Koronavirüs tedbirleri kapsamında geçtiğimiz Eylül ayında uzaktan eğitim ile öğrenimlerine evde başlayan birçok öğrenci, yeni sisteme alışmaya çalışıyor. Öğrencilerin, bu salgın sürecinde farklı davranış kalıpları gösterebileceğini söyleyen Psikolojik Danışman Esen Acarer Kahya, ebeveynler için çeşitli tavsiyelerde bulundu.
 
2020-2021 yılı eğitim ve öğretim sürecinin online olarak başlamasının ardından birçok öğrenci bu yeni sistemde öğrenim görmeye alışmaya çalışıyor. Ekran başında uzun saatler geçiren çocuklar, bir yandan ödevlerini yapmaya çalışırken diğer yandan sürekli evde olup, sosyalleşmemenin de problemlerini yaşıyor.
 
Bu süreçte ebeveynlerin çocuklara destek olmasının çok önemli olduğunu söyleyen Psikodrama Terapisti ve Uzman Psikolojik Danışman Esen Acarer Kahya, çeşitli tavsiyelerde bulunarak, öğrencilerin evde öğrenim gördükleri bu dönemde ebeveynlerin yapabileceklerini anlattı.
 
ANNE-BABANIN KAYGISI ÇOCUĞA YANSIYOR
Uzman Psikolojik Danışman Esen Acarer Kahya, “Koronavirüs salgını tüm dünyada, yetişkinleri etkilediği gibi çocukları da etkiledi. Bunun esas etkilerini 5-10 yıl sonra göreceğiz. Bu dönemin en büyük handikabı, büyük bir belirsizlik ile karşı karşıyayız ve tabi ki çocuklar da bundan payını aldılar. Biz yetişkinler aramızda konuşabiliyor, kaygılarımızı paylaşabiliyoruz. Ekonomi, eğitim, sağlık gibi konularda ‘Bizi gelecekte ne bekliyor’ üzerinden konuşabiliyoruz ama çocuklar bunlar hepsine maruz kalıp, aynı zamanda ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu dönemde ailelere düşen en önemli sorumluluk, kaygılarını yönetmek. Kaygı bulaşıcıdır. Eğer anne-baba veya evdeki diğer bireyler kaygılarını yönetemezlerse bu çocuğa direkt geçiyor ve bu dönemlerde çok yoğun problem davranışlarla karşılaşıyoruz. Alt ıslatma, tırnak yeme, tik oluşturma, saldırganlık bu dönemde artış göstermişse ilk önce anne-babaların kendi kaygı düzeylerine bakmaları gerektiğini söylüyorum” dedi.
 
“KENDİNİZ VE ÇOCUKLARINIZ İÇİN BİR HAVALANDIRMA PENCERESİ AÇIN”
“Bu dönemin bir diğer handikabı çok sevdiklerimize çok fazla maruz kalmaya başladık. Anne-baba evden çalışıyor, çocuk eğitimi evde alıyor ve 7/24 bir arada vakit geçirmeye başladık” diyen Kahya, “Daha önceden hiç bilmediğimiz bir bilgiydi ve bu tabi ki herkes için çok zordu. Hem ebeveynler hem çocuklar için önerdiğim lütfen kendiniz ve çocuklarınız için bir havalandırma penceresi açın. Yapabiliyorsanız evinizin bir köşesini, bireysel olarak vakit geçirebileceğiniz, diğerlerinizden ayrı bir saatiniz olsun. Yapabiliyorsanız dışarıda kuralları gözeterek, açık havada yürüyüş düzenleyebilir, sınırlı sayıda insanlar sosyal ortamda bir araya gelebilirsiniz. Aynı düzenleme çocuklar için de geçerli. Okula gitmedikleri için sosyal hayattan tamamen izole etmek çok doğru değil. Yakın akrabalarla, kuzenlerle, komşu çocuklarıyla yani kendi küçük gruplarını oluşturarak aslında çocukları mutlaka bir araya getirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
BİRÇOK BECERİYİ OKULDA ÖĞRENİYORLARDI
Çocukların uzaktan eğitim aldıkları bu süreçte, ebeveynlerin akademik başarıya değil daha çok sosyal ve bilişsel alanlardaki gelişimine odaklanmaları gerektiğini söyleyen Uzman Psikolojik Danışma Kahya, “Aileler akademik başarıyı bu dönemde bir tarafa bırakmalılar çünkü o bir şekilde tamamlanır. Çocuk okuma yazmayı da öğrenir, matematik becerilerini de öğrenir. Çocuklar; kurallara uyma, yönergeleri alma, arkadaşları ile bir arada olma, problem çözme, becerileri geliştirme gibi birçok beceriyi okulda öğreniyordu ama maalesef şu anda esas olarak eksik kaldıkları alan akademik alan değil bu alan. Dolayısıyla bunun tamamlanması gerekiyor. Oluşturulacak olan küçük gruplarla, mutlaka çocukların akranlarıyla oyun oynamasına izin vermek gerekiyor. Bu dönemde yine çocukların için en önemli gözlem aracımız oyun. Çocuk her şeyini oyun ile anlatır. Ebeveynler olarak onların oyunlarını izlemek, katılabildiğimiz ölçüde oyunlarına katılabiliriz. Fakat bunu ebeveynin gerçekten buna uygun olduğu, onun da enerjisinin olduğu saatler olmalı. Zorunluluk olduğunda bir anlam ifade etmiyor.  Yaşlarına uygun sosyal bilişsel aktiviteler planlanabilir. Çanakkale bunun için çok uygun. Küçük geziler, doğa gezileri yapılabilir. Çocuk mutlaka açık havada her gün vakit geçirmeli. Deniz kıyısı, orman, toprak, kum mutlaka bunlarla temas etsin. Açık havada, fiziksel egzersizler mutlaka yapılmalı. Tüm aile bunu organize edebilir uygun saatlerde” diye anlattı.
 
