Avukat İkbal Aytaç, son dönemlerde konuşulan yargı reformu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Aytaç, şu anda sistemin işleyişinde bir sıkıntı olduğunu söyleyerek, “Geçmişte söylenenler uygulanmadığı için bunların da pek uygulanacağını düşünmüyorum. Şimdiki sistemden dolayı HSK ataması ve Anayasa Mahkemelerinin atamasının tek bir kişiden olması yargı bağımsızlığına gölge düşürecektir. Yargı reformunun sağlanabilmesi için de yargı bağımsızlığına ihtiyacımız var” dedi.
 
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk paketinin 2019 yılında TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşmasının ardından, geçtiğimiz günlerde tekrar konuşulan reformlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan 27.Dönem İyi Parti Çanakkale Milletvekili Adayı Avukat İkbal Aytaç, “Türkiye’nin bir yargı reformuna ihtiyacı var ancak şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda yani siyasal konjonktürde bunun çok iyi niyetli bir söylem olduğunu ve hukuktaki boşlukları doldurabileceğini, bir etki yaratabileceğini açıkçası pek düşünmüyorum. Bugün adalet veya hukuk dediğimiz şey; korkusuz yaşam mücadelesi için verdiğimiz değerlerdir. Bunların gerçekleşmesi bu hakkımızın gerçekleşmesi yargının bağımsızlığıyla tarafsızlığıyla olur. Bugün biz özgürlüklerimizi, malımızın, mülkümüzün güvenliğini ancak bu şekilde test edebiliriz. Ancak Türkiye’de şu anda hukuk güvenliğinden de bahsetmek pek mümkün değil. Bizim ilk önce adalete olan güveni sağlamamız için yargı reformundan önce yargı bağımsızlığına ihtiyacımız var. Türkiye’nin siyasetle yargının birbirinden bağımsız olan bir sisteme ihtiyacı bulunmaktadır. Kanunları gerektiği gibi uygulamazsanız bugün yargı reformundan bahsetmeniz de pek de mümkün değil. Bugün Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) atamasından tutun da Anayasa Mahkemesi üyelerinin atanmasına kadar pek çoğu tek bir kişiye bağlı olarak sürdürülüyor. Bu da yargıya olan bağımsızlığa biraz gölge düşüren bir durum” ifadelerini kullandı.
 
“EN BÜYÜK SIKINTILARIN BAŞINDA UZUN YARGILAMALAR GELİYOR”
Geçen sene yasalaşan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk paketini değerlendiren Aytaç,  “Şu an Adalet Saraylarının bazılarında hala mahkeme kalemlerinde duruşma yapılan bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bırakın çevreye uygun olarak yapılmasını geçtik. Ben bununla ilgili çok fazla haksız tutuklama vesaire gibi durumlar olduğu ve bu da tabi Türkiye ile dışa olan güveni sarstığı için bunu uygulamak adına bir adım atıldığını düşünüyorum. Ancak geçmişte söylenenler uygulanmadığı için bunların da pek uygulanacağını düşünmüyorum” açıklamasında bulunarak yargı sistemi hakkında ise şunları belirtti:  “Çıkalım sokağa herhangi birine ‘dava hakkında ne düşünüyorsunuz?’ diyelim, bize der ki; uzun yargılamalar ve sonunda belli olmayan bir durum, bir faaliyetten bize söz eder. En büyük sıkıntıların başında uzun yargılamalar geliyor. Örneğin, siz İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamazsanız kadına karşı olan cinayetleri şiddetlere sebebiyet vermiş olursunuz. Sizin kanunları gerektiği gibi uygulamanız ve bu uygulamayı sağlamak için bağımsız mekanizmaları temin etmeniz gerekmektedir.  Devamında tabi akla gelen pek çok sorun var. Mesela keyfi tutuklamalar, keyfi uygulamalar… Yargılamalar sırasında bu son zamanlarda en büyük problemlerimizden biri hâkimlerimizin sıklıkla değişmesi. Bir yargılamada 3-4 hâkim değişiyor. İfadeyi bir hâkim, tanık beyanını bir hâkim, kararı bir hakim verdiğinde ne oluyor? Karara leke düşmüş oluyor. Hakkaniyet duygusuna adalet duygusu zedelenmiş oluyor. Onun dışında başka bir örnek de vermek gerekirse anayasa mahkemesinin bağlayıcılığının yerel mahkemeler tarafından tanınmaması da en büyük sorunlardan biri. Tabi pek çok sorun var ama benim ilk aklıma gelen en önemli sorunların başında bunlar geliyor.”
 
“KİMSE UNUTMASIN ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLUR”
Aytaç, yargıya hükümetten bir müdahale olduğunu söyleyerek, “Benim gözümdeki baş sorun şu anda Türkiye’deki sistemsel sorundur. Bunun örneklenmesi yaparsak en önemli sorunlardan biri; siz Türkiye’de kalkıp siyasi bir kürsüden ‘Ben anayasa mahkemesinin kararını tanımıyorum saygı da duymuyorum’ dediğiniz takdirde bununla ne kadar iç içe olduğunu ne denli müdahale edildiğini gösterirsiniz. Şimdiki sistemden dolayı HSK ataması ve anayasa mahkemelerinin atamasının tek bir kişiden olması yargı bağımsızlığına gölge düşürecektir. Yargı reformunun sağlanabilmesi için de yargı bağımsızlığına ihtiyacımız var. Yani şöyle söyleyelim; sistem değişecek, sistem değiştikten sonra yargı bağımsızlığı olacak, yargı bağımsızlığını temin ettikten sonra elbette yargı reformu olacak. Ancak bu şekilde zemini sağlamlaştırabiliriz. Kimse unutmasın adalet bir gün herkese lazım olur” şeklinde konuştu.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN