Pandemi sürecinde 'Aile Eğitimleri' kapsamında programlar hazırlayan Çanakkale İl Müftülüğü, ‘Ailede Mahremiyet’ konulu söyleşisini Vaiz Macide Altunkaya’yı konuk alarak gerçekleştirdi. Altunkaya, mahremiyet söz konusu olduğunda sosyal medyada aynı kurallara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
 
Din Hizmetleri Uzmanı Güler Çengel’in sunuculuğunu yaptığı programda, ‘Ailede Mahremiyet’ ele alındı. Vaiz Macide Altunkaya ile yapılan söyleşide, konuyla ilgili vatandaşlara bilgiler verildi. Vaiz Altunkaya, mahremiyetin tanımını yaparak, “Mahremiyetin terim anlamını şu şekilde ifade edebiliriz; korunan, gözetlenen, muhafaza edilen, izole edilen kavramı içerir. Mahremiyet kavramını anlayabilmek için emanet kavramını iyi algılamak gerekiyor çünkü bizlere Rabbimiz hayatımız ve vermiş olduğu nimetleri kendi mülkümüz gibi mi göreceğiz, yoksa Rabbimizin emanetinin her türlü kural koyma yetkisi onun mudur diye cevap vermemiz gerekiyor. Muhakkak ki bizim bedenimiz ve sahip olduğumuz tüm nimetler Rabbimizin emanetedir ve bunları nasıl, ne gibi yerlerde kullanmamız gerekiyor gibi kuralları Rabbimiz belirlemektedir” diye belirtti.
 
“BEDEN MAHREMİYETİ İLE ALLAH BU HAYSİYETİNİ KORUMAYI AMAÇLAMIŞTIR”
Mahremiyetin alanlarından bahseden Vaiz Altunkaya, “Mahremiyetin alanlarını şu şekilde sınıflandırabiliriz; Kuranı Kerim’de ve Hz. Peygamberin Hadis-i Şeriflerinde bizlere anlatılan mahremiyet alanları var. Bunlar beden mahremiyeti, mekan mahremiyeti, bilgi mahremiyeti ve sosyal medya mahremiyeti alanları var. Beden mahremiyeti; Allah’ın yaratmış olduğu insanı en güzel surette yaratmıştır ve yaratılanların en şereflisi konumdadır insanoğlu. İnsanın onurunu, haysiyetini koruması gereken bir olgudur. Beden mahremiyeti ile Allah bu haysiyetini korumayı amaçlamıştır. Beden mahremiyeti denildiğinde akla gelen bedenin örtülmesi konusudur. Bu insanın fıtratından gelen ihtiyaçtır” dedi.
 
“UYGUN DİLLE BU EĞİTİMİ VERMELERİ GEREKMEKTEDİR”
Altunkaya, bu eğitimin çocuklara verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu eğitim bebek doğduktan itibaren başlar aslında. 2 yaşından sonra tuvalet eğitimi verirken, çocuğa banyo yaptırırken onun bedenine olan saygısını gösterebilmek için uygun mekanlarda bu işlemleri yapması gerekiyor ki çocuk bedeninin önemli olduğunu bilgisine varsın. İleriki yaşlarda bu eğitim verilirken bunu yapmak ayıptır, günahtır diye ağır sözlerle değil de bunu yaparsan daha uygun olur diye anne-babalar çocuklarına olağanüstü bir şey anlatıyor gibi olmadan uygun dille bu eğitimi vermeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
 
“Çocuklar, sosyal medyadan, çizgi filmlerden, farklı imajlar alıyorlar ama anne-baba bu eğitimi düzgün bir şekilde verdikten sonra zaten çocuk kavrayacaktır. Bu doğru mudur yanlış mıdır diye kendisi de sorgulama içine girip, doğru yolu bulabilecektir” diyen Altunkaya, “Yakın çevredeki akrabalar, tanıdıkların da bu konuda şakalar yapmaması, benzetmeler yapmaması gerekmektedir. Bu durum çünkü çocuklarımıza normalleştirmesine neden olmaktadır” diye konuştu.
 
“BİZİM DE ÇOCUKLARIMIZIN ODASINA GİRERKEN İZİN İSTEMEMİZ GEREKMEKTEDİR”
Mekan mahremiyetine ile ilgili olarak ise Vaiz Altunkaya, “Herkesin özel alanları vardır. Kendi odası, aile bireylerin yaşadığı evler bizim özel alanlarımızı ifade eder. Yine bu noktada, Hz. Peygamber buyuruyor; biriniz odasına girerken izin istesin. Çocuğunuz ebeveynlerin odasına girerken izin istesinler. Nasıl ki çocuklarımız bizim odalarımıza girerken izin istiyorlarsa, bizim de çocuklarımızın odasına girerken izin istememiz gerekmektedir. Bu şekilde çocukların hem kendisine özsaygısı gelişmiş olur ve de bu sınırlar dahilinde yaşamak hepimiz için daha faydalıdır. Pandemi sürecinden dolayı herkesin evde olması sebebiyle mahremiyet sıkıntısı ortaya çıkabilir. Ancak biz bu kuralları oturttuktan sonra bunlar aşılabilir meselelerdir” ifadelerini kullandı.
 
“SANAL ALEMDE DE ALLAH’IN EMİR VE YASAKLARINI UYGULAMALIYIZ”
Altunkaya, bilgi mahremiyetinin özellikle günümüzde çok önem kazandığını söyleyerek, “Herkes duygusunu, düşüncesini belgelere, deftere, teknolojik çağda telefon, bilgisayar gibi yerlere depoluyoruz. Bunları saklamak, gizlemek isteyebiliriz. Hz. Peygamberimiz diyor ki; bir kişinin izinsiz mektubunu okumak aynı ateşe bakmak gibidir. Bu noktada aile bireylerimizin, tanıdıklarımızın alanlarına saygı göstermemiz gerekiyor. Aile içerisinde yaşanan bilgilerin o ortamda kalması gerekiyor. Yakın çevreye bu özel bilgilerin paylaşılmaması gerekiyor. Günlük hayatımızda nasıl Allah’ın emir ve yasaklarını alıyorsak, sanal alemde de Allah’ın emir ve yasaklarını uygulamalıyız. Günlük hayatta mahremiyet sınırlarımıza dikkat ediyorsak, sanal alemde de görsel paylaşımlarımıza sözel paylaşımlarımıza bu tür sınırları bilerek paylaşım yapmalıyız. Çocuklarımızın fotoğraflarını koyarken buna da çok özen göstermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
Gülçin AKIN