“FİZİKSEL DURUMUNA GÖRE EV İŞLERİNDE SORUMLULUK VERİLMELİ”
Kahya, evde çocuklar için belli rutinler olmasının ve bu dönemde çeşitli işler ile sorumluluk sahibi olmasını öğretilmesinin önemli olduğunu söyleyerek, “Belirsizlik hepimizde olduğu gibi çocukları da çok rahatsız eden şeylerden biri. Şu an en büyük sorunumuz belirsizlik. Her şeyi evin içinde yapıyor olsak da mutlaka bir rutin oluşturulmalı. Sabah uyanma saatleri, akşam yatma saatleri, yemek saatleri ve okul saatleri mutlaka düzenlenmeli ve bu program çocuğa bildirilmeli. Çocuk bunları bilirse kaygısı azalır, kendini daha güvende hisseder. Rutinler herkese kendini güvende hissettirir. Ev işlerine dahil edilmeli. Kaç yaşında olursa olsun, her çocuğun alabileceği bir sorumluluk var ev içerisinde. Bazen çocukları o evde yaşamıyormuş gibi muamele yapıyoruz ve hiçbir şeye dahil etmiyoruz. Her şey hazır bir biçimde önüne geliyor. Bunu düzeltmek için güzel bir dönem bu. Sorumluluk vermek yani; sofra toplamak, bulaşık makinesini boşaltmak, çamaşır makinesini doldurmak, çamaşır asmak gibi yaşına göre fiziksel durumuna göre ev işlerinde sorumluluk verilmeli. Ama anne baba olarak da bu yaptıkları işleri düzelterek değil. ‘Burası olmamış ben bir daha yapayım’ derseniz çocuğa bir daha o işi yaptırtamazsınız. Biraz göz yumarak, eksik olması hiç önemli değil. ‘Sen de bu evin bir bireyisin, senin de sorumlulukların var’ demek bu dönemin en büyük kazanımlarıdır” şeklinde konuştu.
 
“EKRANSIZ BİR MOLA SAATİ DÜZENLENMELİ”
Öğretmenlerle işbirliğinin bu dönemde çok önemli olduğunu söyleyen Kahya, ders aralarında ise ekranlardan uzak durmalarını tavsiye etti: “Öğretmen ile kuracağınız işbirliği, çocuğunuz ile ilgili yapacağınız gözlemlerin paylaşılması dönemin ihtiyaçlarından. Ayrıca yapabiliyorsak ders aralarında mümkün olduğunca az ekrana baksınlar. Şimdiki çocuklar oyunlarını orada oynuyorlar, sosyal medya kullanıyorlar ve şimdi eğitimle beraber her şeyleri orada. Sosyallikleri de orada. 10-11 yaş üstü çocuklar, tüm yaşamlarını bilgisayar ve internet üzerinden yürütüyorlar. Biraz aile olarak bunun daha fazla kontrol edilmesi gerekiyor. Özellikle küçük çocuklar için ekran başında ders yaptıysa molalarda tablet, telefon vermek yerine ekransız bir mola saati düzenlenmeli ve mümkünse o ekranı ne kadar azaltabiliyorsak hayatlarından o kadar azaltmak.”
 
“ESAS BAŞARININ NE OLDUĞUNU ÇOCUKLA KONUŞARAK PAYLAŞMALI”
Psikolojik Danışman Esen Acarer Kahya, bu dönemde çocukların birçok strese ve kaygıya kapılmasından ötürü başarısızlık hissi yaşamaması için ebeveynlerin tutumlarının çok değerli olduğunu vurgulayarak, “Eğer mükemmeliyetçi bir aileyseniz, böyle bir tutumunuz varsa çocuğunuzu sürekli akademik başarılarına, aldığı tutumlara göre değerlendirirseniz çocuk başarısızlık hissini hayatına genelleyebilir. Böyle bir durumda anne babanın bu dönemde aldığı notların onun hayatında ne ifade ettiğini, kendilerinin hayatında ne ifade ettiğini, esas başarının ne olduğunu çocukla konuşarak paylaşmalı ve tabi ki davranışlarına yansıtarak anlatmalı. Karşılaştırma yapmamalı. ‘Daha önceden böyle yapmıyordun, şimdi puanın neden düştü’ gibi konuşmaları ailelerin bir tarafa bırakması gerekiyor. Eğitimcilere çok büyük rol düşüyor. Eğitimcilerin çocuklara bunu doğru anlatması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
“OLUMLU GELİŞMELERDEN ÇOCUKLARI HABERDAR EDİN”
“Bu dönemde herkesin ihtiyaç duyduğu şey sabır” diyen Kahya, son olarak şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuklarla kurduğumuz ilişkide de en önemlisi bu. Aynı soruları çok fazla tekrarla sorma ihtimalleri yüksek. Sabırla her seferinde cevaplamak önemli. İhtiyaç duydukları şey bu. Olumlu gelişmelerden çocukları haberdar etmek de önem kazanıyor. Hem hastalığın seyri ile ilgili dünyadaki gelişmeleri takip edip, ‘aşı çalışmaları şu noktaya gelmiş, bu ülkede şunlar olmuş’ gibi olumlu haberleri konuşmak, hem de bu dönemdeki bireysel olumlu kazanımları konuşmak psikolojik sağlığımızı koruma yollarından biri diye düşünüyorum.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN