15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü olması sebebiyle Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarımda çalışan kadınların desteklenmesinin gerekliliğine vurgu yaparken, Çanakkale Ziraat Odası Birliği Başkanı İsmail Kaya da, tarımın geleceğinin içinde kadının yerinin çok önemli olduğuna dikkatleri çekti.
 
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Kadın Çiftçiler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada çalışan kadınların 4’te 1’inin tarımda olduğu bilgisini paylaştı. Bayraktar yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de yönetiminde yer aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda genelde çiftçilerin, özelde kadın çiftçilerin mağduriyetleri ve hak kayıplarının giderilmesi için büyük gayret gösterdiklerini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı: “Tarımda çalışan kadınların yüzde 95’i sosyal güvenlik sistemine kayıtlı değil. Pozitif ayrımcılığı hak eden kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi için teşvik edici önlemler alınmalıdır. Kadın çiftçilerimiz için senede 90 gün yıpranma payı, primlerin yüzde 50’sinin devlet tarafından ödenmesi başta olmak üzere birçok alanda pozitif ayrımcılık talep ediyoruz. Bu yıl 27 gün olarak uygulanan, 2023 yılında 30 güne çıkacak olan Tarım Bağ-Kur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Tarımda çalışan kadınlar, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılabilmelidir. Engelli bakımını üstlenen kadın çiftçilere, prim ödemesinde ayrıcalık sağlanmalıdır.”
 
“ÜRETİMDE OLAN KADINLARIMIZIN EMEKLERİNİN GÜNÜ”
Çok fazla ürün çeşitliliği ile tarım anlamında önde şehirlerden biri olan Çanakkale’de de kadın çiftçilerin sayısının fazla olduğunu söyleyen Ziraat Odası Birliği Başkanı İsmail Kaya, kayıtlara bakıldığında aile işletmeleri olduğundan dolayı çalışan kadın sayısının az gözüktüğünü, bu yüzden de çalışan kadın sayısını tam yansıtmadığını dile getirdi.
 
Başkan Kaya, yaptığı açıklamada, “Tarımla alakalı ciddi emekleri olan, çalışmaları olan, alın teri olan ve üretimin tam ortasında olan üreticilerimizin yarısı kadınlardan oluşuyor ve 15 Ekim, bu üretimde olan kadınlarımızın emeklerinin günü. Tarım, ülkemizin ve dünyanın en önemli işlerinden biri. Bunu yıllardan beri söylüyoruz ama pandemi ile beraber önemi daha da anlaşılmış oldu. Bu uğraşı veren kişilerin yarısı da kadınlardan oluşuyor. Dolayısıyla kadını tarımda tutmak, tarımı ayakta tutmak anlamına gelir. Tarımda gelecek umut ediyorsak her şeyde olduğu gibi, kadınlarımızı tarımda tutmamız gerekiyor. Bunun için devletin yapmış olduğu pozitif ayrımcılıklar var. Ama bunların artarak devam etmesi, kadınlarımızı tarıma daha çok yönlendireceğine inanıyorum çünkü kişilerin tarımda çalışmasını istiyorsak, bir şeyler sunmamız gerekiyor. 40 derece altında çalışmak ya da soğukta, yağmurun, karın altında çalışmak kolay değil. Anlamak için yaşamak gerekiyor ve ancak bunu çalışanlar anlıyor. Bu kadar zor bir işi yapacak olan üreticilerin yanında olmamız gerekiyor. Kadınlarımıza verilen destekler var ama kadınlarımızın ekonomik olarak da hissedebildiği şekilde desteklerin olması gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş yıllarda Dünya Kadın Çiftçiler Günü sebebiyle programlar düzenliyorduk fakat bu sene pandemi nedeniyle uzaktan kutlamak durumunda kaldık. Bütün çalışan kadın çiftçilerimizin gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı.
 
“NE KADAR ERKEK ÜRETİCİMİZ VARSA O KADAR KADIN ÜRETİCİMİZ VAR”
Ülkede olduğu gibi Çanakkale’de de sisteme bakıldığında kadın çiftçi sayısının düşük görünmesinin sebebinin, aile işletmeleri olmasından kaynaklı olduğunu, halbuki kadın çiftçilerin erkek çiftler kadar fazla olduğunu söyleyen Kaya, “Kadın çiftçilerin sayılarına baktığımızda yoğunluğu az gözüküyor ama durum aslında şu; sisteme kayıtlı işletmelerin birçoğu aile işletmesi. Yani bir erkek çiftçi varsa yanında çalışan bir de kadın çiftçi oluyor. Ne kadar erkek üreticimiz varsa o kadar kadın üreticimiz var. Aile işletmelerinde çiftçi kayıt belgeleri erkek üzerine kayıtlı olduğu için bu sayı az gözüküyor ama gerçek sayılara baktığımızda tam yarı yarıyadır.  Bugün bahçelere, tarlalara gittiğimizde kadın çalışanları daha fazla görürüz. Kadın üreticilerimiz olmadan erkek üreticilerimizin bir şey yapması mümkün değil” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN