2020 yılı içerisinde koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerden olan turizm, 2021 için beklentileri çok daha farklılaştı. Çanakkale Turistik Otelciler ve Yatırımcılar Derneği (ÇATOD) Başkanı Armağan Aydeğer, gelecek sene için çok daha umutlu olduklarını söyleyerek, dünya üzerinde değişen turizm anlayışının Çanakkale’nin de ayak uydurması ve bu konuda kendine yeni stratejiler üretmesi gerektiğini söyledi.  
 
ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, 2020 senesindeki turizm sektörü için yaptığı değerlendirmede, “2020 yılı tüm dünya turizmi açısından belki de çok uzun zamandır yaşanmamış olan sıkıntılı bir süreci yaşamamıza neden oldu ve bu süreçte koronavirüs dışında birçok talihsiz durumla karşı karşıya kaldık.  Covid 19’un etkileri tüm turizm sektöründe halihazırda da bunun etkileri tüm turizm sektöründe devam ediyor. Yüzde 80’e yakın daralmaya sebep oldu dünya genelinde. Bu sürecin aşı çalışmaları ve yaygınlaşması ile 2021 yılında çok daha olumlu seyredeceğini umut ediyoruz. Turizm sadece kendi alanında değil yaklaşık 50’ye yakın sektöre can veren lokomotif bir sektör. Aynı zamanda tüm ülkeler için de geçerli olmak üzere çok önemli bir istihdam alanı. Bu sebeplerden ötürü turizmin olmadığı bir dünyanın zaten ekonomik olarak sürdürülebilir olması mümkün değil. Özellikle bizim coğrafyamıza yakın olan bizim ülkeler turizm ile ilgili önemli gelir elde ediyorlar. Bu ülkemiz için de geçerli. Böyle baktığımız zaman 2021’in turizm açısından eski günlerine dönüşe başlaması, çok önemli görüyoruz” dedi.
 
“MİSAFİR TERCİHLERİNDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLER OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
“2021 yılı için, 2020’den daha iyi bir yıl yaşayacağımızı düşünüyoruz. 2019’daki verilere ulaşmamız birkaç yıl alabilir” diyen Aydeğer, “Bu da tabi ki, bu virüs sürecinin ne kadar hızlı dünya genelinde pandemi halinden çıkmasıyla ilgili olacak. 2021 yılı içerisinde, özellikle birçok partnerimizle çok yakın diyalog içerisindeyiz ve onların bu süreçte özellikle 2020’de yaşanan kayıpları telafi etmek için herkesin ortak amaç çerçevesinde çalıştığını da biliyoruz ve bu çalışmalarla bizler de ortak yürütüyoruz. Bölgemizde bu covid sonrasındaki süreçte, misafir tercihlerinde önemli değişikler olacağını düşünüyoruz. Covid ile birlikte tüm dünyada ve bölgemizde, insanların artık seyahatlerinin nüfus yoğunluğu düşük, doğal imkanları daha fazla bölgeleri tercih edeceklerini düşünüyoruz. Bu çerçevede özellikle tabi ki teknolojinin getirmiş olduğu imkanlarla, daha bireysel seyahatlerin ön planda olacağının hissediyoruz. Hava yolu taşımacılığının daha az tercih edileceğini ve kara yolunun daha çok tercih edileceğini öngörüyoruz. Özellikle günümüz turizmi ile alakalı olarak, covid ile pekişen deneyim turizmi çeşitlerinin daha fazla ön planda olacağını, kişilerin kendi içinde yaşayarak deneyimleyeceği aktiviteleri daha çok tercih edeceği, örneğin trekking, bisiklet, dalış gibi, düşünüyoruz. Karakteri, niteliği olan destinasyonların daha ön planda olacağını, kendi kültürel, yerel değerlerinin en uygun şekilde yansıtan yerlerin daha ön planda tercih edilebilir olacağını düşünüyoruz. Destinasyonların pazarlamasında dijital teknolojiler, sosyal medya gibi araçların daha etkin kullanarak kendilerini daha iyi ifade edeceklerini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“NİCELİK OLARAK BÜYÜME DEĞİL NİTELİK OLARAK BÜYÜMEK”
Aydeğer, Çanakkale’nin hem ülkenin hem de dünyanın en hızlı gelişen turizm destinasyonlarından birisi olmaya aday olduğunu vurgulayarak, “Bu kapsamda da özellikle bizlerin çok dikkat etmesi gereken konuların başında, artık nicelik olarak büyüme değil nitelik olarak büyümek, yani kalite odaklı büyümenin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de özellikle de bölgemizin sahip olduğu hem kültürel değerlerinin hem doğal değerlerinin ve gastronomik değerlerinin de çok özenle sunulması ve bu sunum süresinde de sayısal çoğunluklardan daha ziyade kaliteli sunumlara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bölgemiz sahip olduğu potansiyeli destekleyecek çok önemli bir gastronomik ve tarımsal üretim çeşitliliğine sahip. Bundan sonraki süreçte Çanakkale’nin Kuzey Ege gastronomisini temsil etme noktasında adımlar atması gerek. Bizler de önemli çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz. Deneyim konusunda ise, özellikle tarımsal turizm yani kişilerin buradaki tarımsal üretimlerin hasadına dahil olabilecek deneyimlerin sunulmasını önemsiyoruz. Ekoturizm ise bölgemizde Kazdağları başta olmak üzere çok çeşitli. Bu alanların da Çanakkale’yi itme gücüne sahip alanlar. Kültürel değerlerimiz; Tarihi Gelibolu Yarımadamız ve Troya Milli Parkımız, onun çevresindeki Troas Kültür Parkımız gibi birçok kültürel değerimiz de ilerleyen süreçte daha yüksek noktalara taşınmasını sağlayacaktır” diye konuştu.
 
“BALKAN COĞRAFYASINDAN ÇANAKKALE’YE GELMESİNİ KOLAYLAŞTIRACAKTIR”
Aydeğer, “Turizmin en önemli ayaklarından biri ulaşım. Bu noktada, yakın coğrafyalarla kara yolu taşımacılığının önemi artacak. Covid, en azından birkaç sene daha kişilerin daha bireysel seyahatine neden olacaktır. Bu kapsamda da 1915 Boğaz Köprüsü’nün yapılması özellikle Kıta Avrupa’sındaki trafiğin bölgemiz üzerinden geçmesi ve insanların yakın noktalardan, özellikle Balkan coğrafyasından Çanakkale’ye gelmesini kolaylaştıracaktır. İstanbul gibi büyükşehirlerden de Çanakkale’ye olumlu yönde tesir edecektir” dedi.
 
Çanakkale için doğru planlama yapılması gerektiğini söyleyen Aydeğer, şunları belirtti: “Kontrolsüz büyümeye karşı stratejik bir plan üretmemiz gerekiyor. Kesinlikle talebe odaklı bir büyüme değil, bizler nitelikli büyümenin üzerine bir kurgu geliştirmemiz gerekiyor. Kapasite planlaması bu anlamda önümüzdeki günlerin en önemli konularından bir tanesi olacağını düşünüyorum.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN