Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Çanakkale-Balıkesir Bölge Başkanı Ahmet Çelik, salgın sonrasında zor durumda kalan seyahat acentalarının şu andaki durumları hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
 
Çanakkale turizmini daha çok canlandırmak ve farklı projelerle şehre dikkatleri çekmek istediklerini söyleyen Çelik, geçtiğimi haftalarda Türkiye’nin izlediği Masterchef yemek yarışmasının Çanakkale’de çekilmesinin, şehrin tanıtımına büyük katkısı olduğunu da belirtti. Başkan Çelik, ayrıca ve 2021’in Haziran ortalarına kadar herhangi bir normalleşme olmazsa Çanakkaleli turizmcilerin esas payın yüzde 65’lik kısmını kaybetmiş olacaklarını söyleyerek, “Bu payı kaybetmek istemiyoruz. 18 Mart gibi hareketin başlamasını hayal ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
TÜRSAB Balıkesir-Çanakkale Bölge Başkanı Ahmet Çelik, pandemi döneminde seyahat acentalarının durumu ile ilgili yaptığı açıklamada, kış mevsimine girerken acentaların mutlaka devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine dikkatleri çekti. Çelik, “Turizm deyince aslında üç alt başlıktan biri seyahat, biri konaklama biri ise rehberlik hizmetleri. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Çanakkale-Balıkesir Bölge Başkanlığı olarak turizmin seyahat kısmıyla ilgileniyoruz. Dolayısıyla, seyahat acentaları, taşıma firmalarına veya kendi taşıma araçlarıyla ve profesyonel turist rehberlerine iş veren ve bunla birlikte tedarikçi anlamında çalışan kuruluşlardır. Seyahat acentaları anlamında, pandemi sürecinde yaşadığımız en önemli değişiklik, devletimizin, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın güvenli sertifika olarak başlattığı çalışmadır. Hem Balıkesir hem Çanakkale’deki seyahat acentalarımız, bu belgelerini tamamladılar. Bir yandan Ulaştırma Bakanlığı’na da bağlıyız çünkü turlarımızda araç kullanıyoruz. Dolayısıyla ulaştırmada, koltuk kapasitesini yüzde 50 indirdik ve bu şekilde çalıştık. Sosyal mesafeyi araç içerisinde de uygulamış olduk bu şekilde. Kültür Bakanlığı’nın güvenli sertifika düzenlemesi altında detayları ile birlikte, araçlarımızda hijyene, maskeye, sertifikanın belirlediği bütün kurallara uyarak yeni bir düzene geçtik. Maske dağıtımı olmayan, dezenfektasyonu olmayan hiçbir aracımız yok. Bu entegrasyonu hem ülke çapında, hem de dünya çapında tamamlamış olduk. Bunun dışında dünyanın ayak uydurduğu ve takip ettiği birçok değişiklik anlamında da salgınla birlikte biz de kendimizi uyarlamaya çalıştık” ifadelerini kullandı.
 
“ROTALAR ANLAMINDA ÇANAKKALE ZENGİN BİR BÖLGE”
Çelik, Çanakkale turizmi anlamında pandemi sürecinden önce yaşanmış önemli bir 2018 Troya Yılı sürecinin olduğunu söyleyerek, “Bu süreçle, kamu kurum kuruluşları, özel teşebbüsler, topyekun hep birlikte tek yumruk olduk ve çok ciddi bir projenin arkasından koştuk. Bu projenin bazı çıktıları oldu. Bunların en başında Troya Müzesi oldu. Karanlık Liman yolu inşa edildi. Türkiye çapında bütün ulusal fuarlarda ve dünyadaki bütün uluslararası fuarlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın takip ettiği ‘Troia’ ismi ile tanıtım yapıldı. Altyapıdaki eksikliklerin tamamlandığı, tanıtım anlamında da dünyada ve Türkiye’de çok ciddi bir tanıtım faaliyetine girildiği bir süreç oldu. Bu sürecin de aslında sonuçlarına ve meyvelerini almaya başlayacağımız bir dönemin arifesinde salgın ile karşılaştık. Troya Antik Kentin girişlerindeki sayılarına bakacak olursak, 600 binlere vardı ve biz 2019-2020 yılında bir milyon sayısını göreceğimize inanıyorduk. Bu eksende çalışmıştık. Bunları beklerken karşımıza salgın çıktı ve elimizde olan değerlerden yola çıkarak hareket etmeye çalıştık. Salgın sürecinde, en çok butik turizmin, outdoor dediğimiz dışarıda yapılan aktivitelerin farkına varıldı ve bunların kıymeti arttı. Bizim bölgemiz zaten Kazdağlarından dolayı çok ciddi bir trekking destinasyonunda bulunuyor. Valilik öncülüğünde Troas Kültür Rotası gibi projeler var ve yine Troya Kültür Rotası adlı tanıtımı yapılmış, birçok kuruluşun desteklediği ayrı bir rota var. Bu rotalarda yürüyen insanlar var. Pandemi döneminde bile insanlar geldiler ve bu rotalarda yürüdüler. Rotalar anlamında Çanakkale zengin bir bölge” diye konuştu.
 
“ÇANAKKALELİ TURİZMCİLER OLARAK YETERLİ BİLGİYE VE TECRÜBEYE SAHİBİZ”
Dalış turizmi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini dile getiren Başkan Çelik, “Seyahat acentalarımız, Rusya’dan dalış turizmi ile ilgili dalgıçların getirildiği bir proje oldu. İlk defa yerli yabancı turistlerin, dalmak için Çanakkale’ye geldiğini gördük. Bu da salgın sürecinde outdoor dediğimiz aktivitelerdendi. Bununla birlikte bisiklet ayrı bir önem taşıyor. Çanakkale Belediyesi’nin belirlediği parkurlarda bisiklete binilebiliyor. Çanakkale’yi köylerine, yarımadaya ve Troya’ya bağlayan rotalar var. Yine bu rotalar tercih edilebilir. Yüzme, koşma, maraton gibi değerler Çanakkale’nin elinde olan değerler ve bunları devam ettiriyor. Dolayısıyla yeni turizm anlayışındaki yerimiz bizim şu an sahip olduğumuz değerlerden, kıymetlerden dolayı sabit. Bunu tanıtmak ve daha ileriye götürmek için biraz cilalamak gerekiyor. Çanakkaleli turizmciler olarak da bunla ilgili yeterli bilgiye ve tecrübeye sahibiz” şeklinde belirtti.
 
“ÇANAKKALE LEZZET ANLAMINDA TAM BİR GASTRONOMİ DESTİNASYONU”
Türkiye’nin en çok seyredilen yemek yarışması programı Masterchef’in geçtiğimiz haftalarda Çanakkale’de çekilmesi ve yarışmada jüri üyelerinden biri olan Ahmet Çelik, bu tarzda projelerin şehre katma değer sağlayacağını vurguladı. Çelik, “Masterchef’i izleyen ve farklı şehirlerde olan birçok arkadaşım arayıp tebrik etti ve ne kadar güzel bir şehirde yaşadığımı söyledi. Çanakkale’nin tanıtımı ile ilgili çok farklı bir perspektiften bakılmış oldu. Peynir üreticilerimizden arkadaşlarımız, üniversiteden hocalarımız ve Çanakkale’nin meşhur bilinen lokantaların sahipleri, otelci arkadaşlarımız bulundu. Kurutulmuş balık ve tonbalığı anlamında Türkiye markasının sahibi olan Çanakkaleli hemşehrimizin de ifade ettiği gibi, Çanakkale lezzet anlamında tam bir gastronomi destinasyonu. Bunla ilgili de ne kadar çok doneye sahip olduğumuz da Masterchef programında ortaya çıktı. Bütün Türkiye’deki rakiplerimiz, ‘Çanakkale eğer isterse gastronomi destinasyonu olma anlamında çok ileriye gider ve bunu biz Masterchef programı ile anladık’ dedi. Çanakkale’nin tanıtımı anlamında bu programın çok katkısı oldu. Çekimler çok farklı noktalarda oldu ve Çanakkale’nin tamamı tanıtıldı. Bütün bu sahip oldukları gastronomiye bağlandı. Çanakkale’nin bu anlamda gideceği çok ciddi bir yol olduğunu gördük. Çanakkale Ticaret Odası’nın, Çanakkale Valiliğinin, GESTAŞ’ın kıymetli destekleriyle organize edilmiş bir program. Çanakkale-Balıkesir TÜRSAB Başkanlığı olarak tüm bölge başkanlıklarına bu programın tarihini, saatini ilettik ve Türkiye’de bu program 12 bin tane seyahat acentasına böyle bir programın olacağını ulaştırdık. Tüm Türkiye’de programı izledi. Biz açıkçası sonucunu aldığımızı düşünüyorum” diyerek, bir diğer Maceraperest programı ile ilgili işe şu düşüncelerini aktardı:
 
“NTV’de yayınlanan Maceraperest programına bakacak olursak; Gelibolu Yarımadası çok farklı bir destinasyon. Bene yabancı turistlere de yıllardır hizmet veren bir turizmci olarak şunu söylemek isterim; zaten geçmişten beri emekli askerler, profesyonel askerler, Avustralya’nın, Yeni Zelanda’nın, İngiltere’nin var olan askeri tarihçileri bölgeye gelip, bölgede günlerce kalıyorlar, yarımadayı yürüyerek keşfediyorlar. Ancak yürüyerek bu tarihi anlayabileceklerini söylüyorlar. Bu bilinç gelişmediği için, henüz bunu Türk halkına aktarabilmiş değiliz. Biz de Gelibolu Maratonu düzenliyoruz ve en son yapılan beşincisine 10 bine yakın insan katılmıştı. Maraton anlamında da ne kadar talebin olduğunu görmüş olduk. Daha önce kanoyla ilgili olarak Avustralyalı bir firma birçok yarışmacıyı bölgeye getirip, bölgede faaliyetlerde bulundu. Bisiklete binme ile ilgili Çanakkale’de festival yapılıyor ve 5 bin kişi katıldı. Bisikletle ilgili de bilinmeyen çok ciddi bir potansiyelin Çanakkale’ye gelmek istediğini Şehitlere Saygı Bisiklet Turu’ndan da biliyoruz. Dolayısıyla Çanakkale Savaşlarını sadece okuyarak, sadece rehberlerin ağzından dinleyerek değil de, bunlara ilave olarak yarımada üzerinde yapılabilecek sportif faaliyetlere, outdoor dediğimiz aktivitelerle savaşı, tarihi anlayabilme anlamında aktivitelerin yapılabileceğini NTV ekranında görmüş olduk. Programı izleyenler Çanakkale’de yapılacak ne çok şey varmış dediler. Destinasyon anlamında bunları değerlendirmek istiyoruz diyen birçok turizmci arkadaşım oldu. Bu konuyla ilgili TÜRSAB bölge başkanlığı olarak çalışma yapmak istiyoruz.”
 
