıtlamalarının yanı sıra pandemi ile beraber daha çok kısıtlandıklarını söyleyen Telli, “Engelliler bu tür salgından etkilenecek ilk grup arasında. Her engel grubunu bunun içerisine koymak mümkün değil. Total görmeyenler, özel gereksinimli çocuklar, ortopedi engellilerin ağır olanları bunlar birinci dereceden risk grubunda çünkü total görmeyen bir insan nereye dokunduğunu göremiyor. Özel gereksinimli çocuklarımızda dışardan komut alarak hareket ettikleri için virüslü alanların nereler olduğunu, ne şekilde davranması gerektiğini bilmediği için dışarıya çıkmaması iyi ama sosyal aktivitelerden uzak durması onların sosyal ve psikolojik gelişimlerinin engellenmesine neden oluyor” diye konuştu.
 
“İŞİTME ENGELLİ BİREYLERİMİZ BUNDAN FAYDALANAMAZ”
Telli, bu süreçte psikolojik destek almak isteyen engelli vatandaşların bazılarında da sıkıntılar yaşandığını anlatarak, “Engelli arkadaşlarımızın bağlı bulunduğu STK’lar kısıtlamaların kalkması ile sosyal faaliyetlerine mutlaka başlayacaktır ama devlet düzeyinde sosyal ve psikolojik gelişimleri ile ilgili bu dönemdeki yaşamış olduğu zararlarla ilgili destek süreci veya terapi süreci başlatılacak mı onu bilmiyorum. Bununla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Bizim bir görüşmemiz olmadı. Ama Covid ile ilgili psikolojik destek hatları kurulmuştu. Normal vatandaşlarımız bu hatlardan faydalanabilir ya da görme, fiziksel engel de faydalanabilir çünkü telefon görüşmesi ile danışmanlık veriliyor. Ama özel gereksinimli veya işitme engelli bireylerimiz bundan faydalanamaz. Bizim toplumumuzda temas etmek sevginin, dostluğun, kardeşliğin simgesidir. Temasın her türlüsü bir anlam ifade ediyor. Bu temas etmek engelliler de daha büyük anlam kazanıyor. Çünkü her engel grubunun kendine göre bir dezavantajı var. Örneğin görme engelliler dokunarak ve hissederek hareket ediyor. Bu dokunsal duyguyu ortadan kaldırdığınız için psikolojik anlamda da ciddi etkileşim oluyor. Bu pandemi döneminin toplumumuza getirdiği bazı sıkıntılar dezavantajlı insanlar da daha büyük sıkıntıya dönüştü” dedi.
 
“SÖYLEMİŞ OLDUĞUMUZ SÖZLER DİKKATE ALINMIYOR”
Karar alma mekanizmalarında yeterince yer aldıklarını düşünmediklerini söyleyen Telli, “Sosyal faaliyetlerin durması ile birlikte engelli STK’lar da faaliyetlerini minimum düzeye düşürmüş oldu hatta birçoğu hiçbir faaliyet dahi yapamaz durumda. Kamu kurumlarının engelli STK’lar ile iş birliği devam ediyor. Yerelde engelli vatandaşlara ulaşım aşamasında, Mart ayında kurulan Vefa Grubunun engelli vatandaşları gözardı etmedi. Engelli vatandaşlar içerisinde maddi durumu olmayanlara gıda destekleri gibi engelli STK’ları ile iletişime geçildi. Sağlık alanında veya farklı alanlarda engellilerin iletişimini gerçekleştirmek için kamu kurumları diyalog halinde çalışmalarını yürüttü ve yürütmeye devam ediyor. Biz görüş ve önerilerimizi resmi olarak bildiriyoruz ama ne kadar bildirsek de bizim yapmış olduğumuz veya söylemiş olduğumuz sözler dikkate alınmıyor. Sonuçta yerelde çalışma yapıyoruz ama bu zamana kadar alınan kararların çoğu merkezi kararlar olduğu için ve yerelde uygulayıcı kurumlar da merkezi kararları baz alarak uyguluyor” ifadelerini kullandı.
 
KAMUDA ÇALIŞTIRILMASI GEREKEN YÜZDE 3 ENGELLİ KOTASI HALA DOLMADI
Akif Telli, son olarak ise engellilerin bu dönemdeki iş istihdamı konusuna değinerek şunları söyledi: “Engelliler de diğer vatandaşlar gibi toplumun bir parçası ve Türkiye’de yaşayan 80 milyon insan gibi onlar da her türlü olanaklardan faydalanarak yaşaması gereken bir kesim. Engelliler toplumun diğer kesiminden hiçbir farkı yok. Sadece duyusal veya fiziksel farklılıkları hariç. İstihdam alanında engelliler toplumun diğer alanına göre kısıtlanmış durumda. Bunun örneğini de kamuda çalıştırılması gereken yüzde 3 engelli kotasının hala doldurulmamış olması, özel sektörde çalıştırılması gereken yüzde 3 engelli kotasının hala doldurulmamış olması ve buna yönelik çalışmaların da pandemi süreci ile durdurulmuş olması gibi değerlendiriyoruz. Engelli vatandaşlarımızın kamuya alım sınavı e-KPSS takvim bakımından Nisan ayında yapılması gerekirken, Eylül ayına ertelendi. Sonra da Kasım’a ertelendi ve sınav yapıldı engellilerin baskısı üzerine. Fakat 2020 yılı içerisinde, kamuya engelli istihdamı konusunda ciddi bir adım atılmadı. Kaldı ki özel sektör pandemi sürecinden en çok etkilenen kısım olduğu için özel sektöre de alım konusunda en azından yerel bazda alım olduğu konusunda bilgi almadık.”
 
Sevi Gözay UĞURLU