“BU PAYI KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”
TÜRSAB Çanakkale Balıkesir Bölge Başkanı Çelik, 2021 yaz mevsimi için tatil satışlarının başlayıp, başlamayacağı noktasında ise, “Bununla ilgili en iyi gösterge erken rezervasyon satışlarının seyri. Erken rezervasyonların satışları bir haftadır yürürlükte ve bizim gördüğümüz bir hareket olacağı yönünde. Bu hareketin yönünü ve ivmesini tahmin edemiyoruz. Pandemi süreci, bütün tecrübelerin, öngörülerin, olasılıkların bir kenara bırakıldığı ve her gün bir başka gelişmenin yaşandığı süreç oldu. Çanakkale, Balıkesir turizmcileri olarak 18 Mart ile 18 Haziran arasında bölge turizminin yüzde 65’lik payını icra ediyoruz. Geçtiğimiz sene Mart ayında başladı pandemi ve ilk biz etkilendik tüm Türkiye’deki destinasyonları düşünecek olursanız. Örneğin GAP bölgesinin tercih edildiği aylar Eylül, Ekim ayları. Onlar biraz daha umutluydu. Bizim bölgemizin zamanına kadar belki pandemiden kurtuluruz diye ama onlar da çok ciddi etkilendiler. Sene-i devriye oldu ve 2021’in Haziran ortalarına kadar herhangi bir normalleşme, iyileşme olmazsa, Çanakkaleli turizmciler yine esas payın yüzde 65’lik kısmını kaybetmiş olacaklar ve açıkçası en büyük korkumuz; bu payı kaybetmek istemiyoruz. Şubat sonuna doğru biraz olsun normalleşmek ve 18 Mart gibi hareketin başlamasını hayal ediyoruz. Bunun biraz daha toparlanarak, Haziran ayından itibaren biraz olsun bölgemize hareket bekliyoruz ama her halükarda, 2020 yılının üzerinde yüzde 20 dolaylarında artı ile devam edeceğini düşünüyoruz” diye belirtti.
 
“ASLINDA BİZ BİR YILDIR İŞ YAPAMIYORUZ”
Bir diğer beklentilerinin aşının bulunmasına yönelik olduğunu söyleyen Çelik, “Aşının ülkelere ve insanlara erişmesine paralel şekilde sezonun sarkacağını düşünüyoruz. Sonbahar sezonunun geçtiğimiz senelere göre daha yoğun olacağını; kış ayının, geçmiş yıllardaki kış turizmine göre daha yüklü olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla şu an yapmaya çalıştığımız tek şey, kendimizi Nisan ayına kadar idame ettirip, ayakta kalıp yeni sezonda faaliyetlerimize başlamak istiyoruz. Devletimizden bazı beklentilerimiz olduğunu da söylemek isterim. Bu zamana kadar yapılan destekler ve bütün detaylarla ilgili öncelikle teşekkür etmek isterim. Devlet elinden geleni yapıyor, bunu biliyoruz. Altını çizmek istediğim bir konu var. Tabi salgın döneminde bütün sektörler çok etkilendi fakat etkilenen sektörlerin bir sıralanmasını istiyorum ve bundan sonraki teşviklerin, desteklerin bu sıraya göre yapılmasını istiyorum. Eğer yüzdelik bir pay dağıtılacaksa herkese eşit olmasından ziyade birinci sıradakine yüzde 20’lik bir pay verilsin diye düşünüyoruz. Çünkü bazı sektörler pandemi sürecinde çok ciddi kârlar elde ettiler. Turizmcilerin aksine çok ciddi ilerlediler. En azından turizm 34 ayrı sektöre hizmet veren birim demek. Yani bizim ayakta kalmamız diğer sektörlerin de ayakta kalması anlamına geliyor. Önümüzde çok ciddi bir 7-8 aylık süreç var. Bu süreçte devletten SGK primleri, vergi konularında yardım bekliyoruz. Ertelenmesini istiyoruz. KGF destekli, kışı geçireceğimiz bir destek bekliyoruz. Seyahat acentaları gerçekten zor durumda. İnsanların bir yanılgısı var; salgın süreci Mart ayında başladı fakat Çanakkale bölgesinde ve tüm Türkiye’de belki aslında turizmin bittiği ay Kasım ayıydı. Kasım’dan pandeminin başladığı Mart ayına kadar bizim işimiz olmamıştı. Üzerine pandemi eklendi. Aslında biz bir yıldır iş yapamıyoruz. Bunun da göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Turizmci demek, yurtdışından döviz getiren sektör demek ve cari açığa en büyük katkı sağlayan sektör. Bu anlamda bile çok kıymetli desteklerde bulunulması gerekiyor” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN